Irkçı olmayan ırkçı
Türkiye ard arda gelen iki trajedisine ağlıyor. Daha birincisinin yarasını sarmamışken ikincisi vurdu. İlk refleks sünnete uygun olarak İnna lillah ve İnna ileyhi Raciun demek, Hazreti Ayşe validemizin örnekliğinde. Şehitlerin acısı taptaze kanarken bu vatan sathının ve ötesinin kalbinde ikinci bir yara açıldı bir pazar günü.
Şimdilik, diyorum, ölü sayısını 264’e yükselten bu deprem binlerce ocağa ateş düşürdü ansızın.... Van... gitmedim. Görmedim. Çocukluğumun bir bölümü Erzurum’da geçtiğinden, Doğuyu bildiğimden, Erzurum gibi olduğunu tahayyül ettiğimden, kalbimde kardeş şehir olan Van...
Erzurum nasıl hafızama, oradan kalbime, benim için güzel anılarla yer etmişse, Van da benzer duygular uyandırır içimde. Öyledir çünkü; o da Doğudur. Bir de daha “içimden” bir sebebi var bunun.
Benim gibi oralı olmasa da “oralı” hisseden birinden dinlediklerimden, onun “oralara” sevgisinden... Eşimden dinlerim Van’ı. İnsanını, havasını, suyunu, mihenk taşı tıp fakültesini. Gün geçmez; biz de Van’a bir gönül yolculuğu yapıp gelmeyelim birlikte.
Şimdi onun geride bıraktığı Van’dan eser kalmadı. Bu ülke on iki sene önce bir yaz günü sarsıldı bir, bir de şimdi. Düzce, Sakarya, Yalova hattındaki manzara zaman aşımına uğramamışcasına bugün sanki karbon kopya. Batıdan Doğuya... insan yine insan, ağlıyor, kanıyor, kurtarılıyor veya kaybediliyor... tuğlalar aynı tuğla, cesetleri aman kimse görmesin dercesine ağırlığıyla örtüyor.
İnsanoğlu feryad, figan ediyor. Ama bu sefer gündüz, gece üç suları değil, çoğu dışarıda yakalanıyor, benzer şiddetteki depreme. Ama bu sefer Batıda değil de Doğuda. İlk resmi tepkiler de on iki sene öncesinden farklı. Ankara’nın deprem bölgesine ulaşması iki gün almıştı hatırlarsanız ilkinde. Ankara Belediyesi anında yardıma koşmuştu da Devletlularımız bir türlü ulaşamamışlardı.
Sonunda ayaklarını sürüye sürüye de olsa ikinci günün bitiminde “teşrif” etmişlerdi. Trafik yoğun olmalıydı... Bugünse Başbakan Van’ı anında kucakladı ve hatta onlarla bir ardçı deprem de yaşadı. Devlet olması gerektiği gibi halkının yanındaydı. Ya halk?
Ya halk diye soracağım onlar şimdi nerede... Evet. On iki sene önce bu ülkede yaşanan benzer trajediden sonra yaptığımız mukayesede bir başka ayrışma noktası da bizdeki tepkilerde. Bahsettiğim yardım için gücünü, kuvvetini, parasını pulunu seferber edenler değil. Bu ülkenin insanının zihninden söz ediyorum ben. Zihinler nerede... neden bu kadar karışık...
Sosyal medyaya tek tük misafir olanlardanım. Kendim girmiyorum, bilmiyorum, vakit ayırmıyorum. Ancak bazı olaylardan sonra kulak kabartıyorum. Kabartmasam da etrafımdakilerden duyuyorum. Dün de öyle oldu. Van depremine verilen bir kısım tepkileri duyunca vay halimize demekten kendimi alamadım. İnsanımız, insanlarımız nasıl da çabuk bir hızda canavarlaşabiliyor, bunu gördüm.
Deprem Van’da da olsa üzüldük diyebilen spikerin, adı Türkle biten kanalında kırdığı pot çok masum kalır, facebookta dolaşan canavarların sözleri yanında. İşin kötü tarafı farklı renk, ebad ve şekillerde geliyor bu ırkçı canavarlar. Yani çeşitlilikleriyle sizi şaşırtıyorlar. İşin daha da kötü tarafı ırkçılıklarının da farkında oldukları söylenemez. Gerçek dışı bir dünyadalar. Irkçılık 101 dersine tez elden ihtiyaçları var bu insancıkların.
Bu resimde büyük bir yanlışlık var. Gönülden ırkçı, ulusalcı, hastalık derecesinde milliyetçi ve kemalistleri bir tarafa bırakıyorum bu tartışmada. Ben diğerlerinden bahsediyorum. İçimizden biri, herkes gibi bir olup da konu Türk-Kürt meselesi olunca bir anda canavarlaşabilenlerden söz ediyorum, mesela.
Bu ülkenin siyasi düzeninin ötekileştirmesiyle yıllarca oradan oraya savrulmuş bir kadın, mesela, kalkıp da Doğu’nun Kürt insanıyla ilgili ırkçı bir yorum yaparsa ve arkasından ben ırkçı değilim ki diye ekleyebilirse ötekileştiği kadar ötekileştirdiğinin bilincinde olmadan har vurup harman savurursa, Allah encamımızı hayreylesin dedirtir bize de, ondan söz ediyorum.
Bunu da gördüm dün Van depreminin acılı fotoğrafları arasında. Bu ırkçılık değilse, ırkçılık nedir o zaman...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.