Terslikler
Türkiye’de şeriat düzeni kurmak istediği iddia edilen iktidarın liberal görüşlü kimseler tarafında desteklenmesi, hatta bunların karşı tarafla en büyük çatışmayı sürdürmesi anlaşılamaz. Her iki kanadın demokratikleşmede birleştiklerini söyleyerek bu birlikteliği savunduğu biliniyor ama sonunda birbirine zıt iki eğilimden hangisinin kazanacağı bilinmiyor.
Milliyetçi bir partinin, cumhurbaşkanlığı seçiminde, küresel iktisadı ve AB’ni savunan bir kişinin seçilmesine tam destek vermesi siyasal açıdan açıklanamıyor.
Bu tespitler bir eleştiri değildir. Ancak önümüzdeki dönemdeki gelişmeleri tahmin edebilmek açısından bu zıtlıkların ne anlama geldiği açıklığa kavuşturulmalıdır. Ayrıca kapatma davasının AKP’ni iktidardan uzaklaştıramayacağı ama yönetiminde ciddi değişikliklere neden olacağının bilinmesine ve belki de bu sonuca varılmak istenmesine rağmen olayın sadece bir hukuk sorunu olduğunu düşünmek isabetli sayılamaz. Kaldı ki iktidarın tavrında, başlangıçtan bugüne kadar, önemli bir değişim gözlenmiyor. Gerekçe olarak gösterilen türban yasası partinin görüşlerindeki bir değişiklikten çok, gördüğü destek nedeniyle, zaten bilinen bir tavrının hayata geçirilmesinden ibaret. Yani dünle bugün arasında hiçbir fark olmamasına, hatta iktidarın daha liberal bir çizgiye gelmesine rağmen ülkenin bir şeriat devletine dönüştürülmek istendiğinin kabulü mümkün değil.
Kim, hangi gerekçeye sığınırsa sığınsın, bir değişim öncesini yaşadığımız anlaşılıyor ama sonucun ne olacağı bilinmiyor. üstelik bu değişimde aktif rol oynayanların gerçekleşecek yeni durumu bildikleri ve bu amaca hizmet ettikleri de söylenemez. Herkes kendi çıkarına uygun olduğunu düşündüğü biçimde davranıyor ama sonucun hiç kimsenin ummadığı bir biçimde olacağı anlaşılıyor.
Son günlerde bazı çevreler AKP’nin bölüneceğini düşünüyor. Ama bu bölünmenin inanç farklıklarından kaynaklanmadığı da biliniyor. Bu sonucu, hiçbir siyasi sebebe bağlamadan, takdiri ilahi sayan, eden bulur ata sözüyle açıklayanlar da var.
önümüzdeki dönem için öngörülerimi sıralayacağım. Gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zaman gösterecek ama herkesin gelecek hakkında bir model geliştirmesi ve karşılıklı söz düellosunun bir işe yaramayacağını bilmesi gerekir.
İnanç ya da ideolojik benzerliklerin siyasi hareketleri bir arada tutan bir yapıştırıcı olmadığı anlaşılacak. AKP, sadece dış baskılar nedeniyle değil, kendi iç aktörlerinin gayretiyle bölünecek. Muhtemel bir erken seçim siyasi bölünmüşlüğü artıracak ama geçmişteki yapay birliktelikler sona erecek. Siyaset iki ana odak etrafında yığılacak ama bu yığılma ideolojik nedenlerle değil siyasi nedenlerle olacak. Yani bir yanda küreselci ve AB’nin bir kanadına yakın kişiler yer alırken diğer yanda ekonomik açıdan daha içe dönük, siyasal açıdan ittifaklardan yana olanlar toplanacak. Geçmişteki halk-devlet karşıtlığı sona erecek ve bürokrasi halkın eğilimlerine karşı hoşgörülü davranırken, halk devletin endişelerini paylaşacak. Bu kanat iktidarda diğerleri muhalefette olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.