Her durumda tarafsızlık olmaz
Hakkın, haklının, adaletin, ahlakın... yanında yer almak farzdır; tarafsızlık adına bunların yanında veya karşısında değil de ortada bir yerde durursanız "haklı ile haksızı, zalim ile mazlumu, iyi ile kötüyü" eşitlemiş olursunuz.
Son günlerde kamu oyu milli eğitim reformuna yönelik yasal düzenleme çevresinde koparılan kıyametle meşgul ediliyor. Türkiye'de işleyen demokrasi ne ise, ne kadar ise onun çerçevesi içinde seçilmiş bir parlamento ve oluşmuş bir hükümet var; bunlara kimse "meşru değil" diyemez.
Akparti iktidara gelmeden bugün yapmakta olduklarını (bunların içinde milli eğitim reformu ve kesintili eğitim de var) yapacağını vaad etmiş, halk da buna oy vermiş. Şimdi usulü dairesinde dört artı dört... uygulamasının hukuki altyapısını hazırlamak için kanun teklifi verilmiş ve teklif komisyonda görüşülüyor. Görüşmenin belli usulü ve uygulanagelmiş bir teamül var. CHP ve diğer muhalifler meşru ve makul usul dairesinde görüşlerini ifade etseler, sıra oy vermeye gelince de kanaatleri/görüşleri yönünde oy kullansalar hiçbir mesele, kavga, gürültü çıkmayacak. Onlar, bunu yapmıyorlar. CHP bir süre önce tüzük değişikliği konusunda yaptığını, "zorbalığı, hukuk ve ahlaka aykırı engelleme yöntemini" burada da kullanmak, gövde gücüyle komisyonu çalıştırmamak, hem muhtevası gem de süresi absürt konuşmalarla bir başka şekilde engellemek istiyor. Akparti dışındaki partilerin temsilcileri de onun dümen suyuna takılmış durumdalar.
Niçin?
Ya ideolojik olarak veya siyasi bakımdan ortak olan bir karşı hedef var da ondan.
Peki bu durumda iktidar partisi ne yapacak?
Gazeteciler, tv. yayınlarında konuşanlar -müstesnalar kaideyi bozmaz- insanı çileden çıkaracak bir ölçüsüz/ahlaksız tavır içinde meşru ile meşru olmayanı, zalim ile mazlumu, haklı ile haksızı, usule uyan ile uymayanı eşitliyor, nefretî makamında tarafsızlık şarkıları söylüyorlar.
İnsaf yahu, insaf!
Bir çift sözüm de işi sokağa dökmeye çalışanlara olacak.
Aklınızı, vicdanınızı, aç kalıp da ekmekle mi yediniz be adamlar! Halkı birbirine düşürmek, ülkede kaos çıkarmak, ekonomiyi çıldırtmak, terörü azdırmak mı istiyorsunuz!
Siz zannediyor musunuz ki, iktidar bu işi kendi başına, halktan kopuk, geleceğe yatırım olsun... diye yapıyor? Eğer böyle ise içinde yaşadığınız toplumu da tanımamışsınız demektir.
Bu ülkede yaşayan vatandaşların büyük bir kısmı yapılan reformu destekliyor. Özel olarak İmam Hatip okullarına gelince onların da orta kısmının yeniden devreye girmesini isteyen milyonlar var. İktidar bu büyük iradeyi meclise yansıtmaktan başka bir şey yapmıyor.
Siz sokağa çıkınca onlar ellerini kollarını bağlayıp sizi seyredecekler mi sanıyorsunuz?
Yoksa beklediğiniz tam da bu mudur?
Yani çatışma, kargaşa, kaos ve toz duman içinde menfaat devşirme...
Bu ülkeyi seven çoğunluk sabır ve sükunu tercih eder, ama unutmayın bir gün yine sandık başına geleceksiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.