D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Soyadı “Bir”, fakat kaçıncı?

Soyadı “Bir”, fakat kaçıncı?

Bu âlem, âlem-i ibret!

Evet, ibret dünyasında yaşıyoruz, fakat ibret almıyoruz!

Bir zamanların kudretli adamı, Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir, 28 Şubat dâvasının zanlısı olarak tutuklandı... Hem de tankları yürüterek demokrasiye balans ayarı yaptığı Sincan’da!

O günleri yaşayanlar, onun nasıl her işe atıldığını, her taşın altından çıktığını, her tarafa emirler, talimatlar ve mesajlar yağdırdığını... asla unutmuş olamazlar.

Çevik Bir, âdeta Türkiye’ye parlak bir yıldız olarak uluslararası destekle bahşedilmişti. Her ne kadar Genelkurmay Başkanı yapılamamışsa da, bir darbe halinde pekâlâ başbakan olabilirdi...

Harekatın darbesiz geçiştirilmesi hâlinde ise, cumhurbaşkanı neden olmasındı?

Netekim, kendisi emeklilikten sonra zamirini dışa vurmuş, fakat bir zamanlar işaretine bakan kahraman Türk basını tarafından madara edilmişti!

Evet; 28 Şubat dâvası başladı. Çevik Bir tutuklandı! Bu dâvanın hiyerarşik bir başlangıç olduğunu gösterir mi? Yani işe gerçekten tepeden mi başlandı?

İlk olumsuz cevabımız bu hususta.

E-Generalimizin savunması kolayca tahmin edilebilir: “Ben birinci adam değildim, emirleri uyguladım!”

O zamanlar “esas oğlan” rolü oynamasına rağmen kolayca böyle söyleyebilir.

Buna hak vermemek mümkün mü? Eğer Çevik Bir’i haksız görürsek, Türk ordusunun bilinen hiyerarşisini, bu hiyerarşide ısrarını inkâr etmiş oluruz.

Çevik Bir hiç şüphesiz hiyerarşi içinde hareket etmiş, tepede oluşturulanı, belki kendince tefsir ederek, uygulamıştır. Bu safhada, dâvanın zamanın Genelkurmay Başkanı/başkanları ile başlatılması, sırası gelince de Çevik Bir’in işe dahil edilmesi gerekirdi.

Belki de gerçekten Çevik Bir’in üstlerinin olaylardan haberi yoktu! Bu durumda onlar kolayca aklanırdı.

Fakat, onların aklanması, davadaki savunmalarına bağlı. Onlar, elbette Çevik Bir’i savunmayacaklar, fakat muhtemelen Çevik Bir’in savunmasını boşa çıkaracaklar.

Çevik Bir sadece askerî üstlerini itham etmiyor!

Sivil hiyerarşiyi de işin içine katıyor!

Mahkeme sorgusu sırasında hükümetin, Millî Güvenlik Kurulu’nun ve devrin başbakanının emir ve talimatlarını uyguladığını iddia etmiş.

Bu sûreta doğru olabilir!

Gerçekte ise, hükümetin, MGK’nın ve başbakanın nasıl emir ve talimat vereceğini tayin edenlerin emirlerini ve talimatlarını uygulamıştır!

Çevik Bir şimdilik Misak-ı Millî sınırları içinde savunma yapıyor!

Bu yüzden adreslemesinde hükümet ötesi olarak kendi içinde bulunduğu hiyerarşik yapı görünüyor.

Kimsenin meçhulü değil ki, 28 Şubat ABD’nin ve onun da arka planında İsrail’in operasyonudur. Bu operasyon, Türkiye’den müttefik olarak kabul gören militar bürokrasiye uygulatılmıştır. Bu uygulamada Çevik Bir’e tahsisli, özel bir rol verilmiş olabilir.

“Batı harekat konsepti”

“Batı Çalışma Grubu”

Evet o sıralar Huntington’un “Medeniyetler Çatışması” tezi revaçta idi. Türkiye de, tarihen en bölünük ülke idi. Bu bölünük ülkenin batı medeniyeti yanında duran seçkinleri Türkiye’yi İslâmdan uzaklaştırmak için bir daha işe koşuldu.

Bu işte Çevik Paşa’nın birinciliği soyadı ile alakalı görülebilir!

Gerçekte kaçıncı, bunu mahkeme safahatı gösterecek!







Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi