Pazar notları: Tutku simyacıdır!
Sadece otomobillerden konuşmayı seven; tuttuğu takıma aşkını her şeyden üstün tutan bir Romeo ve aklı sadece alacağı çantanın markasında olan bir Jülyet... Böyle bir Romeo ve Jülyet hayal edebiliyor musunuz? Mümkün mü bu? Değilse, popüler kültürün gençler için ürettiği "aşk oyunları"na neden gerçek aşk muamelesi çekiyorsunuz?
***
"Son günlerde çok stresliyim" diyor. Gözlerinde saklı kırgınlıkların ve endişelerin işaretleri yanıp sönüyor. "Stresli falan değilsin; basbayağı mutsuzsun" diyemiyorum. Onu bir süre daha günah keçisi yaptığı "stres kaynaklarıyla" boğuşmaya terk ediyorum.
***
"Bizi bir başkasına delice bağlayan şey nedir?" diye sormuşlar bir internet sitesinde... "Koku" cevabını verenleri sevgiyle selamlıyorum. Ama "sevdiğimizden kopuncaya veya uzakta yaşamaya başlayıncaya kadar bunu anlayamayız" diyenlere şapka çıkartıyorum. Birini tanırdım. Sevdiğinin gözlerine, çarpık ağzına, gür saçlarına ve hafif uçuk karakterine vurulduğunu anlatır dururdu. Gün geldi, ayrıldılar. Üzerinden aylar geçti. Bir gün birdenbire kafasına, kalbine, her hücresine dank etti ki, onun asıl kahkahasına vurulmuştu! Dünyanın bütün dertlerini bir çırpıda eritiveren kahkahasına!.. Belirtmem gerekir belki, bu tanıdığım adam üzgün biriydi.
***
Tutku simyacıdır. Bakırdan altın yapmaya çalışır. Yapar da... En azından bir süreliğine!
***
Pek yakında kıyamet kopacağına inananlara, bunu söyleyen modern tarikatlara katılanlara şöyle dikkatle bakın... Değerinin bilinmediğine inanan ve bunu insanlara "ödetmek" isteyen kırgın iyiler ve hayat tarafından sürekli savaşmaya zorlanmaktan yılmış tembeller göreceksiniz.
***
Kötülerin korkulu rüyası kıyamettir! Onlar "düzen"in bozulmasını asla istemezler. Ah siz! Hem büyük hem de küçük kıyameti (kendi ölümlerini yani) düşünmekten bucak bucak kaçanlar! Ne çok hırsız, uğursuz var aranızda!
***
Türkiye yine eski ayrım noktasına geldi dayandı: Çözümsüzlüğü yönetmek mi, çözümü yönetmek mi?
***
Dedemin İnsanları'nda deniz görüntüsü ve hikaye içinde tuttuğu yer nasıl etkiliyorsa artık insanı... İçimde bir çocuk iki gündür evden fırlayıp bir koşu denize gitmek ve küçük bir koyda kendini sulara bırakmak istiyor. Bir de akşamüstü kıyıda oturup gökyüzündeki son kızıllıkta çekilinceye kadar denize bakmak arzusu var ki... Haydi fazla uzatmadan şu satırlara noktayı koyayım da kalkıp sahil yolu tarafına gideyim bari!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.