Bugün 27 Nisan, neşe doluyor insan
Bir bayramlar ülkesi olan Türkiyede yeni bir bayrama ihtiyaç yok; ama benim yine de bir bayram önerim olacak: Yılın tam da bu günü (27 Nisan) demokrasi bayramı olarak kutlanabilir...
Askerler, Bizim istediğimiz gibi birini cumhurbaşkanı seçmezseniz bir gece ansızın gelebiliriz anlamına gelen e-muhtırayı 27 Nisan 2007 gecesi Genelkurmay internet sitesine koymuşlardı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıtın bizzat sahiplendiği muhtıranın ertesi günü toplanan Bakanlar Kurulu, Herkes işine baksın, cumhurbaşkanı seçmek Meclisin işi açıklamasını yapınca, demokrasiye giden ardına kadar yol açılıverdi.
Sanki bir sihirli değnek gibiydi 27 Nisan muhtırası...
Meydan okuyucu Bakanlar Kurulu açıklaması ertesi gün yapıldığı için bayram olarak 28 Şubat günü de benimsenebilir; ama ben yine de, muhtıra verilmemiş olsa ardından meydana gelenler yaşanmayacağı için, 27 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasının daha mânidar olacağı kanaatindeyim.
Türkiye yalnızca depremler ülkesi değil, aynı zamanda bir darbeler ülkesi de... Askeri müdahalelerin ülkeye etkisi 8.2lik depremlerden daha az değil. 1960, 1971, 1980 darbeleri, 1997nin post-modern müdahalesi ülkeyi temelinden sarstı. Kendine özgü çekişmelerine rağmen son on yılın ülkeye yaşattığı görece refaha bakıp, Darbelerle demokrasi kesintiye uğratılmasaydı kimbilir bugün ne iyi halde olacaktık diye düşünmemek elde değil.
Ülkeye kayıp yıllar yaşattı askeri müdahaleler...
27 Mayısta (1960), 12 Martta (1971) ve 12 Eylülde (1980) müdahaleye maruz kalan siyasi kadrolar farklı davranabilseler darbeler dönemi daha erken sona erebilirdi. İki kez (1971 ve 1980) darbeyle düşürülmüş bir siyasetçi, cumhurbaşkanı oluşunu, eskiden yaşadıklarının başkaları tarafından yaşanmaması için kalıcı tedbirler almak için bir fırsata dönüştürmedi 28 Şubat 1997de; tam tersine, darbelerin mağduru olma deneyimini yeniden bir müdahaleyi yönlendirerek değerlendirdi.
Her seferinde askerler siyasete müdahale ettiler, siyasiler olanı kabullenip askerler yeniden siyasete kapı aralayana kadar beklemeyi yeğlediler...
Ne zamana kadar? 27 Nisan 2007 e-muhtırasına kadar... Muhtırayı elinin tersiyle iade eden o hükümetin üyelerini ve Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası açıklanan karşı-muhtıraya katkıda bulunanları siyaset tarihimize altın harflerle kaydetmeliyiz.
Öncesindeki gelişmelere biraz yakından bakınca, e-muhtıra denilen metnin her darbeden önce verilen ön-uyarılar türünden olduğunu görebiliriz. 12 Eylül öncesinde Genelkurmay Başkanı Org. Kenan Evrenin dönemin cumhurbaşkanı Fahri Korutürke gönderdiği mektup gibiydi 27 Nisanda Genelkurmay Başkanlığı internet sitesine konulan muhtıra... Beklemedikleri tepki yerine alıştıkları türden bir davranış biçimiyle karşılaşsaydı askerler, büyük ihtimalle, elleri altındaki güncelleştirilmiş Bayrak Planını uygulamaya koyacaklardı.
Cumhurbaşkanları bundan böyle millet tarafından seçilecekse bunu da 27 Nisana borçluyuz... Yapay yöntemlerle, ayak oyunlarıyla veya milletvekili ayartarak Meclisi tıkayıp hep aynı tipten kişilerin Çankayaya çıkması sağlanıyordu yoksa...
Şaka sanmayın diye tekrarlıyorum: 27 Nisan gününü bayram ilân etmeyi ciddi ciddi düşünmeliyiz.
28 Nisan da olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.