Atatürk, İnönü’ye neden kızdı?
Gün geçmiyor ki, kriz konularımıza her gün bir yenisi eklenmesin. Şimdi yeni tartışma konularımızdan biri, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat’ın Atatürk devrimleriyle ilgili yaptığı ‘travma’ tanımı. Açıklamayı bir bütün olarak okuduğunuzda bu kadar gürültünün neden koparıldığını anlamak mümkün değil.
Taha Akyol’un dünkü köşesi, bu anlamsızlığı en iyi vurgulayan yazılardan biriydi: ‘Bütün devrimler gibi Kemalist devrim de toplumun çoğunluğunda travma yaratmıştır. Travma yaratmayacak kadar radikallikten uzak değişimlere devrim denmez zaten.’
O halde kavga sebebi nedir? Mesele şu: AK Parti hakkında kapatma davası var ya, başsavcıya ek iddianame için delil sunmak, iktidar partisini Atatürk düşmanı olarak göstermek. Bir nevi psikolojik harekat. Siyasi kabızlıklarını veya zedelenen menfaatlerini iktidar üzerinden çözemeyenler, yeni oyun peşinde. İlkelerine inanmadıkları Atatürk’ü sıçrama tahtası haline getirmeye çalışıyorlar.
Atatürk’e destek veren ağa
Oysa Dengir Bey, Atatürk’ün silah arkadaşı bir dedenin torunu olarak bugün mecliste. Rişvan aşiretinin reisi Hacı Bedir Ağa, Kurtuluş Savaşı sırasında da sonrasında da Atatürk’ün Doğu’da en çok güvendiği birkaç isimden biriydi.
Dün Dengir Bey’le görüştüm. Dedesinin Atatürk’le kesişen ilginç öyküsünü anlattığında çok etkilendim. Erzurum Kongresi’nin toplanmasına karşı çıkan İstanbul hükümeti ve İngilizlere karşı Atatürk’ün yanında yer alan Hacı Bedir Ağa, Sivas Kongresi’nde de aynı saftaydı.
Fırat: ‘Sivas Kongresi’nin toplanmaması ve Mustafa Kemal’in tutuklanması için talimat gelmiş. Bölgede en güçlü aşiret reisi dedem Hacı Bedir Ağa. Destek vermese kongrenin toplanması çok zor olacak. İngilizler Harput Valisi Ali Galip’le birlikte gelip dedemi Atatürk’e destek vermemesi için ikna etmeye çalışmışlar. Katır yüküyle altın vermişler ama hepsini reddetmiş.’
Bu tepkiye özellikle İngilizler çok şaşırmış. İkna için başka bir yem atmışlar: ‘Görüyoruz ki bu bölgedeki en güçlü aşiret reisi sizsiniz. Eğer yardım ederseniz burada bir Kürt Devleti kurmanıza yardımcı olabiliriz.’
Ağa’nın cevabı: ‘Bu vatanı biz birlikte kurduk, birlikte savaştık, kimseye ihanet edemem, yarın Allah’a hesap veremem.’
İngilizlerin Ali Galip’le kurduğu oyun bozuluyor ve Sivas Kongresi toplanıyor. Fırat’a sordum: Dedeniz destek vermese kongre toplanabilir miydi? Fırat: ‘Dedem o dönemde bölgedeki en büyük aşiret reisi. Verdiği destek çok önemlidir. Karşı tarafta yer alsa kongre tehlikeye girebilirdi.’
El Gayri Bedir Ağa
Tüm bu gelişmelerden anında haberdar olan Atatürk, 1920 yılında Ankara’da meclis kurulunca, Hacı Bedir Ağa’yı milletvekili yaparak ödüllendirmiş. O tarihte Adıyaman, Kahta gibi birçok yerleşim birimi Malatya’ya bağlı. Malatya milletvekili olarak meclise giren Hacı Bedir Ağa, ikinci dönemde de Atatürk’ün yanında yer almış.
Meclise girdikten sonra da Kurtuluş Savaşı mücadelesine katılan Bedir Ağa, 1920 yılı Ağustos ayında yerel güçleriyle Gaziantep savunmasına katılmış. Burada ağır yaralanıp Birecik Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığında Atatürk’e bir mektup yazıp buradaki savunma hattının ihtiyaçlarını ve savaş şartlarını ayrıntılı olarak yazmış.
1923’te cumhuriyet kurulduktan sonra da mecliste yer alan Bedir Ağa, üçüncü dönem milletvekili olurken küçük bir sıkıntı atlatmış. çünkü o arada okuma yazma bilmeyenlerin milletvekili olamayacağı yasal hükme bağlanmış. Yeni duruma göre vekil listesi hazırlayıp Atatürk’e giden İnönü, Bedir Ağa’yı listeye koymamış.
Fırat, o ana ilişkin şu ilginç anektodu aktarıyor: ‘Atatürk sormuş, Neden Hacı Bedir Ağa listede yok? İnönü ‘Malumunuz milletvekili olma şartlarını değiştirdik. Kanuna göre okuma yazması olmadığı için listeye dahil etmedik’ demiş. Atatürk, ‘Tamam okuma yazma bilmeyenler milletvekili olamaz ama el gayri Hacı Bedir Ağa’ diyerek itirazı ortadan kaldırmış.’
Bu arada Malatya listesi oluşturulduğu için ara formül bulunmuş ve Bedir Ağa hayatında hiç görmediği Kars’tan milletvekili yapılmış. Hem de kanundaki bu açık yasak hükmüne rağmen... 1928 yılında ölünceye kadar vekillik unvanı sürmüş.
O halde bu niyet sorgulaması nedendir? Ali Kemal’in torunu Londra’da belediye başkanı seçildiğinde methiye düzenlerin Hacı Bedir Ağa’nın torununa layık gördükleri muamele, bu mu olmalı?
Açıkça söylüyorum; Bu toprakları vatan yapan şehitlerin kanları laboratuar ortamına sokulursa, bugün Atatürkçü kesilenlerin çoğu mahçup olabilir. Kan tahlili yapmak yerine ortak değerlerimizi geleceğin referansı olarak görmek, falcılar gibi sürekli niyet okuyup sanal ajandalar oluşturmak yerine birbirimizi anlamaya çalışmak, gücümüzü bölmek yerine ortak sinerji oluşturmak en büyük Atatürkçülüktür.
çünkü, cumhuriyetin kuruluş felsefesi budur.