“Bu ölümler kader değil” mi?
Yeni Asya Gazetesi sahibi “Deprem, ilahi bir uyarıdır” demişti, hapse girdi. Vatikan’ın bundan önceki Papası “Deprem, Allah’ın insanlığa yaptığı ilahi bir uyarıdır” demişti, basın-yayından bir tek ses çıkmadı. En son yaşanan Van ve çevresinde oluşan deprem sebebiyle, bazı gazeteler, bu haftaki konu başlığımızı yani “Bu ölümler kader değil” yazısını sütunlarına taşıdı. Dini konuları konuşurken, güncel olaylar gibi ele alınamaz. İlim ister, irfan ister, inanç ister dini konular...
Kur’an-ı Kerim’de En’am Suresinin 59. ayetine, mü’min, Müslüman olduğunu söyleyen herkesin iman etmesi gerekir.
O ayetin bir bölümü şöyledir: “Allah’ın ilmi dışında bir yaprak bile düşmez.” Depremi sadece kuru bir tabiat olayı zannedip, ilahi bir irade ile ilişki kurmayan insanların, Allah’a inancı sıkıntılıdır ve çok tehlikelidir.
Bu ve benzeri hadiselerin Allah ile irtibatını yok sayanlar, Allah’ı inkâr etmiş olurlar.
17 Ağustos depreminden, son Van depremine kadar yaşadığımız depremlerin oluşmasını hiçbir kimse istemez.
Binaların yapılmasında inşaat firmalarının suçlu olması, malzemelerin çürük ve işçiliklerin istenilen seviyede olmadığı için, ilgililerin suçlu bulunup ceza alması ayrı bir konudur, depremin olması ayrı bir konudur.
Hükümetin çürük evleri yıkmaya yönelik attığı adımı akıllı hiçbir insan reddedemez. Ancak, Atlas Okyanusu’nda ve denizin dibinde bulunan bir balığın hangi yöne doğru gittiğini bilen, Afrika ormanlarında hangi aslanın hangi av ile karnını doyuracağını bilen, Amerika’nın bir eyaletinde hangi hanımın doğum sancısı ile çocuğunu doğurduğunu bilen, hangi coğrafyada kaç şiddetinde depremin olacağını bilen Allah’ı(c.c), bu ve benzeri hadiselerden uzak görürsek, imanımızı kaybetmiş oluruz.
“En büyük azaptan(cehennem azabından) önce, onlara korku, esaret, zillet, açlık, hastalık, deprem, afet gibi en yakın felaketlerden tattıracağız. Olur ki, şirkten ve isyandan vazgeçip imana dönerler.” Secde Suresi/21
Son devrin ilim ehlinden olan rahmetli Mevdudi, Tefhimü’l Kur’an isimli eserinin 4. cildinin 329. sahifesinde şöyle bir yorum yapmaktadır: Secde Suresi’nde geçen yakın azaptan maksat insanın bu dünya hayatında yakınlarının ve sevgililerinin ölümü, ciddi kazalar, kayıplar, başarısızlıklar türünden ferdin duçar olduğu musibetler ile fırtına, deprem, sel, salgın hastalık, kıtlık, anarşi, savaşlar türünden yüz binlerce insanın aynı anda maruz kaldığı benzer birçok felaketlerdir.”
Laik bir devletin, gördüğü ve yaşadığı olayları Kur’an ölçüleriyle yorumlaması elbette beklenemez. Ancak, mü’minim diyen bir insanın, değil bir depremi, giymiş olduğu ceketinin düğmesinin düşmesi ve kopması halinde “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun-Biz Allah içiniz ve O’na döneceğiz” sözü, inanç bağlantılı bir ifadedir. Düğmeyi diken terzinin çürük iplik kullanması ayrı bir konu, ceketi giyen bir insanın düğmesi kopunca alacağı tavır ayrı bir konudur.
Van, Erciş ve çevresinde yaşadığımız depremde, tüm basının ortak dili mucize kelimesi idi. İlahi kudreti, Allah’ın kudretini dile getirmeyip, her şeyi mucize olarak ele aldılar. Bu durum bile, olayın ilahi bir izinle, müsaade ile yapıldığını ispatlamaktadır.
Şu kadarını da söyleyelim ki, doğal afetlerde, afetin gelmesine sebep olan zalimlerle, haksız yere vefat edenleri birbirinden ayırmak gerekir. Deprem sebebiyle vefat edenler inşallah şehitlik mertebesiyle Allah’a kavuşurken, enkaz altında kalan eşyalar, sadaka yerine geçer.
Ankara’dan İstanbul’a giden ve trafik işaretlerine riayet etmeyerek kazaya sebep olan şoför ile trafik kurallarına riayet ederek yoluna devam eden ve kazada ölen masum şoför aynı değildir. Biri zalim olarak ölmüş, diğeri ise mazlum olarak ruhunu teslim etmiştir.
Rabbimizin hayır işlerine, hayırlı olaylara rızası varken, şer işlere ve olaylara rızası yoktur. Ama her iki iş ve olay, O’nun bilgisi ve izni dâhilinde cereyan eder. Gazete sütunumuzun hacmi bu kadar olunca, önemli olan bir konuyu özet olarak sizlere sunmaya çalıştık.
Van ve çevresinde yaşanan deprem olayı sebebi ile ülke halkımızın gösterdiği fedakârlık, adeta destanlaşmıştır. Herkese ve her kuruma teşekkürler ve tebrikler sunuyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.