Çukurca’nın Kuzey Irak’la buluştuğu noktada, Kazan Vadisi. PKK’nın öldürdüğü 24 evladımızın öcünü almak ve bu bataklığı kurutmak amacıyla başlatılan harekât bütün hızıyla sürüyor. Daha çok Türkiye sınırları içinde “etkisiz hale” getiriliyor katiller.

Deniyor ki 15 yıldır Kazan Vadisi’ne ilk kez giriliyor! Neden? Kazan Vadisi’nde PKK’nın uyduruk mahkemeler kurduğunu, Hakkari halkını haraca kestiğini, vergi topladığını, yargılayıp onlarca insanı ipe çektiğini duymamış mıydı istihbarat birimleri! Dahası, PKK’nın “efsane kampı Kavaklı” Hakkari’ye sadece 30 kilometre mesafede. Bu kamp ve daha nice, yıllardır yanına bile uğranmayan silah, cephane, erzak ve uyuşturucu dolu kamplar yerle bir ediliyor; etkisizleştiren katil sayısı 120’yi aşıyor. Ve ben soruyorum, neden bu daha önce yapılmadı? Örneğin İlker Başbuğ, Yaşar Büyükanıt Genelkurmay Başkanı iken bu kamplar ölüm tacirlerine barınak oluşturuyor ve biz bunu izliyor muyduk boş gözlerle! Hayır. Herkes biliyordu, hepsinin haberi vardı! Alın size Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel. “Aman efendim zayiat veririz Kazan Vadisi’ne girersek “ diyenlere “PKK’nın kökü kazınmadan bir yere gitmem! Kazan’a da girilecek, her mağaraya, her kovuğa da!” diyor ve askerin başında harekâtı yönetiyor! Helal olsun! Geçmişin genelkurmay başkanlarının kafaları ve gönülleri Silivri’ye odaklanmıştı. İrtica Eylem Planları, andaçlar, seçilmişlere yönelik türlü çeşitli tezgahlardı tümünün kafasını meşgul eden. Onlarca öldürülen vatan evladının ardından ağlamanın ve de “kanları yerde kalmayacak” gibisinden bayat laflar etmenin dışında hiçbir şey yapılmadı. Ergenekon’un palavra olduğuna halkı inandırmak için harcandı bütün çabalar. Kemal Kılıçdaroğlu hükümetin istifasını isteyeceğine, son on yılın genelkurmay başkanlarına sorsun Kazan Vadisi’nin ya da Kavaklı Kampı ve benzerlerinin neden gündeme gelmediğini! Sonra hala istiyorsa gitsin Ergenekon’a üye olsun!

Sezen Aksu’nun Londra konseri

Zeki Müren’den sonra ilk kez bir Türk sanatçı Londra’da konser veriyor. Londra’da konser vermek başarı sayılmaz tek başına. Paris’te de, New York’ta da bilmem nerede de konser verir Türk sanatçıları. Ancak Sezen’in söylediklerini söyleyebilir mi Londra’da? PKK rezilliğini açık açık dile getirebilir mi sahneden? Şehitlerimize Allah’tan rahmet dileyebilir mi? Sanatçının sanatına olduğu kadar, ister yurt içinde olsun ister yurt dışında, içinden çıktığı topluma karşı da sorumlulukları vardır. Bunu da Türkiye’de en iyi dile getirebilen sanatçıların başında hep Sezen olmuştur. Yüreğine sağlık güzel kardeşim.

Ölenle ölünmez ki birader!

İstanbul’da bazı eğlence yerleri kapandı Çukurca’da şehit düşen evlatlarımızın haberi bütün yurtta duyulur duyulmaz. Bunlardan biri de “sosyetenin uğrak yeri olarak bilinen Reina’ydı.” Her kimse bu sosyete, Reina’nın kapalı olmasına pek bir bozulmuş. Hatta kimi terbiyesizler “yahu tamam kardeşim... Ölenle de ölünmez ki” demiş, gazetelerde çıkan haberlere göre. Nasıl bir duyarsızlık, nasıl bir vurdumduymazlık, nasıl bir değer karmaşası ve kokuşmuşluk örneğidir bu! Baba parasıyla hava atan, koca parasıyla şampanya patlatan, ilkesizliği hüner sayan bu “insanlar” besbelli kendilerini toplumdan soyutlamış. Ortak payda vur patlasın çal oynasın olunca böyle davranmaları doğal tabi! Bunlara yapılacak tek şey adlarını ve resimlerini bir daha magazin sayfalarına taşımamak! İşte o zaman tarifsiz kederler içinde boğulurlar! Çünkü soluk alıp verme nedenleri bu rengârenk sayfalarda boy göstermek; o kadar!