Cevdet Kara

Cevdet Kara

Biri ağzıyla diğeri yüreğiyle konuşuyordu!

Biri ağzıyla diğeri yüreğiyle konuşuyordu!

1989 Yılından beri ülkemizde 14–20 Nisan tarihlerine tekabül eden hafta “Kutlu Doğum Haftası” olarak kutlanır…

Ve her yıl “Yaşayan Kur’an”olarak ifade edilen Peygamber Efendimizin (SAV) hayatında zirveleştirdiği karakterlerden biri seçilip insanlığa 1400 küsur yıllık mesaj yeniden hatırlatılır…

Bu vesile ile;

Çeşitli kurumlar, sivil toplum kuruluşları bu haftayı hatta Nisan ayının tamamını ilahilerle, mevlitlerle, konferanslarla dolu dolu geçirerek binlerce yıllık kutlu mesajı insanlara, insanlığa ulaştırmanın, yeniden hatırlatmanın yarışı içine girerler…

Diyanet İşleri Başkanlığı da bu haftayı en güzel şekilde kutlamak için Efendimizin(SAV) en önemli ve en anlamlı mesajlarından birisini konu başlığı olarak seçti…

“Kardeşlik ve Kardeşlik Hukuku”

Dünyamızın ve etrafımızın kan gölüne döndüğü, kardeşin kardeşi boğazladığı bir çağda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın seçtiği konu şüphesiz çok önemli ve anlamlıdır…

Bu meyanda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı ile Başbakanımızın da konuşmacı olarak katıldığı “Geleneksel Açılış Programı” düzenlendi 14 Nisan akşamı…

Televizyonda canlı ve naklen verilen bu konuşmaları dinlediniz mi bilmiyorum ama Kılıçdaroğlu’nun önüne konulan metindeki konuşmaları tamamen “laiklik elden gidiyor!” türündeydi…

O konuşma metnini görüntü olmadan dinleseniz Kâbe imamı Şeyh Abdurrahman Es-Sudeys vaaz veriyor sanırsınız…

Nabza göre şerbet vermeye alışık Genel Başkan mütedeyyin vatandaşın sempatisini kazanmak için konuşmasına onlarca ayet ve hadis sığdırarak “Ey Tayyip Erdoğan! Dindar halkın oylarını sana yedirmem” dercesine “ben bir imam hatip mezunu olmasam bile bir imam gibi vaaz veririm” diyordu adeta…

Alışık olmadığı Allah, peygamber, Muhammed, Kur’an, ayet, hadis kelimelerini içeren konuşmasını okurken zaman zaman takılsa da, bunu bir imam edasıyla haykırsa da sadece bir iki yerde alkış almayı becerebildi…

Sonra Tayyip Erdoğan çıktı sahneye…

Onun da önünde notlar vardı ama notlara hiç takılmadan hitabını yaparken adeta söylediklerini yaşıyordu…

Zaman zaman duygulanıyor…
Zaman zaman heyecanlanıyor…
Zaman zaman ağlamaklı oluyordu…

Konuşurken Asr-ı Saadet’in kusursuz güzelliğine, kutlu mesajın büyüsüne kaptırıyordu kendini…

Kelimeler inci gibi kendiliğinden dökülürken ağzından...
Gözleri ihtiraslara yenik düşmüş insanlığı arıyordu…

Kör kuyulara atılmış kardeşlik için atarken yüreği…
Cemaat de onunla birlikte cezbeye geliyordu…

Yeni çıkan yasaya göre seçmeli hale gelen “Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi” derslerine atıf dışında içerik olarak iki liderin de konuşma metinleri aynı olsa da Başbakan söylediklerini yaşayarak konuşuyor, Kılıçdaroğlu ise sadece yazılanları kâğıttan okuyordu…

Ve bu samimiyet ve içtenlik ister istemez salondakilerin ve televizyonu başındaki bizlerin yüreklerini titretiyordu…

Anlayacağınız;
Kılıçdaroğlu ağzıyla…
Erdoğan yüreğiyle konuşuyordu…
Ve Tayyip Erdoğan’ı da bu özelliği farklı kılıyordu…

Bütün günlerimizin Asr-ı Saadet ruhuyla yaşanması dileğiyle Kutlu Doğum Haftamız mübarek olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cevdet Kara Arşivi