Sevgili okuyucular, geçen gün Prof. İlberyus Ortaylius’u Topkapı Sarayı’ndaki makamında ziyaret ettim. ‘Bu defa ben sana geldim. Bakalım yeni haberlerin var mı?’ diye sordum. İlberyus Hoca, elindeki kaşıkçı elmasıyla oynayarak, ‘Hiç olmaz mı mîrim?’ deyip gülümsedi; ‘Sana bomba gibi bir haberim var!..’ Daha sonra, ikram ettiği demirhindi şerbetini içerken, anlattıkları karşısında gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Tarihin ilk istihbarat teşkilâtı
Efendim, İlberyus’un anlattığına göre, meğer tarihin ilk istihbarat teşkilâtı Abdera’da kurulmuş. M.ö. 6. yüzyılda Batı Anadolu’dan bugünkü Yunanistan’a göç eden Teos (Karaburun) halkı, burada Avdhira şehrinin bulunduğu yerde Abdera Şehir Devleti’ni kurmuşlar. Teoslular, Abdera’yı kurarken, beraberlerinde ünlü Frigya Kralı Midas’ın altıncı göbekten torunu Midasius’u da getirmişler. Ne de olsa, Midasius da Abderalılar gibi Anadolulu imişler...
‘Ne var bunda yahu?’ diye sabırsızlanıp sözünü kesince, İlberyus ‘çatlama da dinle. Sana tarihin en büyük sırrını tevdi ediyorum’ diyerek huysuzlandı ve anlatmaya devam etti.
C.M. Wieland’ın, ‘Eşeğin Gölgesi’ isimli romanından, eşeklere düşkünlüğünü
bildiğimiz bizim budala Abderalılar, büyük dedesi gibi uzun kulakları olan Midasius’a
özel bir ilgi göstermişler.
Bu arada, Midasius’un kulaklarının çok iyi duyduğunu öğrenen Pers İmparatoru
II. Buşos, Abderalıların haberi olmadan, Midasius’a ve uzun kulaklı ailesine tarihin ilk istihbarat teşkilâtını kurdurasıymış...

önderyus’un Valiyus muhabbeti
Efendim, M.ö. 508 yılında, Abdera’daki jakobenyusların temsilcisi Okoslar, seçimleri bir türlü kazanamayınca, ülkedeki demoskratos rejimini yıkarak yerine, jakobenyusların jüriskratos rejimini kurmak istemişler. Bunun için de sırtlarını darbeyusçu generalyuslara, karacübboslu rektöryuslara, medyostaki laicuslara, Yargıtayos, Danıştayos ve de özellikle Anayasos Mahkemos’a dayamışlarmış.
Jakobenyuslar ile Okoslar elele vererek Ampulosları kapatma dâvası açtırmışlar. Lâkin, düzenledikleri komployusları çok iyi bildikleri için, çevirdikleri dolapları Ampulosların öğrenmesinden korkarlarmış. Bu yüzden de Ampulosların adamı zannettikleri Midasius’un, eşek kulaklarıyla kendilerini dinlemesinden endişe ederlermiş.
Bir defasında, Kral 10. Sezeryus’un tayin ettirdiği Okos militanı bir Valiyus ile muhabbet ederek, Valiyus’tan saatlerce taktik alan Okosların Genel Sekreteri önderyus,
o esnada kendisini arayan Vakitos’un muhabirinin telefoniusunu kapatmayı unutunca olanlar olmuş... Bu muhabbet yayınlanınca, önce susup bekleyen Okosların lideri Denyos ile unutkan önderyus, bir anda zeytinyağı gibi suyun üstüne
çıkarak kıyameti koparmışlar...

Uzun kulak operasyonu
Efendim, Okoslar, önderyus’u dinleyenin Midasius olduğunu ileri sürüp Midasius’un kulaklarının kesilmesini istiyorlarmış.
Okoslar, bununla da yetinmemişler ve Abdera’daki bütün uzun kulaklıların kulaklarının kesilmesini istemişler. Bazı Okoslu fanatikler, Abdera’daki eşeklerin ve tavşanların da kulaklarını kesmeye girişmişler. Bu arada, Okoslu bir parti içi muhalif, ‘yanlışlıkla’ önderyus’un kulaklarını kesince ortalık birbirine girmiş. Okosların Disiplin Kurulu Okoslu muhalifi partiden derhal ihraç etmiş...
İlberyus sözün burasında elindeki yazı tabletinin külünü üfleyerek, ‘Mîrim, bu olay üzerine Kulak Hakları Evrensel Beyannamesi yayınlanmış’ dedi. Yüzümdeki şüpheli ifadeyi görünce, gülerek ‘Valla, ben Heredot’un yalancısıyım’ deyip sözlerine devam etti.

Paranoyanın tarihçesi
“Sen Heredot’a ne bakıyorsun Hocam” dedim; “Ona kalsa, paranoyanın da ilk olarak Abdera’da ortaya çıktığını iddia ediyor.”
Gerçekten de, Heredot’a göre, Abderalı filozof Demokritus’un çağdaşı ve arkadaşı Hipokratos, ilk paranoid sendroma Abdera’da rastladığını söylemiş. Abderalı jakobenyusların ‘Laicus elden gidiyor’ halüsinasyonunun paranoyada çok etkili olduğunu nakleden Heredot, önce Paksütos’un, takip edildiğini ileri sürmesini, daha sonra önderyus’un takıntılarını örnek olarak sayıyormuş.
Ampuloslu bir Abderalı ise, önderyus’un başına gelenlerin, Apollo’ya dil uzatması sonucunda ortaya çıktığını söyleyerek, ‘Apollo önderyus’u çarptı’ diyesiymiş...
Bütün bu olaylar karşısında gülmekten bayılan Demokritus’u bulduklarında elinde yeni kesilmiş bir çift kanlı eşek kulağı varmış...