İhvan’ı beklerken
Namı diğer Müslüman Kardeşler (İhvanü’l-Müslimin) hareketi, 1928 yılında Hasan el Benna tarafından Mısır’ın İsmailiye kentinde kuruldu. İslam dünyasının birliği ve Müslümanların kardeşliğini savunan örgüt bunun için Kur’an ve Sünnet’e dönülmesini savundu. Dinî bir hareket olarak başladı ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da geniş taban buldu. Mısır’da 1938’den sonra dinî anlamda siyasî taleplerde bulunmaya ve muhalefet hareketi niteliği kazanmaya başladı. 1940’lardan itibaren Mısır’daki monarşi ve iktidardaki Vafd Partisi’ne karşı tehdit oluşturmaya başladı. 1952’deki darbeden sonra 1954 Ocak’ında diğer siyasi partilerle birlikte kapatıldı. Ardından İhvan mensuplarına karşı geniş çaplı tutuklamalar başladı.
Siyasi olarak yasaklanmış olmasına rağmen bağımsız adaylarla katıldığı 2005 parlamento seçimlerinde 88 sandalye kazandı ve Mısır’daki en büyük muhalefet grubunu oluşturdu. Müslüman Kardeşler mensupları, Suriye’nin Hama kentinde Şubat 1982’de Hafız Esed yönetimince kıyıma uğradı ve binlerce kişi öldürüldü. Örgüt bugün Gazze’de, Filistin topraklarında ve Ürdün’de yasal olarak çalışmalarını sürdürmektedir.. Arap Baharı içinde en etkin siyasi hareket olarak İhvan gösterilmektedir..
Türkiye Müslümanları, diğer ülke Müslümanları gibi İhvan hareketine genel anlamda sempati duymaktadırlar. Özellikle Seyyid Kutup’un şehid edilmesi, Hama olayları sonucu ortaya çıkan mazlumiyet Müslüman dünyanın ilgisinin bu örgüt üzerinde toplanmasına sebeb olmuştur..
Örgüt İslam dünyasının birliğini, Müslümanların kardeşliğini savunmakta, komünizme ve ırkçılığa, özellikle Arap kavmiyetçiliğine karşı çıkmaktadır.. 22 Arap ülkesinin 22’sinde de sempatizanlarının, işbirliği yaptığı örgütlerin bulunduğu İhvan hareketi, aynı zamanda Mısır ve Suriye diasporasının, Filistin diasporasının önemli bir bölümünü oluşturur..
İhvan daha bugünden, Arap Baharı hareketi çerçevesinde ve Filistin’le bağlantılı olarak Arap Birliği’nin dörtte birinde iktidara gelmesine kesin gözüyle bakılan bir harekettir..
Arap dünyasının yeni liderliği belli olmuştur.. Dünya siyasetine yeni bir aktör çıkmaktadır..
İhvan bugün Arap ülkelerinden, seçim yapılan ülkelerin yarısından fazlasında etkin bir şekilde parlamentoda doğrudan ya da dolaylı bir şekilde temsil edilmektedir..
İhvan hareketi, başından beri, Arap dünyasındaki baskı altındaki Müslüman çevrelerden sonra en yakın dostluk ve işbirliğini Türkiye Müslümanlarından görmüştür.. İhvan’ın kurulduğundan 84 yıl sonra, bölgenin en güçlü siyasi aktörlerinden biri olarak tarih sahnesine çıkması son derece önemli bir hadisedir.. İhvan bu gücü ile, hem İslam Konferansı hem de Arap ve Afrika Birliği içinde etkin bir lobi gücüne sahip olacaktır..
İslam dünyasının toplumsal ve siyasi anlamda liderliği belli olmuştur. Türkiye, İhvan hareketi ve İran..
Türkiye Balkan ve Kafkaslar dışında Türki ülkeler ve Hindistan’a kadar olan bölgede etkilidir. Aynı şekilde Avrupa’daki İslam diasporası da Türkiye’nin ilgi alanı içindedir..
Arap dünyasında İhvan’ın yükselişi bir rekabet konusu değil, yeni bir işbirliği fırsatıdır.. İhvan, Türkiye’nin yükünü ve sorumluluğunu paylaşacak bir dost, müttefik ve kardeş oluşumdur. Kuzey havzası da Türkiye’nin ilgi ve sorumluluk alanı içindedir.. Aslında Asya’da da İslami bir siyasi cazibe merkezinin oluşması, Çin, Hindistan ve Uzak Doğu’daki kardeşlerimizin yükünü omuzlaması gerekiyor..
İhvan’ın uzun süren muhalefet döneminden sonra iktidar sorumluluğu üstlenmesi, beynel müslimin bir hareket olarak doğan ve bu günlere gelen bir oluşumun beynelmilel, beynennas bir dil kullanarak yeni sorumluluk alanları oluşturması konusunda İslam dünyasının destek vermesi, işbirliği yapması ve dua etmesi gerekiyor..
Zira, biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz.. Bu işleri Müslüman kimliğimizle bütün insanlık için yapmamız gerekiyor. Bunun için de Hılful fudul, müdafayı hukuk, ittifak ve itilaf çabaları içine de girmemiz gerekiyor..
İhvan’ı zor bir görev bekliyor..
Kesinlikle Müslümanların kendi içinde Şii, Selefi, tasavvuf tartışmasına girmemesi, ihtilaflı konular üzerinde polemikten kaçınmaları gerekiyor.. İlim ve sanata öncelik vermemiz ve yeni bir medeniyetin öncü kadrolarını yetiştirmemiz için seferber olmamız gerekiyor.. Sevgimizin nefretimizden, merhametimizin gazabımızdan üstün olması, kin ve intikam konusunda Aliya İzzetbegoviç’i örnek almamız gerekiyor..
Kuveyt’te İhvan’dan arkadaşlarla konuşuyoruz da! Allahım bize yardım et. Bizi nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil. Bize ilim ve hikmet ver. Cesaret ver. Bizi kendi yolunda birleştir.. Gönlümüzü ferahlat. Bizim ellerimizle zalimleri cezalandır ve mazlumlara yardım et. Bizi yeryüzünün şahidleri kıl ve yeryüzünü bize mescid yap. (Amin)
Selam ve dua ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.