Sevecekmiş gibi yaparak durmadan döven devlet!
İzmir'de bir karakolun güvenlik kamerasının kaydettiği dayak görüntülerini izlediniz mi?
İki sivil polisin önce yere yatırarak ellerini kelepçeledikleri bir kadını sonra ayağa kaldırıp kıyasıya dövmesini yani...
Bu ülkede yaşayıp yarım asrı deviren biri olmam elbette o görüntülere şaşarak bakmamı engelledi! Ama içim fena burkuldu!
O hınç, o öfke...
Resmi üniformalı polisin dayak sırasında hiçbir şeye karışmadan etrafta dolaşıp evrak araması falan...
Ne yazık ki, çok tanıdık, çok alışıldık bir şiddetin görüntüleriydi.
***
Ayağın sürçmüşse...
Toplumun etnik, ekonomik, kültürel ve cinsiyet bakımından dezavantajlı kesimlerinden birine mensupsan...
Kimsesizsen...
Aniden telefon gelmiyorsa bir "ağabey"inden...
Biraz huysuzluk edip "dik başlı" davrandıysan...
Hele bir de "yanlış yapan kadın" imajı veriyorsan...
Yandın! Yanarsın eninde sonunda!
Yurttaşmışsın, aslında suçsuzmuşsun, şöyleymiş böyleymişsin, devlet onlara hiç bakmıyor!
Seni kıstırdığı yerde içinde biriktirdiği ne kadar hınç varsa döküyor.
Fevziye C. olayında olduğu gibi aşağılama ve haksızlık dayaktan sonra da bitmiyor. Darp tespiti için gidilen doktor suratına bile bakmadan "sağlam" raporu veriyor.
Yine bitmiyor, savcı da polislere 1.5 yıl, kadına 6 yıl istemiyle dava açıyor.
***
Son yıllarda biraz umuda kapılmıştım ama hiç kapanmayacak galiba bu dayak-kötek çağı!
Bu dünyadan göçüp gideceğim fakat devletin yurttaşına duyduğu öfkenin dindiğini hiç göremeyeceğim.
O görüntülere dikkatle bakarsanız, göreceksiniz...
Bir ara polislerden biri kadının yüzünü avuçlarının arasına alıyor; sakinleşmiş, pişman olmuş, mağduru şimdi severek teskin etmeye kalkışacakmış gibi...
Sonra avuçlarını iki yana açıp sert biçimde kapatmakta gecikmiyor.
Çok eski ve pis bir dayak yöntemidir bu! İnsanın insanlığını horlar!
Ve fena halde semboliktir!
Hani "Bu sistem insanı nasıl ikna ediyor, boyun eğdiriyor?" veya "bu şiddet sistemi nasıl işliyor?" diye soracak olursanız...
Tavsiyem internette o sahneye odaklanmanız olacak!
Sistem şöyle işliyor...
Bazen iyiliğimize inandırarak...
Bazen tehdit ederek...
Ama çoğu kez sevecekmiş gibi yaparak yanaklarımızı önce avuçlarının içine alıp sonra tokadı patlatarak...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.