Başlanan noktaya yeniden dönmenin büyük ağırlığı...
Hakkâri'nin Çukurca'sından gelen 26 şehit haberi üzerinde ne yazarsak yazalım, kelimeler yetersiz kalacaktır. "Kürt Sorunu"nun çözümünde şiddeti siyasete tercih etmenin akıl dışılığını yazmanın da şu anda bir anlamı yok.
Bu terör eylemleri yüzünden çözüm arayışları çoğunluğun gözünde bıktırıcı ve kanlı bir süreç anlamına gelmeye başladı.
"Anlayışlı olalım" veya "Diyalogu kesmeyelim" içerikli çağrıların da şu anda fazla etkili olamayacakları ortadadır.
Genel kural "Devlet öfkelenmez" şeklinde olsa da, hem devlet hem de halk olarak hepimiz öfkeliyiz.
"Yeni bir anayasa yapalım ve bu anayasada tüm yurttaşların temel hak ve özgürlükleri güvenceye alınsın" diyerek hepimiz, gözümüzü daha özgür bir Türkiye hayaline dikmişken, bu hayali mayınlarla, bombalarla, kurşunlarla silmeye çalışanlar acaba neyi amaçlıyor?
Geçmişe dönüş
Ve sonunda her şey başlangıçtaki noktaya dönüveriyor.
Haberler hep geçmişteki gibi.
Bu yazıyı yazdığım sırada ajanslardan geçen haberler şöyleydi:
- Çukurca'da gece başlayan ve sabahın ilk ışıklarına kadar süren çatışmaların ardından PKK'lı grubun özel birlikler tarafından takibe alındığı, 2 ayrı noktada sağlanan sıcak temasın ardından da Özel birliklerin bu iki noktadan sınırı geçerek Irak topraklarına girdikleri belirtildi.
- Hakkâri'nin Çukurca ilçesinde meydana gelen terör saldırılarının ardından 24 şehit haberinin duyulması üzerine, Diyarbakır'dan kalkan F-16 savaş uçakları Kandil, Kakurke ve Kinere alanlarını bombaladı. Sabahın ilk ışıklarına kadar devam eden Hava saldırılarına Malatya'dan havalanan savaş uçakları da katılırken, gündüz de uçakların kalkmasına devam edildi.
Açılım öncesi gibi
Görüldüğü gibi, bu haberler bir büyük tekrarı yansıtmakta.
Geçmiş on yıllarda da PKK terör eylemlerinin ertesinde hep bu tür haberleri okumadık mı?
Devlet ve siyaset adına seslendirilen tepkiler de "Açılım süreci" öncesine dönüşü ifade ediyor.
Sadece Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklamasını hatırlamak yeterlidir bu gerçeği görmek için.
İşte Gül'ün yaptığı açıklama:
"- Bu saldırıların intikamı çok büyük olacaktır ve misliyle alınacaktır. Silahla bir yere varılmayacağını eninde sonunda göreceklerdir. Bunlara yataklık edenler de derslerini çıkartmalı ve neticelerine katlanmaları gerekir. Türkiye azimli, kararlı bir şekilde bu terörle sonuna kadar mücadele edecektir. Bu terör karşısında hiçbir şekilde sarsılmayacaktır. Bir kez da bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum."
Ortak aklı beklerken
Saptamaya çalıştığımız gibi gelişmeler "Büyük tekrarı" yansıtıyorsa, demek ki bir süre daha bu ortamda yaşayacağız.
Ve geçmişte olduğu gibi "Ortak akıl" yeniden "Artık kan dökülmesin" sürecinin ve çözümün arayışına girecektir.
Dileğimiz bu ortak aklın çok gecikmeden ağırlığını hissettirmesidir.
Hepimiz biliyoruz ki bu sorunun kalıcı çözümünün Irak sınırı ötesinde değil, bu topraklarda ve bu toplumda aranması, gerçekçiliğe daha uygundur.
Bu gerçeğin ifadesini ise TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in şu açıklamasında bulabiliriz belki:
"- Acılarımız ne kadar büyük olursa olsun bağrımıza taş basacağız. Gelişen şartlar çalışmalarımızı ne kadar zorlaştırırsa zorlaştırırsın hukuk ve demokrasi sınırları içinde kalarak üzerimize düşeni yapmaya çalışacağız. Bir taraftan bu olayları telin ettiğimizi ifade edeceğiz. Diğer yandan da yeni anayasayı toplumumuza kazandırmak gayretinin içinde olacağız."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.