Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Aydın Menderes

Aydın Menderes

Aydın Bey Büyük Değişim Partisi’nin genel başkanı, ben de yardımcısıydım. Süreç şöyle gelişti: Ankara’da Tunalı Hilmi Caddesindeki bir otelin lokantasında bir ayı geçmeyen aralıklarla bir araya gelir ve saatlerce ülkenin durumunu tartışırdık. Başlangıçta siyasete girmek istemediğini söylerdi. Çektiği bunca eziyete rağmen askerlere düşman değildi. Onların daha güçlü bir yapının yönlendirmesiyle eylemler yaptığını düşünürdük. Bu düşmanlıktan çok acımaya dönüşür ve onların ülkenin zararını istemedikleri halde büyük kötülüklere sebep olmalarını bilgisizlik ve talihsizliğe yorardık. Bir gün siyasi bir parti kurmak istediğini ve ilk teklifi bana yaptığını söyledi. Üniversitede zorluklarla eriştiğim yeri terk edip onunla birlikte olmaya karar verdim. Çünkü dürüst bir insandı ve çıkarları için değil ülke için siyaset yapmayı düşünüyordu. Ayrıca ülkenin siyasi yapısı hakkında görüşlerimiz uyuyordu. Görünenlerin dışında bir siyasi yapı ülkeye yön veriyordu. Bu gücün stratejisini tahteravalliye benzetiyorduk. Sivillerden bıkınca darbeyi teşvik ediyorlar, darbeden hemen sonra demokrasi savunucusu olup istedikleri bir grubu iktidara taşıyorlardı. Ülkedeki egemen sermaye gücü bu değişimlerden zarar görmüyor hatta güçlenmiş olarak çıkıyordu. Medya büyük ölçüde onların kontrolündeydi. Parti kapanıncaya kadar birlikte çalıştık ve hiçbir konuda anlaşmazlığımız olmadı. Ancak parti içinde ve dışında bu birlikteliği bozmak isteyenler vardı ama bizi çatışmaya sürükleyemediler.

***

Bir gün Turgut Özal’ın bizimle birlikte olmak istediği haberi geldi ve görüşmek için ben görevlendirildim. Hüsnü Doğan’ın da bulunduğu bir grupla konuyu müzakere ettik. Genel olarak anlaşıyorduk sadece liderlik konusunda belirsizlik vardı.

Bir süre sonra Aydın Bey partiyi kapatmaya karar verdi. Aramızda hiçbir ihtilaf olmamasına rağmen bundan sonra yollarımızın ayrıldığına o da ben de karar verdik. Dostluğumuz ölünceye kadar sürdü ama yollarımızın neden ayrıldığını hiç konuşmadık. Ama karşılaştığım bazı olaylar ipuçları veriyordu. Aydın Bey Refah Partisi’nden istifa ettiğinin ertesi günü bazı gazeteler benim bir gün önce onunla buluştuğumu ve onu ayrılmaya teşvik ettiğimi yazdı. Daha sonra Refah Partisi’nde rahmetli Bedri İncetahtacı beni partilerinde görmek istediklerini söyledi. Olumlu cevap verdim ama aday listesinde yoktum. Gazeteci bir arkadaşım devletin bana karşı çıktığını ve partinin zarar görmemesi için dışlandığımı söyledi. O günden sonra siyasetle arama aşılmaz bir duvar ördüm ve hiçbir teşebbüste bulunmadım.

Aydın Bey tanıdığım en vasıflı dindardı. İslamiyete bağlılığı ne günahlarının karşılığında ceza görmekten korkması ne de sevaplarının sebep olacağı mükafatlardı. İslamiyet onun varlığının bir parçası gibiydi ve onsuz kendini yok gibi hisseder diye düşünüyordum.

Son günlerine kadar ülkemizde ya da dünyada önemli bir olay gerçekleşirse telefonda uzun bir konuşma yapardık. Bana karşı dostça davranır ve sevgisini ifade ederdi. Türkiye’deki çoğunluğun dışında oluşmuş siyasi yapıyı değiştirip onun yerine halkın yönlendirilerek değil öğrenerek katıldığı, aydınların her şeyin arka planını da merak edip gerçeği öğrenmek peşinde olacakları bir ülke oluşturmak istedik ve bunun değişimle gerçekleşeceğini düşünüp siyasi bir hareket başlattık. Ben yenilgiyi kabul edip çekildim. O girdi ama amacına ulaşamadı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi