"Başka yollar" bunlara sapanları belaya götürüyor artık...
Eski bir genelkurmay başkanının darbecilik suçlamasıyla tutuklanması, tabii ki sevinilecek bir gelişme değil.
Ayrıca bu gibi durumlara ilk kez tanık olmuyoruz ki...
27 Mayıs 1960 askeri darbesini yapanlar, görev başındaki Genelkurmay Başkanı Org. Rüştü Erdelhun'u tutuklamaktan öteye, rütbesini de er düzeyine indirmemişler miydi?
Ya da 1926'daki İzmir Suikast Davası'nda Kurtuluş Savaşı'nın ünlü generalleri, Ali Fuat (Cebesoy), Kazım (Karabekir), Refet (Bele), Cafer Tayyar (Eğilmez) paşalar idam istemiyle İstiklal Mahkemesi'nde tutuklu olarak yargılanmamışlar mıydı?
Eğer yakın tarihimiz siyasetine ilgi duyuyorsanız 1960 sonrasındaki "Silahlı Kuvvetler Birliği" denilen örgütlenmeyi herhalde duymuşsunuzdur.
Bunların Genelkurmay Başkanı Org. Faruk Gürler'i cumhurbaşkanı seçtirmek için TBMM'de locaları doldurduklarını da herhalde hatırlıyorsunuzdur.
Ama ne Muhafız Alayı...
Veya Cumhurbaşkanı'nı korumakla görevli Muhafız Alayı'nın Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ı yaka paça gözetim altına aldığını da herhalde okumuşsunuzdur.
Kısacası eski Genelkurmay Başkanı emekli org. İlker Başbuğ'un tutuklanması, gerçekten üzücü bir olay.
Dilerim yargı önünde beraat eder ve özgürlüğüne kavuşur.
Ve askerin siyasetle içli dışlı olduğu dönemler artık geride kalır.
Ama ne yazık ki siyasal geleneklerimiz, genlerimize yerleştirmiş bu kötü alışkanlığı.
Gazetelerde yer alan haberler doğru ise, Başbuğ kendisini sorgulayan savcıya şöyle demiş:
Başka yollar
"- 1-2 basın açıklaması ve 1-2 internet sitesi haberiyle hükümeti yıkmakla itham ediliyorsam, bu çok acıdır. Benim böyle kötü bir amacım olsa, 700 bin kişilik gücü elinde tutan bir komutan olarak bunu yapmanın başka yolları olabilirdi."
Meselenin anahtar sözcükleri de bunlar değil mi?
"- Benim böyle kötü bir amacım olsa, 700 bin kişilik gücü elinde tutan bir komutan olarak bunu yapmanın başka yolları olabilirdi..."
Bu "Başka yollar"ın 40 çeşidine defalarca hem tanık hem de kurban oldu Türk demokrasisi.
Ankara gazetecileri uzun yıllar Genelkurmay'ın ışıklarını gözlemleyerek siyasetin kaderini anlamaya çalışmadılar mı?
Bu yollar kapanmalıdır
Seçilmiş başbakanlar bu nedenle "Bir idamlık bir de bayramlık giysim var" diyerek, Türkiye'deki demokratik siyasetin riskini anlatmadılar mı?
1960 sonrasındaki her sivil siyasetçinin beyninin bir yerinde Adnan Menderes'in idam sehpasındaki görüntüleri kazılı durmadı mı?
Dilerim İlker Başbuğ beraat eder.
Silahlı Kuvvetler'e komuta edenler de artık "Başka yollar"ın var olabileceğini akıllarına getirmezler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.