CHP'nin Susurluk tavrı
Uzun süredir izliyorum, iktidar da muhalefet partileri de Susurluk'la ilgili Ayhan Çarkın'ın açıklamalarını neredeyse görmezden geliyor.
Hatta medyanın bir kısmı da hiç görmüyor. Çarkın, onların kapsama alanına girmiyor.
Belki AK Parti'nin ilgisizliği "devlet-iktidar" ortaklığıyla açıklanabilir ama bir ana muhalefet partisinin toplumun geçmişinde derin yaralar açan olaylar karşısında suskun kalması anlaşılır gibi değil.
Oysa aynı CHP Ergenekon davası konusunda hiç susmadı. Kimi avukatlığa soyundu, kimi üye olmaya bile kalktı. Ve her duruşmayı milletvekili kafileleriyle izlediler...
Bunu son dönemde CHP içinde yaşanan iç iktidar kavgasıyla açıklamak da mümkün değil.
Çünkü aynı dönemlerde Ergenekon ve OdaTv davalarına vakit bulup giden CHP'lilerin, Susurluk öncesi ve sonrasında işlenen faili meçhul cinayet iddialarıyla ilgilenmemesi düşünülemez.
Ayhan Çarkın ne diyor: "Üç solcu gencin nasıl öldürüldüğünü biliyorum. Ayhan Efeoğlu İstanbul Emniyeti'nde yapılan işkence sonucu ölmüştü. Onu bizzat kendi ellerimle gömdüm."
Kendisine "solcu" diyen, 12 Eylül'lerden, çetelerden hesap sorulmasını isteyen CHP milletvekillerinin bu açıklama karşısında kılını kıpırdatmaması şaşırtıcı değil mi?
Anladığım kadarıyla o gençlerin Mehmet Haberal kadar bile CHP nezdinde kıymeti yok.
Allah'tan CHP'yi bu zülden kurtaracak bir isim var, Hüseyin Aygün... Dersim açıklamasıyla CHP içinde bile topa tutulan Aygün, Çarkın'la görüşerek bir nebze muhalefetsizlik sıkıntısını giderdi ama içeriden ne kadar destek bulur bilinmez.
O görüşmede Çarkın'ın Aygün'e çok çarpıcı isimler ve olaylar anlattığı anlaşılıyor. Aygün'ün şu sözleri bile bir siyasi partiyi ayağa kaldırmaya yeter:
"Bana 'bu işlerin içinde şu kişiler vardı' diyerek başbakandan, yüksek rütbe ve konumdaki kişilere kadar önemli isimleri telaffuz etti."
CHP'liler bu tür eleştiriler olunca kızıyorlar ama kızmasınlar, çünkü AK Parti bu süreci Meclis düzeyinde Bülent Arınç'ın "anayasal güvence" getiren tarihi Kürt açılımıyla, Beşir Atalay'ın "mini demokrasi paketi" hazırlamasıyla telefi edecek görünüyor. Ama CHP'nin bu ilgisizliği telafi edecek bir önerisi olmadığı gibi bir çabası da yok.
CHP, Çarkın'ın Susurluk açıklamaları üzerinden güçlü bir muhalefet yürütürse geçmişle yüzleşmede de önemli bir adım atmış oluruz.