Sanki bilgiyi takdir ediyormuş gibi yapmayın
Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) bir başka adı nedir? atvnin Kim 1 milyon ister yarışmasında, üniversiteli bir genç kızımız, Parlamento diyeceği yerde soruya Yüce Divan cevabını vermiş... Günlerdir sosyal medya kırılıyor, gazete ve televizyonlarda yanlışın sahibiyle alay etmeyen kalmadı.
Ne kadar da insafsızız...
İnsaf sınırlarını zorlayan, belki de, yanlışı yapanın Her şeye rağmen Atatürkçüyüm meydan okumasıyla kendisini savunmasıdır; bilgisiz görünen birinin Atatürkçülük iddiası eleştirenlere dokunmuş olabilir. Sporcunun zeki, çevik ve akıllısını seven Atatürk, gençlerimizin TBMMye Yüce Divan denmeyeceğini bilmesini beklerdi diye...
Yine de yapılan insafsızlık...
Gencimiz üniversite öncesinde en az iki yıl dershaneye gitmiş, o tür sorulara muhatap olmuştur. Üniversiteye giriş sınavlarında bir-iki soruyu bilememek gencin önünü kapatmıyor, yalnızca ilk birkaç tercihine girebilmesini engelliyor.
Hem, TVde yarışabilmek için bilgisini tartan ön-eleme testlerinden geçmiyor mu yarışmacılar? O gencin cahilliğini bile bile mi izleyici önüne çıkarttılar? Yarışma heyecanı diye bir şey yok mu?
Alay edenlerimiz benzer bir yarışmaya katılsalar sonuç çok mu farklı olur? TBMMli soruyu bilir, ama daha basitinde pekâlâ çakabilir.
Eğitim sistemimiz cahil yetiştirmiyor; yaptığı, gerekli temel bilgilerden mahrum bırakıp bir sürü lüzumsuz bilgi yüklemek... Boşlukları her bireyin kendisinin okuyarak doldurması bekleniyor; ders ve test kitapları dışında eline yazılı metin almadan okullar bitirmiş üniversite mezunlarıyla dolu bir ülkeyiz oysa...
Gözlerim ara sıra BBCde yıllardır yayımlanan Mastermind adlı yarışma programına kayar. İki raundluk bir programdır bu; beş yarışmacıya, ilk turda ilgi alanlarından sorular yöneltilir, ikinci turda ise genel bilgisi ölçülür. En çok soru bilen bir sonraki yarışmaya katılma hakkı kazanır.
Zor bir yarışma, ama katılanların bilgi düzeyi izleyende hayranlık uyandırıyor. Bizdekinin aksine, bilgi sahibi olmayı, bunun için de okumayı özendiren bir program bu. Özellikle ilgi alanı soruları için uzmanlık derecesi gerekiyor; yarışanlarsa sıradan insanlar...
Bizdekinin aksine yumuşak ve rahatlatıcı bir atmosferde yapılmıyor yarışma; ürkütücü bir havası var ve müzik de buna uygun seçilmiş...
Masterminda çıkabilecek seviyede görülmek bile yarışmacıya çevresinde itibar kazandıran bir durum.
Konuya ilgi duyuşumun sebebi, Başbakan Tayyip Erdoğanın Seul yolunda yaptığı ve Dershaneler kapanacak biçiminde özetlenen açıklama... Sorun aslında dershaneler değil, sınav biçimi... Sınavda öğrencilere okulda öğrendiklerinden sorulmadığı için dershaneler var; sınav sorularını müfredat sınırları içerisinde tuttuğunuzda dershaneler kapanmasa bile cazibesini kaybedecektir.
Doğru olan da, derslerde öğretilenler dışında sınavda soru sorulmamasıdır.
Ülkemizin esas derdi ise bilen ile bilmeyen arasında fark gözetilmemesi, bilginin fazla bir değer taşımamasıdır. Bilgisiz başarı takdir görüyor bizde; bilgiden de bilgiliden de korkuluyor. Böyle bir ülkede bilgi yarışması yapılıyor ve insanların ona katılmaya cesaret ediyor olması bile mucize.
Kızmaya hiç hakkımız yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.