H.Celal Güzel

H.Celal Güzel

Jüristokrasiye karşı demokrasi mücadelesi (1)

Jüristokrasiye karşı demokrasi mücadelesi (1)

Anayasa Mahkemesi, 1961 Anayasası’ndaki yetkisini aştığı için 1971 Anayasa tâdillerinde şekil şartıyla sınırlanan yetkisine rağmen 1975, 1976, ve 1977 yıllarında dört anayasa değişikliğini şekil gerekçesiyle iptal edince, 1982 Anayasası’nda ‘şekil denetimi’ tanımlanarak sınırlandırılmıştır.
AYM’nin 5 Haziran Kararı, son çeyrek yüzyılda anayasa değişikliği konusunda verilmiş tek iptal kararıdır.
5 Haziran Kararı, 1980 öncesi verilen iptal kararlarından tamamiyle farklıdır. Zira, bu kararla Anayasa Mahkemesi, kendisini ‘kurucu irade’ olarak kabul etmekte ve demokratik millet iradesinin yerini alarak, ‘Milli irade benimdir’ demektedir.
Olay apaçık ortadadır. 5 Haziran 2008 tarihinde, Türkiye’de bir rejim değişikliği meydana gelmiş; milli egemenliğe ve millet iradesine dayanan ‘demokrasi’nin yerini, atanmış hâkimlerin egemenliğine dayanan ‘jüristokrasi’ almıştır. Halkın deyimiyle bu bir ‘yargı darbesi’dir. AYM’nin Demirel ve Sezer tarafından atanan 9 üyesi, CHP tarafından açılan dâvaları, genellikle CHP’nin istediği yönde karara bağlamış ve tarafsızlığını yitirerek peşin siyasi görüşlerine göre hüküm vermiştir.
***
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı ‘meşru değildir’ ve ‘yok hükmünde’ dir. Şöyle ki:
1. AYM bu kararıyla ‘Anayasa’yı ihlâl etmiş ve suç işlemiştir’. Anayasa’nın 148. maddesinde, AYM’nin anayasa değişikliğini esastan denetleyemeyeceği açıkça hükme bağlanmışken, bu hükme aykırı hareket edilmiştir.
2. Anayasa’nın 148. maddesinin 3. fıkrasında ve AYM’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun’un 55. maddesinin 1. fıkrasında, AYM üyelerinin görevleriyle ilgili suçlardan dolayı yargılanması, gene Yüce Divan sıfatıyla AYM’ye verildiği için, bu takdirde neticenin ne olacağı malûmdur.
3. Bu vahim kararla, Anayasa’nın ‘Egemenliği’ düzenleyen 6. maddesi açıkça ihlâl edilmiş ve egemenliğin kullanılması 9 kişiye bırakılmıştır. Ayrıca, bu dokuz kişi, kaynağını Anayasa’dan almayan bir Devlet yetkisi kullanmıştır.
4. Bu kararla, ‘kuvvetler ayrılığı ilkesi’ ihlâl edilmiş ve Anayasa’nın ‘yasama yetkisi’ni düzenleyen 7. maddesine göre, TBMM’nin ‘devredilemez’ yasama yetkisi tecavüze mâruz kalmıştır. Gene, Anayasa’nın 153. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olarak AYM, kanun koyucu gibi hareketle yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis etmiştir.
5. AYM, Anayasa değişikliğiyle güçlendirilen 10. maddedeki ‘kanun önünde eşitlik ilkesi’ni ve ‘Eğitim ve öğrenim hakkı’nı iptal ederek çağdışı ve antidemokratik bir anlayışta olduğunu göstermiştir.
6. En önemlisi de, Anayasa Mahkemesi, artık tarafsız bir mahkeme olmaktan çıkıp, TBMM’nin üstünde ayrı ve egemen bir siyasi güç hâline gelmiştir.
Bu bir rejim değişikliğidir.
***
ABD’de 1932 yılında Başkan Roosevelt, ‘New Deal’ reform programını engelleyen Yüksek Mahkeme için, ‘Milletçe öyle bir noktaya geldik ki, Anayasayı Mahkemeden kurtarmak için harekete geçmek zorundayız’ diyordu. Ne yazık ki Türkiye de bugün buna benzer çok kritik bir noktaya gelmiştir. Anayasa Mahkemesi üyelerinin büyük çoğunluğu, TBMM’nin yasama yetkisini gasp etmiş, kendisini ‘kurucu irade’ olarak ilân edip TBMM’nin ve millet iradesinin yerine geçmiştir.
Vaziyet şudur: Bir tarafta, CHP-DSP’nin, Meclis’in yüzde 20’sine tekabül eden 111 üyesi ile siyasallaştırılmış yargı, AYM ve ordu içindeki darbeci güçler; diğer tarafta, AK Parti, MHP, DTP, BBP ve öDP’nin, Meclis’in yüzde 80’ini oluşturan 438 üyesi ve millet iradesi var.
Bu durumda, TBMM’nin 5’te 4’lük çoğunluğunu elinde bulunduran, milletin ekseriyetini ve meşruiyeti temsil edenlerin teslimiyetçi davranmamaları ve jüristokrasiye karşı demokrasinin mücadelesini vermeleri kaçınılmazdır.
Aksi takdirde, halkın önüne çıkıldığında, verilen yetkinin niçin kullanılamadığı izah edilemez. Ayrıca, altını çizerek belirtelim ki, bu demokrasi mücadelesi sadece AK Parti’nin mükellefiyetinde değildir; TBMM’deki demokrasiye inanan bütün üyelerin millete karşı borcudur.
Dünkü Radikal Gazetesi’nde İsmet Berkan’ın çağrısına önem vermeliyiz.
Biz de, ‘Gerçek demokrasi, hemen şimdi!’ diyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
H.Celal Güzel Arşivi