Dünyaya adalet gelecekse...
PRETORIA (Güney Afrika)
Filistin Devleti resmen tanınmak üzere BM’ye başvurdu; Mahmud Abbas’ın girişimi ön değerlendirmeden geçip Güvenlik Konseyi’ne (GK) gelmeyi başarırsa ciddi bir duvarla karşılaşacak: Amerikan vetosu...
ABD, BM’nin ‘veto’ yetkisine sahip beş ülkesinden biri çünkü...
Önceki gün gündeme alınan ‘Suriye’ye yaptırım’ kararı ise Rusya ile Çin’in veto duvarına çarptı. Bu iki ülke de GK’nin ‘veto’ hakkı kullanabilen asıl üyelerinden...
Diğer iki ülke olan Fransa ve İngiltere ise, birkaç konu hariç neredeyse her oylamada ABD’yle birlikte hareket ediyor. ABD neye karşıysa Fransa ve İngiltere de ona karşı tavır alıyor...
BM’de, bir tarafında ABD, İngiltere ve Fransa’nın diğer tarafında ise Rusya ile Çin’in bulunduğu iki blok varlığını hissettiriyor. Hepsinin üzerinde birleştiği veya hepsinin karşı çıktığı konular olsa da, iki bloktan birinin özel ilgi alanına düşen pek çok konuda BM’den karar çıkartmak artık çok zor.
İsrail’i kınayan bir karar çıkartılamıyor son zamanlarda; eskiden çıkmış yüzlerce kararı da İsrail uygulamadı zaten...
Kurduğu uyduruk komisyonun ‘Mavi Marmara’ ile ilgili raporunda (Palmer Raporu) nasıl taraf tuttuğunu hepimiz gördük BM’nin... İsrail’in Gazze saldırısı üzerine BM’nin Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstein’e hazırlattığı ‘yansız’ raporun âkıbetini de biliyoruz: Dört bir yandan ağır saldırılar altında kalan Musevi asıllı yargıç Goldstein, en önemli tespitlerinden vazgeçtiğini açıklamak zorunda bırakıldı.
Sonuçta BM böyle bir uluslararası kurum işte: İkinci Dünya Savaşı’nın muzafferleri arasında dağıtılan yetki ve imtiyazlar, o günden bugüne değişen dünya dengelerine rağmen, varlığını koruyor. Savaşın yenilenleri ile 1945 dolaylarında sesini çıkartacak durumda olmayan ülkeler, haklarında verilecek kararları 70 yıl öncesinin muzafferlerine bırakmak zorundalar.
“Adaletin bu mu dünya?” diye sorsak yeridir...
Güney Afrika’nın başkentinde, çoğunluğunu bu ülkede görevli diplomatlarla yerel bilim insanlarının oluşturduğu bir kalabalık önünde yaptığı konuşmada, Başbakan Tayyip Erdoğan, en coşkulu alkışı, İsrail’in aşırılıkları karşısında âciz kalan BM sistemine eleştiriler yönelttiği sırada aldı.
“Amerika kıtasının, Asya’nın, Avrupa’nın temsilcilerinin veto hakları var da, sözgelimi koca Afrika kıtasından tek bir ülkenin veto yetkisi neden yok?” sorusu dinleyicilerin zihnine çakıldı kaldı. Ortadoğu bölgesi veya İslâm Dünyası da ‘yok’ mesabesinde BM sisteminde...
İslâm Dünyası 1,5 milyarlık büyük bir coğrafya üzerinde uzandığı ve bu dünyayı ilgilendiren konularda 56 devletin ortak çıkarları söz konusu olduğu halde... Afrika kıtası da 1 milyarlık nüfusu ve 54 ülkesiyle dağınık duruş sergiliyor BM’de...
Bozuk sistemin günümüzün gerçeklerine uygun yeni bir dengeyi yansıtacak biçimde köklü bir değişimden geçmesi şart.
Haber sayfalarında okuyacağınız üzere, Başbakan Erdoğan, bize, ‘daha çok sayıda ülkenin Güvenlik Konseyi’nde dönüşümlü olarak yer aldığı âdil bir BM sistemi’nden söz etti. Eşitlerin birliği olsun istiyoruz.
Türkiye dünyayı dönüşüme zorluyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.