Karadayı ve Çevik Bir’in sağlığı nasıl?
12 Eylül’e karşı toplumda yükselen tepkiye bakıyorum da, herhalde Ergenekoncular, Balyozcular kadar 28 Şubatçıların da moralleri bozulmuştur..
Bu 12 Eylülcüler ne bela adamlarmış ki, memnun ettikleri tek bir kesim bile yok. Kemalistler bile bu adamlardan ikrah ettiler..
Şu bizim Balyozcular filan da iyi ki darbeyi gerçekleştirmediler, yoksa ilk tasfiye edilecek kendileri olacaktı herhalde..
İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz, dün 12 Eylülcülerin yargılanmayacağına iman etmiş çevreler, iktidarı şov yapmakla suçlayanlar bugün müdahillik için kuyruğa girdiler..
12 Eylül’ü yaşamışlardan biri diyor ki, “İşkence görmek neyse de, başkalarına işkence yaparken seslerini dinletmiyorlar mı, bir de, işkence sonrası getirip bu enkaz-ı beşeri önümüze atmıyorlar mı, ona dayanmak çok zordu.”
Düşünüyorum da, Ergenekoncular, Balyozcular, 28 Şubat’ın aktörleri, toplumda 12 Eylülcülere karşı yükselen öfkeye bakıp, geçmişte yaptıklarını hatırlayıp büyük bir acı çekiyor olmalılar.. Korkuyorlardır da..
Bakalım bütün bu olanları savunacak pişkinlikte birileri çıkacak mı? Ya da geçmişte olanları anlatıp özür dileyenler olacak mı?
Kaab b. Züheyr Kaside-i Bürde de, savaşa gidip hayatını kaybedenlerin annelerinin oğullarının cenazesi başında feryat ederken, onlara bakıp kendi çocuklarını arayan annelerin yürek çırpıntılarından söz eder.
Ben şimdi henüz yakalanmamış 12 Eylülcülerin, bin yıl sürecek yalanına kanıp, pervasızca terör estiren 28 Şubatçıların, artık bütün ciddiyet ve inandırıcılıklarını kaybeden Ergenekoncuların ve Balyozcuların ruh hallerini merak ediyorum.
Bu dünya geçicidir. Her zulüm belgelenemeyecek. Kimisi delil yetersizliğinden kurtulacak, kimi belki sanık sandalyesine bile oturtulamayacak. Kimi zaten öldü gitti.
Bu işin bir de öbür tarafı var. Din günü. İlahi adalet.. Kim kime ne acı-eziyet verdi ise, aynısı ona tattırılacak..
Sadece yapanlar değil, sesiz kalanlar, yardım ve yataklık edenler, haksızlıklar karşısında sessiz kalanlar da.
Bu dünyada yaptığınız ve yapmanız gerekirken yapmadığınız her şeyden hesap vereceksiniz.. Ve din günü gizli-kapalı hiç bir şey de olmayacak..
Çoğu bin pişman olmuştur muhtemelen, bu gün yaşananları gördükten sonra. Şamar oğlanına döndürülmekten korkuyorlardır..
Ama neden özür dilemeyi düşünmezler. Neden gerçekleri itiraf edip toplumun vicdanına sığınmak istemezler ki!
Ergenekonun avukatlığını üstlenenlerin 12 Eylül’e müdahil olmaları da bir garip değil mi? Tabi CHP, 12 Eylül’de müdahil olup da ne yapacak onu da göreceğiz. Herhalde Atatürk’ün partisini niye kapattınız diye soracaklar. Aslında Kılıçdaroğlu’na sormak gerek, CHP hala niye açık ki! Çünki bu gün Türkiye’de varolmayı haketmeyen tek partidir CHP.. Bunu sadece ben söylemiyorum. Ecevit’te böyle düşünüyordu. Bir çok aklı başında CHP’li de bu işin farkında..
CHP sol bir parti de değil. Liberal bir parti de değil, Demokratikleşmenin lokomotifi değil, önündeki takozdur..
Darbeci kanatlar arasında da örtülü bir hesaplaşma sözkonusu anlaşılan. Ya da “dostlar alışverişte görsün” gibisinden bir işle meşguller..
Ben CHP ve MHP’nin 12 Eylül’e karşı ne söyleyeceklerini merak ediyorum.. “Ergenekonun avukatlığını üstlenen CHP 12 Eylül davasında müdahil oldu. Oysa Ergenekoncular 12 Eylül Bayrak darbe planını kendilerine esas almışlardı. Aralarında zihniyet ve yöntem olarak pek bir fark yok. Zeka düzeyleri de birbirine eşit gibi gözüküyor sanki! Peki 28 Şubat davasında ne yapacak? Bu işler, Moğultay ve Seyfi dedenin başını çektiği yargıdaki alevi yapılanmasına kadar uzarsa, doğrusu Kılıçdaroğlu’nun tepkisini merak ediyorum..
12 Eylül davası 28 Şubatçıları da, Ergenekoncuları da, Balyozcuları da ciddi şekilde vurdu..
“Bu işlerin üzerinden 30 yıl da geçse, gün geliyor, hesabı soruluyormuş” demek ki.. Darbeciler bundan sonra böyle düşünecekler..
İyi oluyor iyi.. Gelişmeler, doğru yönde ve ileri doğru.
Selam ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.