Eresmus programı ve Kayserili Fırat
Brüksel, Letonya ve Estonya gezisinin AB Türkiye ilişkilerine nasıl bir katkı sunacağını önümüzdeki süreçte göreceğiz...
Bu gezi ağırlıkla Türkiye'ye destek veren ve "sessiz dostlar" olarak nitelenen Letonya ve Estonya'ya daha kapsamlı bir Türkiye tanıtımı yapmak ve desteklerini "yüksek sesle" yapmalarını sağlamaktı.
Bu nedenle özellikle son iki gün içinde Bakan Bağış, Letonya ve Estonya'nın başta cumhurbaşkanları ve başbakanları olmak üzere çok sayıda siyasi aktörüyle birebir görüşmeler yaptı.
Bir diplomat bu çabanın gerekliliğini şöyle anlatıyordu:
"AB içinde bize karşı çıkan ülkelerin sesi çok gür çıkıyor. Ama dostlarımızın sesi pek çıkmıyor.
Bu gezinin amacı bizi destekleyen dostlarımızın seslerini çıkarmalarını sağlamak..."
Gezinin bu siyasi hedefi kadar sokağa yansıması da önemliydi. Özellikle gidilen ülkelerin en önemli üniversitelerinde Bakan Bağış'ın verdiği konferanslar yoğun ilgi gördü.
Brüksel'de Vrije Üniversitesi, Riga'da Letonya Üniversitesi Estonya"da ise Dış Politika Enstitüsü'nde tanık olduğumuz şey artık "Orada uzakta bir Türkiye" değil, AB içinde yükselen bir Türkiye profiliydi.
Öğrenciler ve diğer katılımcılar sadece geçmişte olduğu gibi Ermeni, Kıbrıs ve İslam meselesi ekseninde Türkiye'yi sorgulayan sorular değil, AB'ye katkı sunacak, ekonomiye dinamizm getirecek "Yeni bir Türkiye"den söz ediyorlardı.
AB Bakanı Egemen Bağış sadece AB ülkelerinde değil, Türkiye içinde de her konuşmasında ısrarla bir gerçeği dile getiriyor: Erasmus programı... AB süreciyle hayatımıza giren bu program öğrenci değişimini öngören bir eğitim projesi...
1987 yılında ilk adımı atıldı, 2003 yılında ise 15 üniversitede pilot program olarak genişledi.
Şu anda 134 yükseköğretim kurumu bu projeyi yürüten Ulusal Ajans'la anlaşma imzalamış durumda.
Bakan Bağış, bugüne kadar Erasmus projesiyle AB fonlarından 50 bini aşkın öğrencinin yararlandığını belirtiyor ve şöyle diyor:
"Türk üniversitelerinin uluslararası hareketliliği Erasmus ile başladı. Yılda 12 bini aşan bir öğrenci sayısına ulaşıldı. Ayrıca yaklaşık 12 bin üniversite personeli de yurtdışında ders veriyor veya eğitim alıyor. Paralel şekilde ülkemize gelen öğrenci sayısı da 20 bine yaklaştı. AB'nin geleceği bu gençler olacak..."
Bakan Bağış'ın sık vurguladığı Erasmus gerçeğiyle Estonya'nın başkenti Tallin'de yüzleşiyoruz. Tallin'de tanıştığım genç işadamı Fırat Baykaldı Kayseri'de inşaat mühendisliği okurken Erasmus projesine katılıyor ve Macaristan'a gidiyor.
Ve bambaşka bir hayatla karşılaşıyor.
"Aslında bütün öğrenciler iyi bilmedikleri için Erasmus'a biraz kaygıyla bakıyor. Ben de öyleydim ama girdim ve son sınıfı Macaristan'da okudum. Sonra da Estonya'ya gelerek mastıra başvurdum.
Şimdi buradayım ve biraz da Kayserililiğimizden olacak hemen ticarete girdi. İnşaat işleri ve Türkiye'den buraya meyve sebze ihracatı yapıyoruz. Bu bölgelerde çok potansiyel var."
Genç girişimci Fırat Baykaldı Erasmus programıyla ilgili şu tespiti yapmayı da ihmal etmiyor:
"Erasmus Türkiye'de okuyan bir öğrenci için çok büyük bir avantaj. Tabii iş insanda bitiyor ama bu da çok önemli bir fırsat... Maddi olarak bir külfet yok. Avrupa Birliği karşılıyor her şeyi... Benim Avrupa'ya çıkmama vesile oldu. Ufkumuz açıldı, kendime güvenim arttı. Dünyanın aslında çok küçük olduğunu insan isterse her şeyi yapabileceğini gösterdi bana..."