Çok kötü bir saha ve bu sahada atılabilecek en güzel gol Necati'den... Senecky gafil avlanıyor ve 30 metreden gelen akıl dolu şandel topa yetişemiyor.

Riera bu ağır sahada en son tercih olmalıyken en akıllı oyuncu olarak takımına katkı sağlıyor. İleri geri çalışan Riera alışılmışın dışında orta sahanın sağında görevli. Top dağıtıyor. Gol de onun pasıyla geliyor.

Melo da bu maçın iyilerinden.

Galatasaray savunmasını Selçuk, Melo ve zaman zaman da Riera'nın yardımıyla sağlam tutup göbeğe yığılınca Sivasspor oyun kurmakta zorlanıyor. Savunmadan çıkarken çok ağır hareket ettikleri için de bu süreçte Galatasaray pozisyon almakta gecikmiyor.

Kendi sahasında oynayan Sivasspor'da Eneramo ileride yalnız. Pedriel ve Grosicki'ye de arkadaşları iyi servis yapamıyor. Mehmet Nas ve Kadir'in diğer arkadaşlarıyla arasında çok mesafe olunca Sivasspor'un gol bulması zorlaşıyor. Sadece Erman gol için yırtınıyor ve ortasına Eneramo da vuramayınca Sivasspor ilk yarı sonunda yediği tek golle soyunma odasına yenik gidiyor.

İlk yarının özeti; Sivasspor verimsiz, Galatasaray akıllı ve tempoyu düşüren bir oyunla durumu idare ediyor. Şans golünün üzerine yatıyor. Sivas'ı resmen uyutuyor.

İkinci yarının başı yine Riera yine Necati bu kez Senecky son anda tokatlıyor. Sivas bu yarı daha atak. Çok adamlı Galatasaray savunması rakibe hep yakın oynuyor, kazandığı toplarla da garanti atak arıyor. Emre yok, Aydın sağda Riera solda. Terim'in taktiği akıllı ve ekonomik bir oyun. Garantici ve kontratağa dayalı bir çabukluk. Karşılıklı ataklarla maç gidip geliyor. Adeta savunmaların maçı. Galatasaray ikinci golünü de Ujfalusi'nin zayıf ama köşeye giden şutuyla buluyor. Arkasından Aydın'la üçleyip Necati ile dörtlüyor. Dört sürpriz golle üç puan geliyor. Galatasaray artık rahat.

Maçın kaderinde iki taraf da etkin;

Uyutulan Sivasspor çok kötü,

Galatasaray çok akıllı.

Bir de Muslera var Senecky'den farklı.