Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

Depremde faiz yerine not artışı istesenize...

Depremde faiz yerine not artışı istesenize...

Merkez Bankası toplantısı öncesinde faiz lobisi harekete geçti. Döviz kurlarını bahane edip enflasyon korkusu yayarak "faiz artsın" diyorlar. Oysa faiz artarsa finansman maliyeti çoğalacağı için enflasyon daha hızlı yükselir
Faiz lobisi deprem, felaket, toplumsal acı falan dinlemiyor. Yine kendi çıkarının peşinde, kendi kazancının artışı için devrede.
Biraz olsun Van depreminde yaşanan can ve mal kaybından doğan zararların nasıl karşılanacağını düşüneceklerine, faizleri nasıl artıracaklarına kafa yoruyorlar sadece. Bugün Merkez Bankası'nın açıklayacağı Enflasyon Raporu'nu bahane edip yine faiz artışı istiyorlar. Tekrar tekrar aynı senaryoyu sahneye koyuyorlar. Amaçları fırsat bu fırsat diyerek devletin bütçesini soymak.
Oysa Türkiye'nin kredi notu hak ettiği seviyeye yükseltilse ve "yatırım yapılabilir" seviyeye getirilse, faizler üç puan gerileyebilir. Yatırım için 50 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye gelir kısa sürede Türkiye'ye. Ama not artışını Türkiye hak ettiği halde, faizciler not artmasın ve faizler düşmesin diye ellerinden geleni yapıyorlar. Hatta yabancı basına da "Türkiye faiz artırsın" yollu yazılar yazdırıp, o yazıları da bizim televizyonlardan haber olarak okuyorlar. Bu insafsızlık bu tip oyunlarla sürüp gidiyor işte.
Oysa Türkiye bugün ödediğinden çok daha düşük daha az faiz ödemesi gereken bir ülke.
Niye derseniz... Türkiye'nin bütçe açığı küçük, borç yükü düşük. Devlet artık piyasalardan eskisi gibi yüksek tutarlarda borçlanmıyor. Kamu kesimi borçlanma gereği 2001'de yüzde 12.1 seviyesindeydi, bugün yüzde bir düzeyinde bulunuyor. Dolayısıyla devletin iki yakası bir araya geldiği için bu ülkede enflasyon düştü, faizler geriledi. Bu işten mal stoklayıp her ay fiyat artıranlar ve faizle geçinenler zararlı çıktı. Şimdi bütün istekleri tekrar eski düzene dönmek. Şimdi de döviz kurlarını bahane edip enflasyon korkusu yayıyorlar.
Hemen bir örnek verelim, ABD'de önceki gün açıklanan verilere göre yıllık enflasyon yüzde 1.5 beklenirken eylülde yüzde 3.9 oldu ama ABD Merkez Bankası hâlâ kısa vadeli politika faizlerini sıfır ile 0.25 arasında tutuyor. Niye? Çünkü faizleri artırdığı takdirde dolar değerleneceği için ABD ekonomisi rekabet gücünü kaybedecek ve böylece ihracat azalacak. Dolayısıyla büyüme hızı gerileyecek, işsizlik çoğalacak. İşte bu nedenle ABD Merkez Bankası faizleri artırmazken biz niye artıracağız? Bizim de ihracatta rekabet gücüne ihtiyacımız var.
Amerikalının bildiğini biz bilmiyor muyuz? Hele bunca tecrübeden sonra! Aşırı değerli Türk parası ihracatı azaltır, ithalatı çoğaltır. İthal ürünler daha ucuza geldiği için Türkiye'de üretim yapmak kârlı olmaktan çıkar. Hatta yatırımlar döviz kazandırıcı alanlara değil, dış ticarete konu olmayan yani ihracatı yapılmayan mal ve hizmet sektörlerine yapıldığı için kaynak dağılımı bozulur.
İşte bu nedenle ihracata rekabet gücü sağlayan reel kura yakın döviz kurlarına destek vermemiz ve politika faizlerini artırmamamız şart. Merkez Bankası politika faizlerini artırdığı takdirde Türk parası yine değer kazanmaya başlayacak, ihracat kârlı olmaktan çıkacak, büyüme hızı yine gerileyecek, Avrupa'dan gelecek durgunluk bizi daha fazla etkileyecek. Ayrıca, politika faizleri artarsa finansman maliyetleri çoğalacağı için enflasyon daha hızlı artabilir.
Tekrar faiz lobisinin bir yanda havadan ve karadan askeri harekât, bir yanda deprem... Ülkenin yaşadığı sıkışıklığa ve acıya aldırmayıp insafsızca devletten faiz artışı istemesine gelince... Bu faizciler pekala şu gerçeği biliyor. Devletin toplam borç stoku 517 milyar lira tutuyor. Bu borca yılda zaten 50 milyar lira faiz ödüyoruz. Ödenen faiz ortalama yüzde 10 seviyesinde bulunuyor. Oysa borçlarını ödeyemeyip neredeyse battı batacak ülkeler İtalya, İspanya bile bizden daha düşük faiz ödüyor. Hatta batan İrlanda ve Portekiz bile... Niçin? Çünkü battıkları halde onların kredi notları nedense yüksek tutuluyor.
Türkiye gerçekten hak ettiği not seviyesine getirilse, üç puan daha az faiz ödeyebilir. Ve biz böylece 15 milyar lira faizden tasarruf ederiz. Faizden tasarruf ettiğimiz bu vergi gelirleriyle de kamu binalarını ve hatta özel binaları yenileyip depreme dayanaklı hale getirebilir, insanlarımızın canını, malını kurtarabiliriz. Ama "Türkiye'nin notunun artırılması" önerisi faiz lobisinin işine gelmiyor. Onlar, depremde bile faiz artışı istiyorlar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi