Biraz da bunlara güleceğiz
Siz, “güncellenen” özel tüketim ürünü fiyatlarına gülüyorsunuz... Gülmelisiniz de... “Zam” dememek için kıvranan eski zaman politikacılarının bulduğu “fiyat ayarlaması” gözden düştü, zamanın ruhuna ve trende uygun bir tanımlama bulundu:
Fiyatlar güncellenecek bundan sonra.
Kemal Kılıçdaroğlu hiç iktidara gelemeyeceği için, fiyat ayarlaması ve güncelleme yapmak zorunda kalmayacak, dolayısıyla “kötü kişi” ilan edilme şansını kullanamayacak ama kapıya dayanmış “Mustafa Sarıgül tehlikesini” nasıl atlatacak?
Ben de buna üzülüyorum işte.
Daha doğrusu, gülüyorum.
Beklenti, Sarıgül’ün CHP’ye davet edilip, ilk yerel seçimde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı gösterileceği yönündeydi.
Sarıgül, şişede durduğu gibi duran politikacılardan olmadığı için, belediyecilikte kaydedeceği görece başarıyı ülke yönetiminde de test etmeye kalkacak, “Tayyip Erdoğan da aynı hiyerarşiyi izlemişti, ben neden denemeyeyim?” düşüncesinin de vereceği gazla, ilk kurultayda kafa çıkarıp genel başkanlığa aday olduğunu açıklayacaktı.
Gülecektik...
Bir de Metin Feyzioğlu var.
Bu Feyzioğlu, bildiğimiz Feyzioğlu’nun torunu ya da yakın bir akrabası...
Bildiğimiz Feyzioğlu, yani Kayserili Turhan Feyzioğlu, dönemin CHP’sini yeterince Kemalist bulmadığı için partisinden istifa edip, amblemi koç boynuzu olan Cumhuriyetçi Güven Partisi’ni kurmuştu...
Babalarımız da buna çok gülmüşlerdi.
Feyzioğlu, “Sosyalizme ve liberalizme karşıyız, yolumuz Mustafa Kemal’in yoludur” diyordu, “çağdaş bir yaşam” vaat ediyordu.
Hatırı sayılır bir oy da almıştı ama “tutunamadı”; daha doğrusu, “fizik yasalarının” önüne geçemedi ve buharlaşarak yok oldu. CGP, 15 milletvekiliyle parlamentoda temsil edilen, önce 10’a, sonra 3’e, ardından 1 milletvekiline düşen, sonunda da buharlaşarak yok olan ilk ve tek Kemalist partidir.
İlginçtir, oy oranı düştükçe, Feyzioğlu’na da devlet kapıları aralanıyordu.
Mesela, 12 Mart’ın darbe hükümetlerine 6 bakan vermişti.
Kendisi de MC döneminde Başbakan Yardımcılığı’yla taltif edilmişti.
Kenan Evren’in 12 Eylül’de Başbakanlık teklif ettiği en mutemet isimlerden biriydi.
Rahmetli Feyzioğlu CHP’ye genel başkan olmayı çok istemişti.
Rivayet, torun Feyzioğlu’nun da bunu çok istediği yönünde.
Demek ki Kılıçdaroğlu dışarıda Sarıgül’le, içeride Metin Feyzioğlu’yla boğuşacak.
Daha çok güleceğiz.
Mutlu haberi dün Emin Pazarcı’dan aldık.
Kaç aydır apartta CHP’den gelecek daveti bekleyen Mustafa Sarıgül, böyle bir davetin gelmeyeceği kesinlik kazanınca, Türkiye Değişim Partisi’ni hayata geçirme kararı almış.
Parti dört temel ilke üzerinde yükselecekmiş: “Vatan, Bayrak, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal...”
Hayır, sol bir parti olmayacakmış.
Sağ bir parti de olmayacakmış.
Ne olacakmış peki?
Diyor ki Sarıgül, “Turgut Özal’ın ekonomik görüşleri ile, Erdal İnönü’nün devlet adamlığını birleştireceğiz...”
Rahmetli Özal’ın ekonomik görüşlerini biliyoruz. Kısmi liberalizmi tam liberalizme dönüştürmeye uğraşıyordu ve dibine kadar piyasacıydı...
Fakat, Erdal İnönü’nün “devlet adamlığını” söktüremedik...
Nasıl bir şey bu?
Karabağ işgal edildiğinde, Dışişleri’ne riyaset eden bir devlet adamı olarak şu beyanatı vermişti: “Azeri yurttaşlarımıza başarılar dilerim...”
Bu mu?
Demek ki biraz da Sarıgül’e güleceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.