Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Her geçen saat, sorumluluğumuz artmaktadır

Her geçen saat, sorumluluğumuz artmaktadır

Tarafsız ve açık konuşmak gerekirse, daraltılmış kulluktan, genişleyen kulluğa hızlı bir gidiş vardır. Merhum Ömer Nasuhi Bilmen’in, Büyük İslam İlmihali eseri ile gözünü açan ve gözünü kapatan insanların yerini, hayatı sorgulayan ve proje üreten bir nesil aldı. Bu durum sadece kullukla kalmadı, bunun paraleli olarak, dar bir komşuluktan, geniş bir komşuluğa geçiş söz konusu oldu. Yani, daraltılmış kulluk ve daraltılmış komşuluk tarihe karıştı. Ancak, bizden evvel yaşamış ve kıt imkânlarla Allah’ın dinini yaşama ve yaşatma mücadelesini vermiş âlimlerimizin, salih insanların varlığını yok sayarak, nankörlük yapamayız.

Dünyada ve ülkemizde açık ve net olarak görülen bu ümit dolu gidişattan rahatsız olanlar da var tabii. Hayatı güç veya kuvvete dayandıran, silah ve postal ile halkı bir asra yakındır korkutan zihniyetin yerini, ülkesini ve milletini sevenler almaya başlamıştır.

İslamköylü Demirel’den, ekonomiyi putlaştıran Tüsiad’a kadar, her kurumu ve geçmişin başkanlarını sağduyu sahibi (vicdanlı) insanlar yakinen tanıma imkânı bulmuştur. Bir başka manada kuzu postuna bürünmüş kurtlar, halkımız tarafından deşifre edilmiştir.

Peki, bundan sonra ne olacaktır? Elbette Allah bilir. İnsan ise firasetle geleceğin ne olacağını keşfetmeye çalışır. Görülen odur ki, bundan sonra geri bir adım atılamayacaktır. Niçin? Çünkü yeryüzünü, ömrünün son dakikasına kadar imara adamış insanımız, tarihi sorumluluğunu yerine getirecektir. Edirne-Van; Samsun-Hatay arası ile yetinmeyen insanımız, elini Rusya’ya, Amerika’ya, Afrika’ya kısaca yeryüzünün tamamına uzatmıştır. Göletlerde sandal kullanarak ömür tüketmek değil, büyük tonajlı gemilerle okyanuslara açılma dönemi başlamıştır.

En büyük gücün, kuvvetin iman-inanç olduğunu herkes görmüş ve kabul etmiştir. Görülen bu güç veya kuvvet:

. Derin ve köklü bir iman,

. Mükemmel bir yapılanma,

. Devamlılık arz eden bir hizmet ve çalışmadır.

Asırlardır engellenen bu oluşum, bundan sonra acı neticeyle son bulmayacaktır. Engelleyici mantık ve kuvvet:

. İnanan insanlarla sürekli alay etmiş ve onların gözden düşmesini sağlamıştır.

. Daraldığı zaman küçük tavizler vererek, potansiyel gücün içini boşaltmıştır.

. Baskı ve dayatma yaparak, düşünen insanı tesirsiz hale getirmiştir.

. Ve nihayet işi zorlaştığında kışla hâkimiyetine davetiye çıkarmıştır.

İşte bu dört ana sebep, bir milletin kişiliğini, medeniyetini, kardeşliğini, toplumsal barışı işleyemez hale sokmuştur. İnançlı nesil, sözünden çıldıran dinozor zihniyetli insanlar, sahip oldukları imkânlardan kademe kademe uzaklaşmaktadır.

Şimdi ise kıt imkânlara rağmen, Afrika’dan Van’a, Hakkâri’den Bosna –Hersek’e kadar açılım sağlayan derin ve köklü iman sahipleri, tüm dünyaya hak edilen bir medeniyeti, komşuluğu ve kardeşliği tattırmak için gece gündüz demeden koşturmaktadır. Koştukça da sorumluluğunun arttığının farkına varmaktadır.

Hizmet için, imkânların yağmur gibi yağdığı günümüzde, bu imkânlar devletin kasasından değil, halkımızın öz sermayesi olan infaklardan, hayırlardan ve dualardan oluşmaktadır. Sırtını devletin imkânlarına dayayıp, Müslüman halkın alınterine müracaat etmeyenlerin, hizmet ömrü hep kısa olmuştur.

Sorumluluk duygusunu kirletmeden ülkesine, yeryüzüne ve tüm insanlığa hizmet kanadını geren ve açanlara selam olsun.







Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi