İlk tutuklanan Başbuğ değil Rüştü Erdelhundur!
Genelkurmay Eski Başkanı, Emekli Orgeneral İlker Başbuğ mahkemece tutuklandı ya, gazetelerin kimi ilk kez bir genelkurmay başkanı tutuklandı! manşetiyle çıktı. Peki, 27 Mayıs 1960da tutuklanan Genelkurmay Başkanı, Orgeneral Mustafa Rüştü Erdelhun ne olacak? Onu saymıyor muyuz? Yoksa hepten unuttuk mu 27 Mayıs Devrimini !
Efendim, Rüştü Paşa dönemin Genelkurmay Başkanıydı, emekli değildi yani! Ve Yassıadada akılalmaz saygısızlıklara göğüs gerdi, ada komutanı Albay Tarık Güryayın tokadını bile yedi, ipe sapa gelmez suçlar, tükürükle karışık, yüzüne haykırıldı! Ne yaptılar, daha üç gün öncesine değin karşısında hazır ola geçen sözde silah arkadaşı kimi subaylar hatırlar mısınız? Rütbelerini söktüler; Birinci Dünya Savaşında genç bir teğmen olarak cephelerde savaşmış, 1921de Anadoluya geçmiş, Kurtuluş Savaşına katılmış, İstiklal Madalyası, Harp Madalyası, İftihar Madalyası, Mecidiye Nişanı, Alman Demir Haç Nişanı, Kore Meziyet Nişanı sahibi Orgeneral Erdelhunu er olarak yargıladılar ve de Savcı Ömer Altay Egesel, idamını istedi! Neden mi? Valla Egeselin de nedenini doğru dürüst bildiğini sanmıyorum!
Paşa, Yassıada yargılama sürecinde, Mahkeme Başkanlığından bir istekte bulundu; askeri mahkemede yargılanmak istediğini söyledi: Hükümetin umumi siyasetine genelkurmay başkanı olarak katılmam ya da sorumlu olmam gibi yasal bir görevim yoktur. Adalet Divanının takdirleri ya da görevsizlik kararıyla askeri mahkemede yargılanmak istiyorum. Savcı Egesel ayağa fırlar bu isteğin yersiz ve temelsiz olduğunu söyler. Paşaya yöneltilen en ağır ve de idama mahkum olmasına neden olan suç kışlada Demokrat Parti propagandası yapmaktır. Erdelhun bu suçlamayı şöyle yanıtlar: Ben tugaya veda için gittiğimde DP propagandası yapmadım. Benim üzerinde durduğum şey, ordunun hiçbir biçimde siyasete bulaşmamasıydı. Tabii bazı olaylar vardır, gençlik vardır, subaylar, askerler sürekli heyecan içindedir. Ordu bu ülkede düzeni korumak ve savunmakla yükümlüdür. Bu sırada NATO Konseyi toplanmıştı. Çok duyarlı bir dönemden geçiyorduk. Bu nedenle subaylara siyasete hiçbir biçimde bulaşmamalarını önerdim. Devletin kendi lehlerine düşündüğü birçok konuda onları aydınlattım. Asla DP propagandası yapmadım, Demokrat Partiden söz etmedim. Ancak Paşa, ne kadar Demokrat Partili olmadığını anlatmaya çalışırsa çalışsın, gene de idama mahkum edilecekti. Duruşma boyunca savcı ona er Rüştü kalk bakalım ayağa! diyerek aklınca aşağılamaya çalıştı. Paşa hiç sesini çıkarmadı, onurundan ödün vermedi. Ve idama mahkum edildi. Ne var ki 15 Eylül 1961de Milli Birlik Komitesi kararınca cezası ömür boyu hapis olarak değiştirildi. Rüştü Erdelhun Paşa yaklaşık bir yıl da Kayseri Cezaevinde yattı. Sonra, Devlet Başkanı Cemal Gürsel, kendi yetkisini kullanarak Refik Koraltandan Samet Ağaoğluna değin 13 kişiyi affetti. Bunlardan biri de Rüştü Erdelhun Paşaydı. Hapisten 1964 yılında çıktı ve İstanbulda evine kapandı.
Yassıadanın izlerini ömrünün sonuna değin belleğinden silip atamadı, siyaseten ve toplumdan soyutladı kendini. Demokrat Partili olmakla yargılanmış ama hemen hemen bütün siyasi partilerden gelen önerileri geri çevirmişti, Genelkurmay Başkanı, Emekli Orgeneral Rüştü Erdelhun.
Devlet yıllar sonra, darağacına yolladığı Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkanın itibarlarını iade etti. Erdelhun Paşanın, 9 Kasım 1983 tarihindeki cenazesine de yüksek düzeyde askerlerin katılımıyla bir tür özür dilendi. Bugün tutuklanan ve yargılananlar için bir an önce Allah kurtarsın diyeceğiz elbet ama Rüştü Erdelhundan da Allahın rahmetini esirgemeyeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.