Eğitim Fakültelerini kapatın!
"Gençler artık Eğitim Fakültelerine kaydolmayın" diye yazdığımda tarih 2 Ağustos'tu.
"İlle de bu fakültelere gidecekseniz, öğretmen olmak için değil, sadece üniversite havasını koklamak için gidin!" demiştim.
Bazıları da "yok artık, o kadar da değil" dediler.
Oysa gerçek bu! Yani o kadar!
***
İki dakika durup bir daha düşünün...
Bu fakültelere yeni kayıt yaptırmış öğrencilerin toplam sayısı 50 bin.
Onlara üst sınıflarda okuyanları ve çoktan mezun olup öğretmen olarak atanmayı bekleyen 264 bin öğretmeni ekleyin.
Ortaya çıkan tablo toplumsal bir faciayı anlatmıyor mu?
Hâlâ daha ne fakültesi, ne öğretmeni!
Neden devlet gençlere ve ailelerine boş yere umut vermeyi sürdürsün!
***
İşte sonunda Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer gerçeği daha fazla saklayamadı: "Bu kadar öğretmene ihtiyacımız yok, en fazla 60 bin öğretmen daha alırız" dedi.
1990'larda başlayan, 2000'lerde gemi azıya alan plansız programsız eğitim fakültesi açma furyasının gelip dayandığı nokta bu.
Bakan Dinçer bu açıdan haklı.
Fakat "Geriye kalan atanmayı bekleyen 200 bin öğretmen başka işler bulsun" tavrı bence haksız.
Ne yalan söyleyeyim, bu ifade politik gerçekçilikten çok, fazla liberal bir gevşeklik izlenimi veriyor insana!
***
Eğri oturup doğru konuşalım...
Kimse bir eğitim fakültesine, arkeoloji veya işletme bölümlerine gider gibi gitmez. Yani "ne çıktıysa bahtıma!" demez, başka işler düşünmez!
Düpedüz meslek eğitimidir. Bir anlamda devlet o çocuklara daha fakülteye yazılırken öğretmenlik sözü vermektedir.
O halde bugünkü tıkanıklığı dert edinip bir çözüm üretmek devletin boynunun borcudur.
Ama hiç geciktirmeden yapılacak bir iş var.
Eğitim fakültelerinin gelecek yıldan itibaren öğrenci alması durdurulmalıdır.
Daha ne bekliyorsunuz sayın Bakan?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.