22 yaşındasın
Delikanlım, Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın! 22 yılda 47 ülke.. Yılda iki ülke mi yani? 200 civarında ülke olduğuna göre; hayır bir 80 yıl daha beklemeye tahammülümüz yok.. Elinizi çabuk tutun lütfen.. Hemen şimdi 110 ülkenin hedef olarak önümüze konması gerek. Bu Osmanlı dönemindeki ulaştığımız coğrafyadaki bugünkü ülkelerin sayısı.. 47 ülkede 119 noktada örgütlü olduğumuza göre, nokta sayısının da 250’ye çıkması gerek ilk etapta..
MÜSİAD’dan söz ediyorum.. İslâm Medeniyeti’ni yeniden ihya ve inşa sorumluluğu taşıyan, sermayenin vicdanı olacaklarını söyleyen kardeşlerimizden söz ediyorum..
İBF’si, UTESAV’ı MÜSİAD’dan.. Yeni Genel Başkan Nail Olpak’ın önünde dev bir sorumluluk duruyor.. Umarım başarır. Kendilerini tebrik ederken, onun için dua ediyorum..
MÜSİAD için şimdi ustalık dönemidir..
Erdoğan, kongrede çarpıcı bir konuşma yaptı.. Yine Kılıçdaroğlu’na yüklendi.. Doğrusu Kılıçdaroğlu için üzülmeye başladım.. Ne diyecek adam? Kabul etse bir türlü, etmese bir türlü. İkirciğe düşmüş.. Kendi tarihlerindeki haksızlıkları Kabul etse, kendi arkadaşları harcayacak adamı, kabul etmese tarih ve toplum kendilerini yalanlıyor.. Erdoğan ne derse, Kılıçdaroğlu hemen cevap vermeye çalışıyor.. Erdoğan’ın istediği de bu sanki. MÜSİAD kongresinde yine yaptı yapacağını..
Konuşmasında Erdoğan’ın altını çizdiği bir husus vardı: “28 Şubat, sadece iktidara karşı ya da toplumun dindar kesimlerine karşı değil, anadolu sermayesine karşı yapılmıştı..” Yani MÜSİAD’a karşı yapılmıştı. Faizde yüzde 1’lik bir artışın ekonomiye nasıl bir yük/maliyet getirdiğini anlattı. Gecelik faizleri, enflasyon rakamlarını, borsa oyunlarını, birtakım emekli kişilerin bankaların yönetim kuruluna getirilmelerini eleştirdi ve bu oyunlarla piyasadan çekilen, kamu kaynaklarından hortumlanan paraların kimlerin kasasına akıtıldığını sordu?
Kamu bankalarından alınan fon kaynaklı, kur garantili paralar, bir diğer kamu bankasında repoya yatırılıyor ve borsa spekülatörleri devreye girerek büyük vurgunlar yapıyorlardı. Kurlarla oynanarak bir gecede milyarlarca lira birilerinin kasasına akıtılıyordu. 28 Şubat’ta yapılan bu soygunun hesabı sorulmayacak mı? MÜSİAD suç duyurusunda bulunmayacak mı? Müdahil olmayacak mı?
Madem Meclis darbeleri soruşturuyor, MÜSİAD’ın hem Meclis’te ilgili komisyona o döneme ilişkin rapor sunması gerek, hem de özel yetkili savcılara ellerindeki bilgileri vermelerinin yanında açılan/açılacak olan davalara müdahil olmaları gerek.
Ha! Sahi, Nail Keçili geçen gün bir yemekte karşılaştığu Doğan’a ne demek istedi? Ya da Dinç Bilgin’in basına yansıyan tanıklıkları var. Savcılık ne zaman bu iddiaların üzerine gidecek, bekleyecek göreceğiz! Sahi, neden kimse petrol kaçakçılığının üzerine gitmiyor bu arada?
Bugün bir yandan darbeci paşaları grubuna alarak, bir bakıma onların avukatlığını üstlenen Bahçeli; öte yandan darbeye karşı imiş gibi görünmeye devam ederken, 28 Şubat sonrası Başbakan Yardımcısı iken Evren adına bir Amerikan Üniversitesi’nde açılacak enstitü için, Türk Tanıtma Fonu’ndan önemli bir miktar parayı ödeme emrini imzalamasını nasıl açıklayacak?
Bugün MÜSİAD artık kendi kendisi ile yarışıyor.. Kendisi için yeni hedefler belirlemesi gerek..
Tamam teknoloji katsayımızı artırmamız gerekiyor, ama hemen belirtmeliyim ki; teknoloji katsayımız, ahlâkî katsayımızdan yüksek.. Estetik ve felsefi katsayımız açısından da durum değişmiyor..
Buraya kadar bir şekilde geldik. Ama bundan sonrası için, global pazara açılırken daha donanımlı olmamız, güç birliği yapmamız ve daha global düşünmemiz gerekiyor..
TÜSİAD’ın internet sitesine baktım.. 1. kuşak; karma ekonomiden söz ediyor.. Laiklikten, Batı medeniyeti seviyesine çıkmaktan, Atatürk ilke ve inkılaplarından söz ediyor.. 2. kuşak; globalizme, piyasa ekonomisine, teşebbüs hürriyetine vurgu yapmış.. Dayandıkları kavramlar ve kurumlar eskimiş ya da içi boşalmış vaziyette. Kendilerini yenilemezlerse tasfiye olacaklar. Onların da CHP gibi geçmişleri ile hesaplaşmaları gerekiyor.. TÜSİAD, “Beşli Çete”de yer almadı ama, İmam Hatip raporu ile aslında büyük eleştiri aldı. İktidara karşı hep mesafeli durdu. Askerleri gücendirmemeye özen gösterdi.. Boyner; bu gidişle ya TÜSİAD’ı dirilten kişi olarak anılacak ya da çöküşten önceki son kişi veya tasfiye memuru olarak! Bu işin yönünü Boyner’in cesaret ve kararlılığı belirleyecek! O gün “Beşli Çete” de yer alan TOBB ve Türk-İş bu gün o çizgiden çok uzaklarda. Bu çatı altında TOBB ve Türk-İş bu çizgiden uzaklaştı.. TİSK ve TESK’i de anlıyorum da, peki DİSK’in bu yapıda yer almasının sebebi neydi? Demek ki; DİSK’e göre irtica; finans kapitalden daha tehlikeli idi.. Emperyalizme karşı dincilerle birlik olmak değil, dincilere karşı emperyalistlerle güç birliğine gitmek daha kabul edilebilirdi!
AK Parti’nin muhalefetsizlik sancısı gibi, piyasada da MÜSİAD’ın alternatifsizliği ciddi bir sorun.. Topyekün bir kalkınma hamlesi için herkese ulaşmamız gerek. Onun için MÜSİAD ve ASKON’un diğer SİAD’larla ayrı bir network oluşturması gerek sanki..
Bugün artık darbeciler, bu işin geri dönüşü olmadığının farkına varmaya başladılar.. Kimi Çevik Bir’i kurtarmaya çalışıyor, kimi “Biz olmasaydık darbe olurdu” havasında.. Vural Savaş, o gün Demirel ve Karadayı ile birlikte öyle davranarak darbeyi önlemeye çalıştıklarını savunuyor.. Çevik Bir de darbeci gibi görünerek darbecileri deşifre etmiş, halkın gerçeklerin farkına varmasını sağlamışi iyi mi?
Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.