Sosis imalâtı ve siyasi pazarlık herkesin önünde yapılmaz
Aynı yastığa baş koyarken aralarına kara kedi girmiş bir çiftin yeniden biraraya gelme çabalarını izlediniz mi? İzledinizse bilirsiniz: Yalnızca lehte dil dökmek yetmez, bayağı alttan almak da gerekir; tabii dozu kararında tutmak şartıyla. Barışmak isteyenin, ara sıra suçlayıcı bir tavır takınsa bile, çoğu kez yalvarması gerekebilir...
Önemli olan, sonuç almak, yani evliliği kurtarmaktır.
Daha zor olanı kan davalıların barışmasıdır; araya kan girince sorun daha geniş bir çevreyi ilgilendirmeye başlar çünkü... Savaş sonrası uzlaşmalar için ise konferanslar düzenlemek şart olur. Tarihte savaş kadar uzun sürmüş barış müzakereleri vardır.
PKK lider kadrosundan bazılarıyla devlet sorumlularının bir yerlerde yürüttükleri barış amaçlı görüşmelerin birine ait internete düşen ses kaydının metnini okurken tarafların zorlandığını fark ediyorsunuz. Bir taraf sizi bitirmeye niyetli bir devleti bundan vazgeçirip dağa çıkardığı insanları en az zararla eve döndürmenin, diğer taraf ise yüksek maliyetli bir savaşı daha fazla kan dökülmeden sona erdirip başka sorunların peşine düşmenin derdinde...
İki taraf da tetikte, iki taraf da kendisi için önemli kişi ve kesimleri hesaba katarak konuşuyor...
Metni tam da şu sıralarda gündeme sokan odak, belli ki, milleti siyasi iradeye küstürme niyetinde; örgüte de muhatap alınma meşruiyeti kazandıracağı umudunda. Katılanları acıktıracak kadar uzun sürdüğü konuşmalardan anlaşılan bir görüşmeden kimbilir kimlerce kesilerek sunulan bölümler bu hissi verecek biçimde seçilmiş...
Oysa biz o aşamayı geçeli hayli zaman oldu. PKK terörünü sona erdirmek için çok taraflı görüşmelerin sürdürüldüğünü, İmralı ile Kandil’in zaman zaman muhatap alındığını çoktandır biliyor bizim millet... Sonuçta kan durdurulacak, eller tetikten çekilecek, silâhlar susacak ve ülkeye barış gelecekse bunu yadırgamıyor da...
Kendi hesabıma, görüşmenin metnini dönüp dönüp tekrar okurken, katlanılan onca zahmete rağmen terör eylemlerinin şu yakınlarda yeniden tırmandırılmasına siyasetin gösterdiği tepkinin sebebini daha iyi anladım.
Türkiye’dekine benzer biçimde ayrılıkçı teröre muhatap başka ülkelerde devlet ile örgüt arasında yürütülen görüşme trafiği de sorunlarla dolu geçmişti; bunlar biliniyor. Sorun çözmede mahir uzman kişilerin araya girmesi, kilitlenme durumunda üçüncü şahısların müdahalesi söz konusu olmuştu.
Metinde adı birkaç kez geçen Norveç’in başkenti Oslo bu tür görüşmeler için sürekli tercih edilen bir mekân. Sri Lanka’daki ayrılıkçı Tamil Kaplanları (TK) örgütünü yokoluşa götüren hepimizin tüylerini diken diken eden süreç de Oslo’da yürütülen müzakerelerin çıkmaza girmesiyle başlamıştı. 2002 yılında başlayan görüşmelerde son nokta 8-9 Haziran 2006 olarak belirlenmiş buluşmada konulacaktı; TK uyduruk bir gerekçeyle randevuyu tek taraflı iptal ediverdi.
TK’nı yok etme süreci, Norveçli arabulucu Erik Solheim’ın “Görüşmelerin çıkmaza girmesinden artık TK örgütü sorumludur” açıklamasıyla başlamıştı.
İnternet sitelerine düşen kayıt neyin habercisi acaba?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.