İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

22 'casus'un hikayesi...

22 'casus'un hikayesi...

İran-Azerbaycan ilişkileri, İsrail-Azerbaycan yakınlaşmasıyla orantılı bir şekilde geriliyor. Suriye ve İran'a yönelik krizle boğuşurken Kafkaslarda sessiz sedasız bir başka kriz kendini hissettiriyor. Ortadoğu'nun kalbindeki kriz ne kadar İsrail-İran eksenli ise Kafkaslardaki yeni tehlike de İsrail-İran eksenli.

Konuyla ilgili son gelişme şu: Azerbaycan'da, İran Devrim Muhafızları adına casusluk yapmakla suçlanan 22 kişi gözaltına tutuklandı. Azerbaycan Milli Güvenlik Bakanlığı; casusluk yapan bir ekibin ortaya çıkarıldığını, tutuklanan 22 kişinin Azerbaycan vatandaşı olduğunu, Azerbaycan'da ABD, İsrail ve bazı Batı ülkeleri elçilikleri ve üyelerine karşı terör eylemi hazırlığında olduklarını açıkladı. Suçlama oldukça ağır: Bu kişiler vatana ihanetle suçlanıyor çünkü.

Yıllardır, İsrail-İran arasında sık sık istihbarat operasyonları yaşanır. Ancak son bir yılda, özellikle son aylarda bu operasyonlar yoğunlaştı. Sadece istihbarat operasyonları değil, suikastler de yoğunlaştı. Öyle ki, bölge ülkelerinin dışına taştı; Tayland, Hindistan gibi uzak bölgelerde de iki ülkeyle bağlantılı saldırılar ve karşılıklı suçlamalar arttı.

Nükleer bilimcilere yönelik İran içinde ve dışında yürütülen suikastlerle ilgili Bakü'ye ağır ithamlarda bulunan, nota veren Tahran, İsrail istihbaratına mensup saldırganların Azerbaycan'dan geldikleri ithamı dikkat çekiciydi. Tahran'daki son saldırıda, bir nükleer uzman, aracına yapıştırılan bir bomba ile öldürülmüştü. İran'a göre Azerbaycan, Mossad'ın ana operasyon üslerinden biri.

Geçtiğimiz günlerde İsrail ile Azerbaycan arasında imzalanan 1 milyar 600 milyon dolarlık silah anlaşması iki ülke ilişkilerini daha da gerdi. Satış, İsrail'in İran'a yönelik saldırı kampanyası çerçevesinde değerlendirildi. 22 Azeri'nin İran adına casusluk yaptıkları gerekçesiyle tutuklanması bu kapsamda değerlendirilmeli. İran ile İsrail, Azerbaycan'da tam anlamıyla bir istihbarat savaşı yürütüyor. Bu savaşın, yeni boyutlarını önümüzdeki aylarda daha net göreceğiz sanki.

Aslında 17 Şubat'ta bu istihbarat savaşıyla ilgili bazı gelişmeleri burada tartıştık. Korkum, Asya ülkelerinde kendini hissettiren terör saldırıları ile İran içindeki suikastlerin daha da yaygınlaşmasıydı. Aynı endişeyi hala taşıyorum. Çünkü ne zaman benzer örtülü operasyonlar uç vermeye başlasa, sonrasında daha büyük suikastler hatta ciddi çatışmalar gelir. Biraz hatırlayalım:

Singapur'u ziyaret eden Ehud Barak'a, bu ülkede suikast yapılacağı, saldırının son anda önlendiği, üç kişinin yakalandığı bildirildi. Singapur kaynaklarına göre zanlıların elinde Barak'ın ziyaret programı bulunmuş. İsrail, hemen olağan şüpheliyi adres gösterdi ve işin arkasında İran ve Hizbullah olduğunu iddia etti.

Aynı günlerde gerçekleşen Bangkong, Tiflis ve Yeni Delhi'deki İsrail misyonlarına yönelik saldırılar ya da saldırı girişimleri de aynı zincirin halkaları sanki. Mesela Bangkong'daki saldırıdan önce Mossad liderinin Tayland'ı ziyaret etmesi, Tiflis'in İsrail için neredeyse askeri garnizona dönüşmesi birlikte düşünülmeli. Gürcistan gibi Azerbaycan'ın da İsrail ilişkilerinin de en yüksel seviyede olması, Tahran'ın Bakü'ye ağrı suçlamalarda bulunması, İran nükleer bilimcilere yönelik saldırıları yapanların Azerbaycan'dan geldiğini iddia etmesi de bu çerçevede değerlendirilmeli...

Peki neler oluyor?

İran ile İsrail karşılıklı örtülü operasyonlar mı yapıyor? Evet... Öyleyse bu saldırıların sonu nerelere uzanır? Nerelere uzanacağını bilemiyoruz ama Bakü'de bu örtülü çatışmanın yeni halkası ortaya çıktı bile. Bu ülkelerin hepsinin, İsrail'le yakın ilişki içinde olması dikkat çekici. "Barak'a bile suikast girişimi olduğu iddia edilebiliyorsa, önümüzdeki günlerde çok daha büyük ve ses getirici operasyonlar olabilir" demiştik.

Bekleyelim: Yakın gelecekte iki ülke arasındaki örtülü savaşın çok daha can alıcı sonuçlarını göreceğiz. Belki Bakü'de belki Tiflis'te belki Lübnan'da ya da iki ülkenin yakın ilişkiler içinde olduğu başka ülkelerde...

"22 casus"un hikayesi bu çerçevede değerlendirilmeli...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Karagül Arşivi