Kriz çıkaranlar gidiyor, ama yerlerine gelenler de yabancımız değil
Bazıları dostları açısından çok şanslı oluyor gerçekten...
Şimdilerde HaberTürk’te ekonomi üzerine makaleleri yayınlanan uzun yıllar Merkez Bankası başkanlığı yapmış Gazi Erçel sütununun altına ‘İlginç bir tesadüf” başlığıyla şu notu düşmüş: “1990’lı yılların sonlarıydı. O tarihte Yunan Merkez Bankası Başkanı olan Lucas Papademos’un davetiyle Atina’ya gitmiştim.?Bir akşam Papademos beni, George Papandreu ve Mario Monti’yi eşlerimizle birlikte yemeğe çağırdı.”
Papandreu’nun o tarihte resmi bir görevi yokmuş. Mario Monti ise Avrupa Birliği Komiseri imiş: “Aradan 13 ya da 14 yıl geçti. Şu tesadüfe bakın. Şimdi birisi (Papademos) Yunanistan başbakanı oluyor. Diğeri ise İtalya’nın başbakanı (Monti).”
Kimbilir kafası ne kadar karışıktır: Dostlarından biri Yunanistan’da başbakanlığı bıraktı diye üzülsün mü, yoksa aynı makama yine bir dostu geliyor diye sevinsin mi?
Yunanistan’ın eski ve yeni başbakanlarını bir ara sürekli katıldığı Bilderberg toplantılarından tanıyor olmalı Gazi Bey. İtalya’nın yeni başbakanı Bilderbeg’e hiç katıldı mı, bilmiyorum; Mario Monti daha ‘elit’ bir örgüt olan ‘Üçlü Komisyon’ (Trilateral Commission) üyesi...
Bilderberg her yıl dünyanın bir yerlerinde toplanıp küresel gelişmeleri konuşan ve tartışan bir grubun adı. Çoğu bankacı, birazı işadamı, daha fazlası siyasetçi, gazeteci ve bürokrat grup üyelerinin; biraraya geldiklerinde verdikleri fotoğraf “Dünyada kim kimdir?” ansiklopedilerine reklâm yerine geçebilir.
Hayli yaşlı, ama hâlâ etkili çekirdek kadrosu bulunuyor grubun...
Zamanında gürültü koptuğu için biliniyor, ama ben yine de yazayım: 2006 yılında Kanada’nın Ottowa kentinde yapılan Bilderberg toplantısına davet edilmiş ve katılmıştım. Her yıl yaptıkları toplantılardan hemen önce ve sonra birkaç yazıyla grubun etkinliğine değinmelerde bulunduğum için davet edilmem hayli tartışılmıştı. “Gideyim mi, gitmeyeyim mi?” diye tereddüte düşmem beklenmişti.
Gittim, gördüm, dinledim, izlenimlerimi okurlarımla paylaştım da...
Olay şu: Esas olan Bilderberg’in çekirdek grubuna üyelik... Bizde uzun yıllar Selahattin Beyazıt’tı o üye; daha sonra Koç Ailesi’nden biri üstlenmeye başladı temsilcilik görevini. Hayli zamandır Mustafa Koç çekirdek kadrosunda Bilderberg’in...
Çekirdek kadro toplantıya çağrılan 120 kadar davetlinin yarısı kadar; diğer yarı ise görüşlerinden veya tanışılmasından yararlanılacak kişiler... Bazen bir defalığına niyetiyle çağrılıp davetin her yıl yenilendiği kişiler de çıkabiliyor.
Dünya Bankası, İMF, Avrupa Birliği’nden hemen her yıl en üst düzeyde katılınıyor... Ne de olsa dünyada ‘küreselleşme’ denilen dalgalanmayı başlatan insanlar Bilderbergçiler; içine kapalı ekonomileri birbirine bağlayarak her ülkenin diğerlerinin kaderini paylaşmasını sonunda başardılar.
Yılların gözlemiyle oluşan kanaat şu: Bilderberg toplantılarında göze girmek bazı makamların sahipleri veya adaylar için olağanüstü önemli. İngiltere’de Denis Healey, Margaret Thatcher gibiler, Bill Clinton ve George Bush aday olmadan önce Bilderberg toplantılarında boy gösteren isimler...
Bizde ise Bilderberg’e katıldıktan sonra bahtı açılmış pek kişi yok gibi; bazı politikacıların katılım sonrası talihlerinin terse döndüğü bile söylenebilir. Medyada da öyle... Ya bizim kaıtılımcılar dünya seçkinlerinden geçerli not alamadıklarından ya da Bilderberg notunu bizde kimseler iplemediğinden...
ABD’de kopan ekonomik krizin hemen öncesinde İstanbul’da toplanmıştı Bilderbeg. Ertesi yılın raporunda şunu okudum: “Finansal merkezlerde riskleri tartıştığımız halde kredi sektöründe meydana gelecek sarsıntıyı, petrol ve gıda fiyatlarında anormal artışları öngöremedik. O yıl bankalar 400 milyar dolar zarar etti, petrol fiyatları bir misli arttı, gıda maddelerinin fiyatları ise tavana vurdu.”
Öyle anlaşılıyor ki, Avrupa’da patlayan krizi de öngörememişler. Şimdi ülkelerin yönetimlerinde değişikliğe giderek sorunlara çözüm arayışındalar; bir dost gidiyor, diğeri geliyor...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.