CHP ne zaman Yeni Türkiyenin partisi olacak
CHPde ilk elde olması gereken oldu ve Kemal Kılıçdaroğlu iki kurultayı birden kazandı, parti-içi muhalefetin gidişi saptıracak bir güce sahip olmadığı ortaya çıktı.
Artık herkesin gördüğü bir gerçek var: CHP aslında ittifaklardan oluşuyor, bir tür koalisyon parti: 1920lerde tespit edilmiş ilkelerden milim kaymamayı ideolojik şart olarak gören Ulusalcılar ile geleneksel olarak CHPyi partileri bilen sol ve tabii etnik-mezhebi farklılıkları sebebiyle ancak CHP çatısı altında rahat edebileceklerini düşünenler...
Kemal Kılıçdaroğlunun çizgi kırılması yaşanmadığını ispat için kendi şahsiyetinden fedakârlıkta bulunma raddelerine varan yatıştırma gayretlerine rağmen koalisyonun Ulusalcılar kanadı huzursuz; tüzük bahanesiyle CHPyi olağanüstü kurultaya sürükleyen, kurultayda olay çıkartanlar genellikle Ulusalcı çevrelerle birlikte hareket edenlerdi.
Yeni CHP içerisinde yerleri olmadığını hissediyor ve aksine bütün teminatları dinlemezden geliyor onlar...
Belki de haklılar. CHPliler tek başına iktidarı rüyalarında bile göremiyorlarsa, en önemli sebep, Ulusalcı kesimin sergilediği ideolojik bağnazlıktır. Fransa için Gen. Charles de Gaulle her zora düşüşünde ülkeyi sahil-i selâmete ulaştıran liderdi; bugün bile de Gaulcüler bulunur Fransada... Arjantinde belli kesimler için Juan Peron bir idoldür; orada her zaman bir Peroncu parti olacaktır...
Hiçbir zaman iktidara gelemeyeceklerini bile bile...
Takvimden düşen her yaprak zamanları için hayati önemde şahsiyetleri birer tarihi figüre dönüştürüyor; değişen şartların dayadığı yeni atmosfer her ülkede günü en iyi değerlendirdiği düşünülen bir siyaset-adamı neslini öne çıkartıyor...
Hiçbir demokratik ülkede tarihin belli bir döneminde saatin durdurulduğu, vaktiyle işe yaramış ilkelerin dokunulmaz muamelesine tâbi tutulduğu görülmüyor. İnsanlar daima ileriye bakar ve kendilerine daha iyi bir hayat vaad edenden etkilenir; seçmenler partilerin geçmişte yaptığına değil şimdi ne yapacağına kilitlenir.
Sol iddialıysa çağdaş sol olmasını ister partisinden; dünya solunun günümüzde karşılaştığı sorunların tartışılmasına benzer bir fikir iklimi bekler...
Yeni CHP iddialı Kemal Kılıçdaroğlu kişisel özellikleriyle parti içindeki Ulusalcı kesimi ürküttü; eğer onları yatıştırmayı hedefleyen söylemini sürdürürse sol çıkış arayışındaki kesimi de küstürebilir. Yeni CHP kadrolarını bekleyen asıl sınav bundan sonra; geleneksel olarak CHPli ailelerden geldiği için kovulsa da gitmeyecek -belki kabul edecek kapı da bulamayacak- Ulusalcı eğilimlilere kafayı takmaktan vazgeçip sol çıkış arayanları dinlemesinin zamanı geldi Kılıçdaroğlunun...
Sadece dinlemesi değil, kadrosunu buna göre belirlemesinin de vakti geldi.
Etnik-mezhebi özellikleriyle öne çıkan parti-içi koalisyon ortağı, CHPnin geleceğinin belirlenmesinde esas rolün sahibi bundan böyle... Korkmaya da ihtiyacı yok, hamasete de; bugünün demokratik ortamı herkesin olduğu gibi, neyse öyle, sürece katılımını mümkün kılıyor. Gerçek demokrasiler takiye gerektirmeyen ortamlardır, Türkiye bugün öyle bir ortama sahip.
Kurultaylardan başarılı çıkmak önemliydi; başarıyı yakalayanların önünde önemli bir görev daha var şimdi: CHPyi yeni Türkiyenin partisi haline getirmek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.