Yaşar Nuri Öztürk…
Zekeriya Beyaz…
İsmail Nacar…

28 Şubat sürecinin kafa bulandıran medyatik aktörlerinin her biri bir yere gitse de zaman zaman ortaya çıkıp mide bulandırmaya devam ediyorlar…

28 Şubat’ın meşhur yasakçı dekanı Zekeriya Beyaz uzun zamandır ortalıklarda yok…

Çakma ilahiyatçı! İsmail Nacar’ın sesi soluğu çıkmıyor…

Yaşar Nuri Öztürk ise küfürbaz tavrı ve magazin programlarına malzeme olmasıyla gündemde kalmaya çalışıyor…

İzleyemedim ama her sabah Saba Tümer’le program yapıyormuş…
Bir de Yurt Gazetesi’nde köşe yazısı yazıyormuş…

Ne zaman Yaşar Nuri Hoca toplumun tepkisini çeken bir açıklama yapsa hemen altında bit yeniği ararım…

Hocanın şöhret ve para tutkusu malum…
Televizyonsuz ve parasız duramıyor…

Sadece kendisinin inandığı iddiaları içeren kitapları okuyan var mı bilmiyorum ama bunu kurnazca pazarlama konusunda eline su dökenin olacağını sanmıyorum…

“ Yaşar Nuri Hoca Cuma Namazı’na gitmiyor mu” diye merak eden vatandaşın merakını gidermeyip Cuma saatine aldırış etmeden programına devam etmesi bizi çok fazla ilgilendirmese de toplumun kafasını bulandıran konulara girmesi herkes gibi bizleri de rahatsız ediyor…

Bu muhterem zat, şimdi de İskilipli Atıf Hoca’yı dolamış kalemine…

Onun hakkında şöyle bir iddiada bulunuyor…

“Memleketi olan Çorum'da adı parklara, hastanelere veriliyor. Cumhuriyet Parkı'nın adı değiştirilip 'Atıf Hoca Parkı' yapılıyor. (6 Mayıs 2012 tarihli gazeteler) Yani, örtülü bir biçimde Cumhuriyet'e tokat atılıyor.

Bunların niyeti; “Atıf Hoca'yı 'mazlum' göstererek onu asanları, özellikle Mustafa Kemal'i lekelemek, itham etmek…”

Köşesinde çok şey yazmış da asıl bit yeniği dediğim şeyi de araya sıkıştırmış…

“Cehalet veya gaflet eseri oynanan bu oyunun deşifre edilmesi gerekiyor. Biz bu oyunun veya cehaletin arka planını, baskı aşamasında olan 'Kur'an Perspektifinden Kurtuluş Savaşı'na Bir Bakış' adlı eserimizde, kaynakları ve belgeleriyle gösterdik.”
Yani diyor ki ey ahali…
Siz İskilipli Atıf Hoca’nın bir mazlum gösterildiğine bakmayın…
Onun şapka kanuna muhalefet ettiğinden dolayı asıldığını sanmayın…
O resmen vatan haini olduğu için asılmıştır…
Milli mücadeleye karşı olduğu için asılmıştır…
Yunanlılara destek olup milli mücadele ruhunu sekteye uğrattığı için asılmıştır…
Vs… vs…
Ve sonunda da “çıplak uyarıcı” bizi uyararak ağzındaki baklayı çıkarıyor;
“Sakın bu yalanlara inanmayın…
Bütün doğrular çıkacak olan yeni kitabımızda…
Satın alın, okuyun, bilgilenin!”
Şimdi sormak lazım Yaşar Nuri Hoca’ya…
Sen mi yalan konuşuyorsun yoksa yazılanlar mı yalan…
Senin kitabın mı doğruları söylüyor…
Yoksa bilgiler mi, belgeler mi, tutanaklar mı, canlı şahitler mi?
Hangisi?
Şapka Kanunu’ndan iki yıl önce şapka ile ilgili bir risaleyi kaleme almak bir keramet değil midir?
Savunmasını hazırladığı halde o gece Efendimizi(SAV) rüyada görmesinden sonra savunmasını yırtıp kendi idamını hızlandırması bir keramet değil midir?
Şehit değil diyorsun…(Doğrusunu Allah bilir.)
Sen inanmasan da önce asıp sonra yargılayan İstiklal Mahkemeleri’nin zulüm çarkında öğütülen binlerce mazlum gibi onun da asılarak dar-ı bekaya gönderilmesi şehadet değil de ne olabilir?
Bir devrin mazlumuna sahip çıkılması neden seni rahatsız ediyor?
Üç kitap daha fazla satacaksın diye...
Beş kuruş daha fazla para kazanacaksın diye…
Bir iki hafta daha gündemde kalacaksın diye değer mi bir mazluma, bir şehide hain damgası vurmak…
Asıl onu ve onun gibileri sorgusuz sualsiz darağacına gönderenleri kahraman ilan etmek hainlik değil midir?
Kur’an’ı üç yaşında okumaya başladığını, yüzlerce defa hıfzettiğini söylüyorsun da o Kur’an’ın sahibinden de mi utanmıyorsun?
Yarın Mahkeme-i Kübra’da senin için hesap mizanınının kurulmayacağını mı düşünüyorsun?
Kısa çöpün uzun çöpten hakkını alacağı o dehşetli günde İskilipli Atıf Hoca’nın senden hakkını almayacağını mı zannediyorsun…
Bir düşün istersen!