Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

İsmail Bayramı

İsmail Bayramı

İsmail, Kurban ve Arafat, Allah’ın vahyine muhatap mübârek kelimelerdir, yani kelime-i
mukaddeslerden… İsmail, kurban olmanın remzi, kurbanın bâtını ve âyetidir. O bakımdandır
ki, kurban ederken yahut keserken İsmail’in vahye muhataplığını, kurbana vesile kılındığını
bir ân olsun kalbinizden kaydırmayınız.

İsmail, kurbanın, tasavvuftaki hassü’l has adıdır. Kurban kavramı, İsmail mazmunu
ve ıstılahlarıyla nice beyit ve kıssalara girmiştir. Ondandır ki, Kurban Bayramı’na İsmail
Bayramı demekteyim.

İsmail Bayramı, Allah’ın kendisine bahşedilen her şeyi asıl sahibine ait kılmanın “hâl” ve
amel diliyle yerine getirilmesidir.

Kur’an’da, “İsmail, uslu çocuk, teslim olan, namazı ve zekâtı emreden, sabreden, hoşnut
olunan, sözüne sadık” olarak zikredilir. Âyet buyurur ki: “Biz, Ona (Hz. İbrahim’e) hâlim bir
çocuk müjdeledik.”

Babası, “Ey İsmail! İyi bir taş getir ki hacılara işâret olsun” deyince, Ebu Kubeys Dağı’na
yönelir. Orada “Cebrail Âleyhisselâm tufanda bana bir taş emanet etti, gel onu al” diye bir ses
işittiği andan beri uhrevî âlemin dilini anlayan bir oğul oldu.

Babasına, “emrolunduğun gibi bıçağı çal boğazıma, kurban olmaya hazırım, beni
sabredenlerden bulacaksın” diyen, anne ve babasının kalbine giren şeytanın ardından yedi taş
atarak kovan, dikenli ağaçlardan meyveler bitiren, kısır koyunların memelerinden süt akıtan,
kumları un hâline getiren bir nebi oldu.

Hz. Peygamberimizin ceddi olması ve “ben iki kurbanlığın oğluyum” diyerek onunla
iftihar etmesi, Kâbe’nin inşasında babasıyla çalışması, kurban vakâsındaki teslimiyeti,
Müslümanlar arasında hususî bir Hz. İsmail sevgisi oluşturmuştur. Hz. Peygamberimiz, ok
atma yarışması yapan bir grubu, “Ey İsmail oğulları, ok atınız; babanız da ok atıcı idi” diyerek
teşvik etmiştir.

İSMAİL TESLİMİYETİ

Osmanlı asırlarında milletimizin sözlü ve yazılı kültüründe çokça bulunan manzum ve
mensur “Kıssa-i İsmâil”ler vardır: “İbrahim geldi buyurdu Hâcer’e/ İsmâil’in yıkayıp saçın
tara/ Donların yu hem ellerin kınala.”

Ehli bilse de, İsmail Kıssa’sından bir bölüm ham ervahları belki adam eder: Mekke’de,
Hz. Hacer, İsmail’i emzirir. Tuluktaki su bitmiştir. Susayınca sütü kesilir. Oğul İsmail
de susar. Hz. Hacer, Safa ile Merve Tepeleri arasında yedi kez koşarak su arar. Cebrâil
Âleyhisselâm zuhur eder. Ona her şeyin hayırlı olacağını söyler. Oğlunun yanına geldiğinde
İsmail’in, ayağıyla toprağı eşelediğini ve oradan su çıkmaya başladığını görür. Suyun etrafını
toplar.

Su, o gün bugündür akmaya devam eder. O gün bugündür İsmail’in bulduğu
suya, “Zemzem Kuyusu” denir. Ortaya çıkmasına sebep oluşu dolayısıyla zemzem kuyusu
için “bi’r-i İsmâil” tâbiri kullanılır. Yani İsmail kuyusu... Bu mübarek su’dan dolayı Mekke
tenha ve bereketsiz bir yer iken, bolluğun ve bereketin diyarı hâline gelir.

Mescid-i Haram’ın kırk yedi giriş kapısından birinin adı da “İsmail Kapısı” dır. Ne mutlu
İsmail Kapısı’dan da girene! Kâbe’ye duhul edip de “Hicr-i İsmail” mekânına dokunmadan
dönmek olur mu? Kâbe’nin kuzeyinde bulunan bir sahadır. Hz. İbrahim, Hz. İsmail’i burada
yetiştirip büyüttüğü için ki bu mekân mübârektir.

Görmek nasip olanların anlattığına göre bu saha yerden yüksek yarım daire şeklinde
duvarla çevrilidir. Efendimiz (s.a.v) Kâbe’ye girerken “burada namaz kılın, çünkü burası
Kâbe’den bir parçadır” buyurmuştur.

Hâsılı, İsmail’in, ana ve babasına itaati, Müslümanların dilinde “İsmail terbiyesi” olarak
sembolleşmiştir. Bu bakımdandır ki, fikir ve gönül tâlimim arasında İsmail teslimiyeti de
vardır. İsmail Bayramı diye adlandırırım dost meclisleri için. İsmail’in Nesli diye başlık
atarım istikbâle dair. Soylu ve büyük direnişlere İtirazın İsmail’cesi derim.

Çünkü kirli çağı temizleyenlerin öncüleri arasında İsmail isminin kudsiyet ve mazrufunu
taşıyanlar da olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Doğan İlbey Arşivi