Hem Osmanlıyı hem de Cumhuriyeti soyan adam!
Bu adamın ölümünden yarım yüz yıl sonra bile ruhu İstanbulda dolaşıyor lanetiyse Ortadoğuda! Adı Kalust Sarkis Gülbenkyan. Hemen heyecanlanmayın; Ermeni olmuş, Çinli ya da Siyahi hiç fark etmez; Osmanlının da Türkiye Cumhuriyetinin de elinden İngilizleri arkasına alarak Musul ve Kerkük petrollerini çalan adamdır o!
Gülbenkyan doğma büyüme Üsküdarlı bir Osmanlı yurttaşıdır. Genç yaşta, Kerkükte petrol arar. Çalışmaları Abdülhamid Hanın dikkatini çeker ve hemen Kerkük ve Musul yöresiyle birlikte bütün Arap yarımadasını kapsayacak, petrol kaynaklarını gösteren bir dizi harita yaptırmaya başlar. Ancak İttihatçılar başa gelince bu çalışmalar durur. Gülbenkyan, İttihatçıların petrolle falan ilgilenmediğini, Abdülhamidden de kurtulduğunu anlayınca 1912 yılında Türk Petrol Şirketinin (Turkish Petroleum Company-TPC) kuruluşuna öncülük eder. Şirketin adı Türktür ama Osmanlının bir kuruşluk hissesi yoktur. Hisselerin yüzde 50si, 1914 yılında, donanmasını kömürden petrolle çalışan gemilere dönüştüren İngilizlerin elindedir; Birinci Dünya Savaşından sonra Amerikalılar da hisse alır şirketten. Ortalıkta Osmanlı İmparatorluğu kalmamıştır ama, şirket İstanbul Hükümetinden aldığı petrol arama imtiyazlarını öne sürerek, Kerkük ve Musulun üstünde bayrağı dalgalanan Iraklılara da hisse vermez. Şirketin yüzde beş hissesiyse Gülbenkyanındır ve bu pay hiç değişmez. Çünkü batılıları Kerkükle Musula getiren, Osmanlıdan imtiyazları alan odur! Petrol ilk kez 15 Ekim 1927de Kerkükün kuzeyinde bulunur. Şirketin adı 1929da Irak Petrol Şirketi olarak değişir, Shellde ortaklar arasına girer. Gülbenkyan bu yüzde beş hissesi nedeniyle milyonlarca dolar kazanır ve adı Mr Five Percent (Bay Yüzde Beş) olarak bilinir batı dünyasında.
Gülbenkyan uçsuz bucaksız servetiyle olağanüstü bir sanat koleksiyonuna sahip olur. Şam, Halep, Bağdat, Musul, Diyarbakır ve Urfada çok eser toplar. Hatta Edirne, Bursa ve İstanbuldan da paha biçilmez eserleri koleksiyonuna katar. Kısa bir sürede altı binin üstünde el yazması kitaba sahip olmuştur. Her şeye karşın, Gülbenkyan Osmanlıdır. İsmet İnönüye başvurur, Üsküdarda, muhteşem bir müze açıp bu eserleri sergilemek istediğini söyler. Milli Şefimizin yanıtı akıllara ziyandır en hafifinden: Biz bunları müzede sergileyecek olsak, harf devrimini yapmazdık! Gülbenkyan bunun üzerine Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarından topladığı bu muhteşem hazineyi yurt dışına götürmek için izin ister İnönüden. Cevap o saat gelir Nereye götürürsen götür; yeter ki bizden uzak olsunlar!!
Ve ata yadigarı eserlerimiz, tarihimizin, geçmişimizin bu en nadide parçaları sandıklara konur Lizbona gider. Portekiz Devlet Başkanı Salazar kapılarda karşılar Gülbenkyanı ve Lizbon da, dünyanın en ünlü, en muhteşem kitap müzesi açılır! Gülbenkyan, Lizbona yerleşince, Anadoluda bir Ermeni Devleti kurmak için gecesini gündüzüne katar. Ve bu amaçla Londra, Kudüs, Lizbon ve Beyrutta ofisler açar; soykırım propagandasını bütün batıya yaymak için çabalar ve 1955de 85 yaşında ölür. Ölmese, ASALAya da PKKya da en büyük yardımı yapacağından en küçük kuşkunuz olmasın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.