Tahrik etmeyin, mahcup oluyorsunuz
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, her bakımdan ilginç bir kişilik...
Konuşmalarında ve karşı çıkışlarında partisinin görüşlerini yansıtıyor mu? Ya da söylediği şeyler gerçekten de partisinin öz görüşleri mi?
Bilmiyorum...
Partisinin herhangi bir konuda, herhangi bir görüşü var mı?
Onu da bilmiyorum...
MHPnin Kürt meselesi konusunda nicedir şahin bir tutum izlediğini biliyor ve gözlemliyorum ama...
Bu alanda yapılan her şeye karşı çıktılar...
Olağanüstü Halin kaldırılması ve Kürtçe neşriyat dahil, açılım çerçevesinde gerçekleştirilen bütün işleri ihanet terimleriyle yargıladılar ve bunu oya tahvil etmeye çalıştılar.
Seçim meydanlarında yağlı urgan bile attılar...
Hükümetin, sırf Öcalanı ölümden kurtarmak için idam cezasının kaldırdığını öne sürdüler.
Öcalan oysa, MHPnin de ortakları arasında bulunduğu koalisyon hükümeti döneminde yargılanıp idam cezasına çarptırılmıştı.
İdam cezası yürürlükteydi.
İsteselerdi asarlardı.
İstemediler.
Daha doğrusu, üçlü protokole imza atarak, Öcalanın infazını ertelediler.
Hem elde imkân varken asmayacaksın ve cezayı erteleyeceksin, hem de idam cezası yürürlükte olmadığı halde ertelenmiş cezayı infaz etmeyenleri pataklayacaksın...
Bu nasıl bir siyaset yordamıdır?
Daha doğrusu, bu bir siyaset yordamı mıdır?
Her bakımdan ilginç bir kişilik olan Oktay Vuralın bu soruya açık bir cevap vermesi gerekiyor.
Neden her bakımdan ilginç bir kişilik dedim?
Şundan:
Oktay Vural Tilloludur... Yeni ismiyle, Aydınlarlı...
Bundan 12 yıl kadar önce, Tillo isminin iadesi için açılan kampanyaya katılmış, canhıraş bir destek vermişti.
Bu tutumunu, örnek olaylarda da sürdürmesi gerekiyordu. Öyle değil mi? En azından tutarlılık açısından.
Hayır, Oktay Vural Öyle yapmadı.
Tuttu, Bitlisin Güroymak ilçesine, asli adıyla Norşin diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gülü Bizans Tekfuruna benzetti.
Hem Norşine kızacaksın, hem göğsünü gere gere Tilloluyum diyeceksin...
Hakikaten de ilginç bir kişilik, değil mi?
Bir ilginç olayını daha anlatayım:
MİT Yasası Genel Kurulda görüşülürken, Adalet Bakanı Sadullah Erginin, Devletin
1999dan beri Öcalanla görüştüğü ve ihtiyaç olursa görüşmelerin süreceği yönündeki sözlerine karşı çıktı.
İşin ucu partisine dokunduğu için de, Koalisyon hükümeti döneminde İmralı ile müzakere, diyalog ile ilgili siyasi anlamda görevlendirme olduğunu iddia eden varsa, burada açıklamak şeref ve haysiyet sorunudur diyerek üste çıkmaya çalıştı.
Oktay Vuralı mahcup etme görevi bu defa BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplana düştü.
MHPnin koalisyon ortağı olduğu ANASOL-M hükümeti döneminde de Öcalanla görüşülmüş.
Hem de ne görüşme...
Fevç fevç istihbarat elemanları akmış İmralıya.
Hasip Kaplan, Ben o dönemde avukattım, gözlerimle gördüm... Oralara giden, görüşen memurlar, istihbarat elemanları, hepsi hükümete bağlı değil miydi? diyor ama Kaplanın tanıklığına da lüzum yok...
Bu konuda bilgi ve evrak devletin arşivinde kayıtlıdır.
Hem yoğun istihbarat elemanı akını olmuş İmralıya, hem de Öcalandan gelen mesajlar (el yazısı notlar) MHPli bakanlarla paylaşılmış.
Bilmem ki, bu konuya nasıl bir açıklama getirecek Oktay Vural?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.