Nâzik beyler ve daha da nâzik hanımlara
Nâzik beyler ile onlardan daha nâzik hanımların yeni tartışma konusunu biliyorsunuz: Hükümet zorunlu eğitimi -onların yıllardan beri savunageldiğinden de öteye- oniki yıla çıkarma hazırlığında; şikâyet konusu yapageldikleri mesleki ve teknik eğitimi teşvik edecek biçimde hem de...
Buradan çıkardıkları tartışma konusu şu: Yeni sistemde dörder yıllık kesintiler var ve ilk dört yıldan sonra özel durumu olanlara ‘evde eğitim’ imkânı sağlanıyor diye “Kızları eve kapatacaklar” endişesi dile getiriliyor. Tutucu babalar kızlarını okutmak istemiyor, ancak zorlanırsa bunu yapıyorlarmış; ‘muhafazakâr’ Ak Parti yeni sistemle onlara kaçış yolu sunuyormuş...
Esas üzerinde durulması gereken yön, nâzik beyler ve onlardan daha nâzik hanımların iktidarı suçlamak için kullandıkları argüman konusunda kendilerinin samimiyetleri: Gerçekten kızların okumasını istiyorlar mı dersiniz?
Ülkemizde bazı anne-babaların kız çocuklarının eğitim görmesine fazla istekli olmadıkları bir gerçek; bunu tartışacak değilim. Okuma-yazma oranları kadınlarda hep düşük oldu; okullaşma oranı da öyle. Bugün bile kapısına devletin yetkilileri dikildiği halde nazlanan aileler var.
Ancak hem kadın okuma yazma-oranında, hem de kızların okullaşmasında en başarılı dönemi şimdilerde yaşadığımız da bir başka gerçek. Ak Parti hükümeti, özel programlar uygulayarak, sivil toplumu teşvik ederek, derneklerin kampanyalarını destekleyerek bunu başardı. Şimdi kalkıp da “Bunlar kızları okutmayacaklar” iddiası eşliğinde ortalığı toza dumana boğmak büyük haksızlık...
Daha büyük haksızlık ise, nâzik beyler ve hanımların, ailelerine rağmen okumak isteyen kızların bu arzularına karşı bilinen tavırları... Cumhuriyet’in kuruluşundan beri varolan kız liseleri artık yok; bütün tedrisat 12 Eylül (1980) sonrasında kız-erkek karışık hale getirildi. “Böyle yapılırsa, mutaassıp babalar kızlarını okutmazlar, bırakın ayrı da olsa kızlar okusun” diye itiraz ettiklerini hiç duymadık.
Yine de üniversite kapısına kadar gelmeyi başaran kızlara, derslere başlarını örterek girmeye kalktıklarında reva gördükleri muamele ise hepimizin gözleri önünde yaşandı. İkna olmayanların başlarını zorla açmaya kalkışmaktan derslikten çıkarmaya ve kayıtlarını silmeye kadar varan türlü çeşitli zulüm, nâzik beyler ve daha nâzik hanımların onayıyla işlendi.
Şimdi karşımıza çıkıp “Kızlar okumalı, hükümet bunu engellemek için eğitim sistemiyle oynuyor” demiyorlar mı, bu samimiyetsizlik karşısında insan ne yapacağını bilemiyor...
İtiraz ettikleri ‘evde eğitim’ yeni bir icat değil, ‘home-schooling’ adıyla pek çok ülkede varolan bir sistem. Bugün ABD’de 1,5 milyonun üzerinde çocuk ve genç evlerinde eğitim görüyor ve hemen her ülkede bu rakam her geçen yıl artıyor. Çocuklarını evlerinde eğiten ailelere devlet yardımı yapılıyor; yöntem resmi olduğu için hiçbir hak mahrumiyeti yaşamıyor evde eğitilen çocuklar...
Nâzik beyler ve daha nâzik hanımların kızların eğitilmesi konusunda samimiyet sınavından geçebilmeleri için, her şeyden önce, kız liseleri uygulamasının yeniden başlamasını ve başörtüsü yasağının resmen kalkmasını savunmaları gerekiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.