Turkish Troy
Bizimkiler gene bir "İstanbul'un Fethi" filmi yapmışlar, adı da "1453"... Bugüne kadar yapılan en pahalı Türk filmiymiş, 17 milyon dolara patlamış. Spielberg "Schindler'in Listesi" filmini çekeceği zaman ortakları "aman bütçede fazla açılma, pahalıya gelmesin," demişlerdi, "şöyle 50-60 milyon doları geçme!"
Şubat ayında seyredeceğiz. Bu arada filmi yabancı ülkelere de satmaya çalışacaklar tabii.
Yabancı eleştirmenler beğenmeyecekler, çünkü "Nuri Bilge Ceylan tarzı, daha doğrusu onun ustası Angelopoulos tarzı durgunluk ve bunalım" olmayacak içinde.
Filmde, Ulubatlı Hasan'ın "aşk öyküsü" de varmış!
Vay be, Hasan'ın bir de aşk hayatı olduğunu hiç bilmiyorduk... Ama bu filmde elbette Anna Notaras'ın aşk öyküsü yoktur. Onun için Mika Waltari gibi bir romancı gerekir.
Bu filmde "objektif" yaklaşım aramak safdillik olur.
Bu film, iyi çekilmiş de olsa, "hamasi" bir filmdir. Görmedim ama biliyorum.
Çünkü başka bir şey olabilemez.
Çünkü bizde, tarihi olaylara sanat eserinde bilimsel ve objektif yaklaşma geleneği yok.
O kadar yok ki, Cemal Reşit Rey, İstanbul'un Fethi'ni anlattığı bir bestesinde İstanbul kiliselerinin çan seslerini taklit ediyor, çanların Türkler'in girişini "selamladığını ve kutladığını" düşünebiliyordu!
Nitekim daha film çıkmadan Yunanlı dostlarımız şarlamışlar. "Fragmanlarını" seyretmişler ve çok bozulmuşlar.
"Yunan askeri, Osmanlı'nın süper gücü karşısında başı eğik" gösteriliyormuş filmde...
Ya ne bekliyorlardı? Acaba Fatih kuşatmayı "ben bu işi beceremeyeceğim galiba" diyerek kaldıracak, savaşı Bizans mı kazanacaktı?
Sevgili dostlarımız, akılları varsa bize değil Hollywood'a şarlasınlar. Ben Yunanistan Kültür Bakanı olsam, "Troya" filminin senaristini ve yönetmenini mahkemeye verirdim, filmde Mikene kralı Agamemnon Troya'da öldürülüyor, koca Homeros'un da kemikleri sızlatılıyordu... Böyle bir çarpıtmaya, Yunan kültürüne, Yunan edebiyatına böyle bir hakaret etmeye hangi Amerikalı'nın hakkı vardı?
Eh, bu da "Turkish Hollywood" işte, "Bollywood" değilse de "Tollywood"... İstanbul'un Türkler'in eline geçmesiyle ilgili objektif ve tarafsız bir film mi istiyorsunuz? O filmde, "Bizans saflarında Sultan Mehmet'e karşı çarpışan Şehzade Orhan'ı" da göstereceksiniz!
Yaaa, ne sandınız, İstanbul surlarında Osmanlı askerine ok atan Osmanlılar da vardı... İmparator tarafından Yenikapı- Kumkapı bölgesini savunma görevi verilmişti Orhan ve adamlarına...
Hangi babayiğit Türk böyle bir film yapabilir? Hangi Türk sanatçısı İstanbul'un üç gün üç gece yağmalandığını gösterebilir?
Hangi babayiğit Yunanlı, İzmir yangınını enine boyuna gösteren film yapabiliyor da, başta Manisa olmak üzere, Yunan ordusunun geri çekilirken yaktığı kasabaları gösterebiliyor?
Biz Türkler, kendi yediğimiz haltları, geç de olsa öğrenmeye, idrak etmeye başlıyoruz daha şimdi şimdi... Samimi dileğimiz, Yunanlılar'ın da aynı dalga boyuna gelmeleridir. Ancak o zaman "düşman kardeşleri" anlatan tarafsız filmler de çekilebilecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.