Bir izahı olmalı...
Eh, hadi, nurtopu gibi bir yeni stratejimiz var. Tanzimatın ilânından sonra çığırtkanlar Müjdemizi isteriz, bundan böyle gâvura asla gâvur denilmeyecek diye bağırmışlar ya; biz de yeni stratejiyi Bundan böyle Kürt sorunu için Kürt sorunu denilmeyecek... diye özetleyebiliriz.
Kimi kaynağa göre bir hükümet yetkilisi, kimine göre de bir üst düzey bürokrat anlatmış gazetecilere yeni stratejiyi; Konuşulacaksa BDP ile konuşulacak, İmralı ve Kandille görüşülmeyecek; terörle de sonuna kadar mücadele edilecek demiş...
Oslo süreci hiç olmamış sayılıyormuş... İmralıyla asla görüşülmeyecekmiş... Bu önemli açıklamayı dinleyen gazeteciler Politika Barzaniyle yakın temas halinde yürütülecek ayrıntısını da sunuyorlar...
Devlet adına hükümetlerin politika belirleme, strateji çizme hakkı vardır elbette; bunu yaparken bürokrasiyi de dirsek teması halinde tuttukları olur. Bu yeni strateji de Ak Parti hükümeti tarafından güvenlik bürokrasisiyle birlikte belirlenmişe benziyor. Öyle olmasa bile, bütün hükümetleri güvenlik politikaları eksenine demir atmış halde tutmayı başarmış olan bürokrasi, hükümetin bu yeni politikasından kuşkusuz memnun kalmıştır.
Ben de memnun olmaya hazırım da kafamın basmadığı bir iki nokta var...
İlki şu: Yeni diye takdim edilen strateji yeni değil bir kere; Turgut Özalı yitirdiğimiz 1993 yılından itibaren gelmiş geçmiş bütün hükümetler soruna terörle mücadele boyutundan bakıp silâhla çözülmesi yönünde tavır aldılar. Son beş yıldır adım adım çözüme dönük politikaları devreye sokan Ak Parti açısından, şimdi yeni diye sunulan politik çizgi, eskiye dönüşü temsil ediyor...
Ayrıca silâha silâhla mukabele diye özetlenebilecek bu politikaya strateji demek de mümkün değil.
En önemli nokta ise, son bir ayın neredeyse bütününü işgal eden MİT merkezli tartışmayı anlamsız kılması, bu politikanın... MİT Müsteşarı Hakan Fidan neyle suçlanıyordu? Hükümet kendisini saldırılar karşısında neden korudu, niçin feda etmedi? Bu sorulara verdiğimiz cevapların hepsi yeni diye önümüze getirilen politikayla birlikte geçersiz kalıyor.
Hakan Fidana sahip çıkılmasını devletin kendisine çizdiği yol haritasını izlemesine bağlamıştık; hükümet bu yeni strateji ile o politikanın yanlış veya uygulanamaz olduğunu kabul edince, kurulan bağlantı resmen havada kalıyor.
Tabii açılım adıyla sürdürülen çizgiye Elveda denmeye karar verildiğine göre, son zamanlarda adlı adınca Kürt sorunu denmeye başlanan sorun da, söylem temelinde, yeniden terör sorunu haline dönüşüyor demektir.
Yeniden eskiye dönüş açılım süreci gereği bugüne kadar gerçekleştirilmiş farklı uygulamalardan vazgeçmeyi de getirecek mi, yoksa o kadar eskiye dönülmeyecek mi? Açılım ile ilintili yeni bazı yasal değişiklikler beklentisi vardı, onlar ne olacak?
Üzerinde imal-i fikr ettikçe içinden çıkılması hiç de kolay olmayan bir girdabın içine düştüğümü hissediyorum. Yeni politikaya Ak Partiden hoşlanmayanların sevinip Ak Partiyi önemseyen ve başarılı olmasını isteyenlerin yadırgaması ise işin cabası...
Bir yerde yanlışlık var, ama ne?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.