Türkçüler, Türklere “Yumurta Kırıklarını” Anlatıyorlar
Türkçü kuruluşlar bir asırdır yaptıkları üzere bugün de Türkiye Türklerini “yumurta kırıklarını’ anlatarak meşgûl ediyorlar. Necip Fazıl’ın ifadesiyle Türklüğü “tavus kuşunda değil, tavus yumurtasının kırıklarında” arıyorlar. Oysa Türklüğün İslâm’da tecessüm eden medenî kimliği “yumurtada da değil, yumurtayı yapan tavus kuşu olmak” noktasındadır.
Bu misâlin yanında sentezcilikleriyle de özürlü, Batı medeniyetinin içtimaî ve düşünce kalıplarının kopyası olan Türkçülük anlayışıyla bir asırdır Türklerin kafasını karıştırdıkları malûmdur.
Türklük fikri nâmı altında Türkiye’deki Türklere, yaşayagelen İslâmlaşmış sosyal gerçekliği olan kültür ve medeniyet değerlerini anlatmak yerine, hiçbir sosyo-kültürel fonksiyonu olmayan İslâm öncesi menşein efsane mesabesinde kalmış değerleri ve cemiyet derununda hiç de yer bulmayan Türkçü şahsiyetleri anlatarak ikircikliğe sebep olmaya devam ediyorlar.
Türkçü kuruluşların, Müslüman Türklüğün İslâm medeniyetinden tevarüs ederek yaşayagetirdiği değerlerine hiçbir faydası olmayan, biraz İslâm öncesi “arkaik” değerlerden, biraz İslâmî şahsiyetlerden, biraz Batı eksenli olduğu apaçık olan “yeni bir medeniyet tasavvuru”ndan oluşan curufu “Yüzüncü Yılında Türkçülük...” başlığıyla sanki millî hareketin tüten en son ocağı edasıyla duyurması çok “uçuk” kaçmaktadır.
Mevzuları yine Ziya Gökalp’ın, Ağaoğlu’nun, Akçura’nın, Hüseyinzâde Ali’nin malûl üçlü medeniyet anlayışları üstünedir. Bir asır önce İslâm medeniyetinden Türklüğe hayır gelmeyeceğine karar veren Türkçüler, Türklerin Hıristiyan Batı medeniyetine duhul etmesi hâlinde “büyük bir millet” olabileceğini düşünmüşlerdi.
Bu istikamet üzere giden Türkçülerin şimdiki muhibbanı, yaşayan Müslüman Türklüğün hayatında karşılığı olmayan bayatlamış “kurgusal” ve sentezci medeniyet nazariyelerini ısıtarak bir müsteşrik zihniyetiyle, cemiyet nezdinde kemmiyet ve keyfiyet bakımından hiçbir tesir ve varlıkları olmayan “seçkin” ve kafası “donuk” Türkçü çevrelere anlatmaya devam ediyorlar.
Dün olduğu gibi bugün de Türkçü kuruluşlar, Cumhuriyet’in ana gayesi olan İslâm’ın rolünün seküler olduğu “Muasır Yeni Türklük” projesinin şerikidir. Dahası Türkçüler, Batıcılığın bir veçhesi olarak Atatürkçü Cumhuriyetin fikir akrabasıdır.
Türkçü kuruluşların bugünkü takipçilerinin eski “üstadlarından” kalan fikrî mirasın cemiyetin değerleriyle bir türlü uyum sağlamadığının hâlâ farkında olamayışları kafalarının değişmediğini gösteriyor.
Oysa hızla ve acilen değişmeleri gerek. Kucağında yaşadıkları Türkiye Türklüğünün bin yılda İslâm sâyesinde Türkleştiklerini, bütün değerlerini İslâm medeniyetinin zemininde meydana getirdiklerini, “arkaik” ve Batılı değerlerin sentezinin Türkiye Türklüğü için bir medeniyet değeri olamayacağını idrak etmelidirler artık.
Sentezci bakışın bir asırdır işe yaramadığını ve eklektik zihniyetleriyle Türkiye Türklüğüne yâr olamayacaklarını anlamak zamanının geldiğini bilmelidirler.
Türkçü kuruluşlar fikren ve zihnen değiştiklerini sohbet ve konferans programlarında, yaşayagelen Müslüman Türklüğün gerçeklerine temas eden mevzuları işleyerek kendilerini ispat edebilirler. Meselâ şimdilik şu başlıklar üzerinde tâlim etmeleri onların samimiyetini ve fikir hayatında tek taraflı olmadıklarını gösterecektir kanaatindeyim:
“Hakk’a Tapan Türk Milleti’nin Târifi”
“Günümüzde Türk Milletinin Sosyal Gruplarını Oluşturan İslâmî Tarikat ve Cemaatlerin Fonksiyonları”
“Günümüz Türkiye Türklüğünün Mânevî Terbiyesinde Nakşî Tarikatların Rolü”
“Menzil Nakşîliğinin Günümüz Türkiye Türklüğünün Orta ve Alt Sınıf Üzerinde Dinî Terbiye, Devlet ve Millet Bütünleşmesi Yönündeki Önemi”
“Türkiye Türklüğünün Müslümanca Yaşaması ve Düşünmesinde Said Nursî Çizgisinin Rolü”
“Tek Parti Döneminden Bugüne Cumhuriyet Hükümetlerinin İhmal Ettiği Anadolu’nun Orta ve Alt Sosyal Gruplarına Kur’an Öğretiminde Süleyman Hilmi Tunahan Efendi’nin Metodu ve Önemi”
“1950 ve 1960’lı Yıllarda Türk Aydınlarının ve Yüksek Tahsil Gençliğinin Zihnî ve Dinî Terbiyesinde Mahmut Zahit Kotku Hz. lerinin Tesirleri”
“Fethullah Gülen Hareketi’nin Türk Dünyasındaki Okullarının Türkçülüğe Katkıları ve Türkiye Türklüğünün İtibarı Bakımından Önemi”
“Günümüz Türk Aydınları Üzerindeki Fikrî ve Edebî Tesirleri Bakımından Necip Fazıl ve Sezai Karakoç”
“Cumhuriyet’in Millet ve Türk Kimliği Projesine Muhalif Olan Mütefekkir Nurettin Topçu’nun Fikirleri”
“Türkçü Düşünceyi ve Batı Medeniyetiyle Sentez Olmayı Reddeden Nurettin Topçu’nun İslâm Medeniyet Taraftarlığı”
Hâsıl-ı kelâm; Türkçü kuruluşlar, “yumurta kırıklarını” anlatmaktan vazgeçip Türklüğün “Tavus kuşu”nda aranacağını öğrenmeye başlayacaklarsa önce teklif edilen bu mevzular üzerinde bir tâlim etsinler de görelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.