Eğitim doğru yolda
Millî Eğitim Bakanlığım sırasında, 'Elinde mushaf tutan uzay elbiseli nesil' sözümden hareketle beni 'gerici' ilân etmişlerdi. Aslında ben 'Âsım'ın nesli'nin günümüzde nasıl olması gerektiğini anlatmaya çalışıyordum. Elde tutulan mushafa ters bakanlar uzay elbisesinin üzerinde bile durmamışlardı. Değerlerini muhafaza ederek değişimi kucaklamanın dinamizmini anlayamadılar.
Başbakan Erdoğan, Grup konuşmasında, 'dindar nesil yetiştirmek'ten söz edince, aynı tâife gene kıyameti kopardı ve 'lâiklik elden gidiyor' çığlıkları atmaya başladı. Halbuki Başbakan, toplumda dindar-dindar olmayan ayrımı yapmıyor fakat bir 'muhafazakâr-demokrat' iktidarın başı olarak, hürriyetçi demokratik rejime uygun bir hedef gösteriyordu.
Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer'in 17 yıl önce verdiği akademik tebliğinde de Türkiye'nin değişimi ve dünyada nasıl yeni bir güç olarak ortaya çıkabileceği anlatılıyordu. Malûm CHP jakobenizmi, onu Cumhuriyet ve lâiklik düşmanı ilân etmişti.
***
CHP jakobenizminin tutucu kadroları, saatleri yıllar öncesinde durmuş, bir türlü 1930'lu, 40'lı yılları aşamamış, değişime kapalı ulusalcılar, 21. yüzyılın şartlarına uyum sağlayamıyorlar. Eğitim denilince akıllarına, tek tip yetiştirilen, sloganlarla asimile edilen, ezberci ve dogmatik bir nesil geliyor. Onlara göre, eğitimin kuluçka makinesinde A. Huxley'in ütopyasındaki nesiller yetişecek. Bu nesiller, demode pozitivizmin ve çağdışı modernizmin mahsulleri olarak değişim dünyasında kaybolup gidecekler.
CHP'nin kokuşmuş altı okunu 'ilke', çoğu metruk hâle gelmiş kanunları 'inkılâp' diye yutturmaya çalışan dogmatik zihniyet, artık yeni yüzyılın ve 'Yeni Türkiye'nin değişimini idrak etmek zorundadır.
Eğitim'de yeni eğilimler, dogmatik, otoriter, tektipçi ve merkeziyetçi değildir. Günümüz eğitiminde şu dört eğilim hâkimdir: Demokratikleşme, özelleşme, yerelleşme ve teknolojik gelişme. Türk eğitimi, bu değişime göre süratle kendisini yenilemelidir.
***
Millî Eğitim Bakanı Dinçer, Bakanlığa geldiğinde sonra önce, bir hayli hantal yapıdaki bakanlık birimlerini yeniden düzenleyerek işe başladı. Bundan sonra, eğitimde yeni bir reform anlamına gelen, okul öncesi eğitimden yüksek öğretime kadar uzanan 13 yıllık yapı değişikliğine girişti. Bu konuda yürütülen çalışmalar bitmek üzere.
Bu arada, 'tek tip', 'kesintisiz' eğitim dayatması da kaldırılıyor. 'Katsayı' eşitsizliğinin de kalkmasıyla hem eğitimde demokratik talep karşılanmış olacak hem de meslekîteknik orta öğretimdeki tahribat önlenecek.
Diğer taraftan, önemli bir sistem değişikliğine adım atılarak, orta öğretimde 'ders geçme' esası benimseniyor. Böylece, lise seviyeli okullar 4 yerine 3 yılda bitirilebilecek.
Yeni dönemde, militarist ve jüristokratik vesayetin de kalkmasıyla, eğitimde 'demokratikleşme' yönünde önemli adımlar atılıyor. Bu cümleden olarak '19 Mayıs törenleri'nde gerçekleştirilen değişiklik, pratik faydaları yanında, 1940'lı yılların özentisi otokratik bir uygulamaya da son veriyor.
'Millî Güvenlik' derslerinin kaldırılması da son derece isabetli olmuştur. Bir bakıma 'eğitimde demilitarizasyon' anlamına gelen bu uygulama ile TSK'nın 'eğitim gözetimciliği' görevi de sona ermiştir.
***
Bence artık 'İnkılâp Tarihi' derslerinin de kaldırılması lâzımdır. 'Tarih' dersinin bütünlüğü içinde 'İnkılâp Tarihi' bir bölüm olarak okutulabilir. Esasen bu konuda 'Millî Mücadele' ve 'Cumhuriyet Tarihi' önemlidir. 'Atatürk İlke ve İnkılâpları' başlığı altında CHP'nin çağdışı altı okunu ezberletmenin mânâsı yoktur. Hele bu dersin yüksek öğretimde zorla okutulması, ideolojik olmaktan başka bir şekilde izah edilemez.
Eğitim doğru yoldadır. Prof. Dinçer'e, eğitimin demokratikleşmesi yolunda başarılar diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.