Emin misin?
Büyük bir heyecanla izledim... ‘Tarım Kurultayı’ çerçevesinde Güneydoğu’ya bir ‘açılım ziyareti’ gerçekleştiren CHP lideri Deniz Baykal’ın gezisini, gezide yaptığı konuşmayı, yine açılım sadedinde sarf ettiği sözleri büyük bir heyecanla (ve gururla) izledim.
Biraz da şaşırdım tabii.
Evet, Diyarbakır’da ‘önder Sav protestoları’yla karşılaştı, Şanlıurfa’da tarlada çalışan bir kadının tazirine uğradı, çoğunlukla boş sıralara konuştu ama, bunlar olağan görüntüler...
Beni şaşırtan, Baykal’ın yaptığı konuşma oldu.
Bence, CHP tarihinin, en cesur, en ileri laflarını etti.
Mesela şu sözler: ‘Bizim devletimiz bir imparatorluğun dağılması ile oluşmuştur. Bu devlette herkes var, Kürt, çerkes, Arap. Bunlar bizim zenginliğimizdir. Bunlar devlete yönelik tehdit değildir. Herkes etnik kimliği ile iftihar edecek. Etnik kimlik kişinin şerefidir. Devletin iftiharı, bizim de zenginliğimizdir. Kökü, kökeni ne olursa olsun hepimiz aynıyız. Devlet kimsenin etnik kimliğini ortadan kaldırmaya muktedir değildir.’
İşte bu...
Etnik kimlik kişinin şerefidir...
Hazirun, bu sözleri, ‘Kürt meselesinde çözümün önünü açabilecek ya da çözümü kolaylaştıracak bir yaklaşım’ olarak alkışladı (gerçekten de alkışlanacak bir konuşmaydı), ama ben vaktiyle çok daha cesur ve ileri adımlar atmış bulunan Baykal’a ‘Emin misin?’ diye sormak istiyorum.
Emin misin?
Elbette, insanların ‘dününe’ değil, ‘bugününe’, bugün ne söylediğine, hangi istikamet üzere olduğuna bakmak lazım.
Biz de Baykal’ın ‘bugününe’ bakıyoruz ama, ‘açılım’ sadedinde söylediği sözlerle bugünü arasında büyük bir tenakuz görüyoruz.
Baykal, en ‘cesur’ ve ‘ileri’ sözler sarf ettiği geçmişinde (Allah şaşırtmasın) liberaldi.
Rahmetli İsmail Cem’in de dolduruşuyla, ‘Liberalizme göre sosyal demokrasi’ tezini işliyordu.
Darbelere, muhtıralara ve her türlü oligarşik tasalluta karşıydı.
Resmi ideolojiden daral geldiğini, CHP’ye ‘hedef’ ve ‘istikamet’ dayatan ‘altı ok’un (çağın ihtiyaçlarına cevap vermediği için) artık yürürlükten kaldırılması gerektiğini savunuyordu.
üstelik sıkı bir serbest piyasacı ve özelleştirmeciydi.
Daha da önemlisi, özgürlükçüydü.
Sonrasını hep birlikte ibretle izledik.
SHP’yi ekarte edip solun tek patronu olunca eski görüşlerinden yüzgeri etti ve tarihsel CHP misyonuna döndü.
Hiçbir rahatsızlık duymadı.
önce, ‘başlangıç’ niyetine darbe süreci olarak bilinen 28 Şubat’a destek verdi, ardından ‘ara sıcak’ niyetine yasama organını by-pass eden 367 kararının siyasi sözcülüğüne soyundu.
Bununla da kalmadı, ‘temsil mekanizmasını’ devreden çıkarmaya niyetli ‘e-muhtıra’ ve ‘y-muhtıra’cıların yanında saf tuttu.
Kısacası, dünün özgürlükçü Baykal’ı, bugünün en müfrit özgürlük karşıtı siyasetçisi haline geldi.
Bu nedenle ‘Emin misin?’ diye soruyorum.
Emin misiniz Sayın Baykal?
Bu açılım merakınızı, durduk yerde depreşen çözüm hevesinizi ‘yerel yönetimler tasarısı’na da taşımayı, en azından parlamenter sürece katkı sağlamayı düşünüyor musunuz?
çözüm konusunda ne kadar ‘samimi’ olduğunuzu, bu soruya vereceğiniz cevap belirleyecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.