Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Işık içinde yatınız

Işık içinde yatınız

Be terbiyesiz herif, çokbilmiş edalarıyla laf sokacağına, aç da 28 Şubat sürecini oku...

Erbakan hükümeti “AB karşıtıdır” gerekçesiyle az mı dayak yedi?

Batıcılarınız, ulusalcılarınız, Beyaz Türkleriniz, CHP’lileriniz, işverenler örgütünüz, hatta İlhan Selçuk’unuz işaret etti, dönemin TSK’sı dövdü.

Dövmedi mi?

TSK’nın AB yanlısı olmaması, dayağın “AB karşıtlığından” kaynaklandığı gerçeğini değiştiriyor mu?

Seni Ülkü Tamer’in içinde “şişman” geçen şiirine havale ediyorum.

Kaldı ki TSK, lüzumu halinde AB’ci de olmuştur.

İyi mi yapmıştır, kötü mü yapmıştır bilemem ama duruma ve konjonktüre göre pozisyon almayı bilmiştir.

İlhan Selçuk dedim de aklıma geldi...

Işık içinde yatsın, bir vakitler (60’lı yıllar olabilir mi?) Amerika’yı ziyaret etmiş, “izlenimlerini” kitap haline getirmişti.

Bu kitabın ismi “Güzel Amerikalı”dır.

Işığı ve toprağı bol olsun, yazdığı her satırı değerlendiren, günlük makalelerini bile kitap yapan, kitapların tekrar basımı konusunda titizlenen İlhan abi, “Güzel Amerikalı” kitabının ikinci basımını yapmadı, yaptırmadı.

Neden?

Bir zaman geldi, “Güzel Amerikalı”, “Çirkin Amerikalı”ya dönüştü.

Hem çirkindi, hem saldırgandı, hem de emperyalistti.

Emperyal heva ve heveslerini bizim üzerimizde de denemişti, haşhaşımızı yasaklatmıştı, bağımsız bir politika izlememize izin vermemişti, bizi “ileri karakolluğuna” memur etmişti, başımıza 12 Mart ve 12 Eylül darbelerini sardırmıştı, “Yeşil Kuşak” teorisini hayata geçirerek “gericiliğin ve dinciliğin önünü açmıştı...”

Işık içinde yatsın, bize Amerika nefretini öğreten İlhan abi, ölümünden birkaç yıl önce, Corc Dabılyu Buş’a açık bir mektup yazdı ve “Türkiye’yi AKP iktidarından kurtarmasını” istedi.

Mektubunda, “Türkiye’nin kaderine el koymalısınız, gericiliği önlemelisiniz sayın Başkan” gibilerden ifadeler bile yer alıyordu.

Kaderin garip cilvesine bakın ki, İlhan abi “müdahale siparişinde” bulunurken, Hudson Enstitüsü’nde darbenin fizibilitesi yapılıyordu.

Fizibilite çalışmalarına katılan iki Türk generali, darbe soruşturması nedeniyle elan “tutuklu” bulunmaktadır.

Şimdi bir başka terbiyesiz de çıkıp, “İlhan Selçuk ABD karşıtıydı, generallerimiz de hiçbir zaman ABD’ci olmamıştır!” der mi, der...

O değil de, “Türkiye, Füze Kalkanı Anlaşmasını İsrail’i korumak için imzaladı” diyen Kemal Kılıçdaroğlu, altı yedi ay kadar önce, bir İngiliz dergisine verdiği demeçte, “Füze Kalkanı Projesi”nin ne kadar da mühim ve gerekli bir proje olduğunu anlatmış, açık desteklerini sunmuş.

Mutlu Tönbekici’yle katıldığımız bir televizyon programında, bize Kemal Bey’i sordular.

Konuşmak içimizden gelmedi.

Soruyu geçiştirdik, “Nesini konuşacağız Allah aşkına!” filan gibi laflarla işi karambole getirdik.

Hakikaten nesini konuşacaktık?

Kaç zamandır yazmak da içimden gelmiyor ama Kemal Bey durmuyor...

Durduramıyoruz...

Muhalefet yapıyor...

İyi ediyor.

Hükümetin “ak” dediğine “kara” deme hakkını kullanıyor.

Bunu da çok iyi yapıyor.

Fakat, Füze Kalkanı Projesi’nin “reel ve teknik olarak” İsrail’i koruyamayacağını, İsrail’in kendi kalkanları bulunduğunu, üstelik “Füze Kalkanı” dediği şeyin Erken Uyarı Sistemi olduğunu bilmiyor.

Buyurun ayıklayın...

Kim AB’ci, kim Amerikan karşıtı, kim İsrail muhibbi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi