Karamanın dâveti...
Bir hafta - on gün önce, Palandöken eteklerinde açılan, Kopdağından inen baharı ve bereketi görmek için Anadolunun kuzey doğusunda, Erzurum ve Bayburtta idik. Geçen hafta sonu ise, güneyde, Toros dağlarından gelen bereketin beslediği gümrah Karaman baharının içinden geçtik...
Kapımız açıktır girene, lokmamız helâldir yiyene... Bu ahî düsturu Karamanın her tarafında kendini gösteriyordu. Karamana dâvetli idik... Türkçenin ebedî sofrasında Hakdan gelen şerbeti elhamdülillah diyerek içmiş Yunus Emrenin nefesiyle gönlümüz açıldı, ruhumuz ferahladı.
Dâvet, önce Turan Karataş hocadan geldi. Karaman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Turan hoca, Karamanda Dil Bayramı çerçevesinde dilimizin meselelerini, bu arada anayasanın dilini konuşalım dedi. Değerli yazar ve dilci Dr. İbrahim Demirci ile birlikte Piri Reis Salonunda çoğu üniversite talebesi dinleyicilerimizle, Vali ve Belediye Reisi başta olmak üzere Karamanın değerli yöneticileriyle sohbet ettik.
Yaygın ideolojik dil yaklaşımına karşı düşüncemizi açıkladık. Türkçede tarihî bir kesiklik gibi gösterilen Osmanlı döneminin doğru anlaşılması gerektiğini vurguladık. Osmanlılar türkçenin düşmanı değildi, aksine türkçeyi güçlendirdi. Yazışmalarını türkçe yaptı, kayıtlarını türkçe tuttu. Osmanlı döneminde türkçenin en büyük şair ve yazarları yetişti... Osmanlı dönemini aradan çıkararak bir türkçe şenliği yapmak mümkün değildir dedik.
Buraya davet edilişimizin asıl veya gizli sebebinin bir büyük ödül olduğundan çok geç haberimiz oldu. Yine Turan Karataş hoca bunu çıtlatırken, ödül beklentim olmadığını, hatta böyle bir çerçevede bana ödül verilmesinin bazılarına aykırı gelebileceğini, seçici heyeti zor duruma düşürmemek gerektiğini lisanı münasiple anlatmaya çalıştım. Baktım yapılacak bir şey yok, fermana uydum!
Karaman Dil Ödülü akşam şehrin stadyumunda verilecekti. Protokol desteğine rağmen bir hayli zahmet ve meşakkatle, stadyumun tribünlerini, yetmezmiş gibi sahayı da kaplayan halkın arasından geçerek bize ayrılan yere ulaştık. Karaman valisi, günün mâna ve ehemmiyetini kısa bir konuşma ile ifade ettikten sonra Karaman Belediye Başkanı Dr. Kamil Uğurlu da valilik ve belediye olarak türkçeye hizmeti geçen, yardım eden, bu dili en iyi şekilde temsil eden kişi veya kurumlara her yıl bir tek ödül verdiklerini belirterek, Bu ödül bir anlamda Batıdaki Nobel ödülünün karşılığı olan çok önemli bir ödül. Bu sene bu ödülü almaya hak kazanan D. Mehmet Doğan, yaklaşık 40 senesini türkçeye adayan bir isim. Kendisi türkçenin en kapsamlı sözlüğü olan Büyük Türkçe Sözlükü hazırlayan kişidir. Bu sene genişletilmiş 23. Baskısı yapıldı. Kendisine semereli çalışmalarından, dilimize uzun süreli emeklerinden dolayı bilhassa teşekkür ediyorum. Bu büyük ödül onun hakkıdır dedi.
Gösteri için hazırlanmış yüksek ve geniş sahneye çıkınca ışıkların altında ve büyük kalabalığın karşısında kendimi bir hayli yalnız hissettim. Neyse ki, Vali Süleyman Kahraman, Karaman milletvekilleri Mevlüt Akgün ve Lütfi Elvan, Belediye Başkanı Kâmil Uğurlu ile Prof. Dr. Turan Karataş da sahne de idi. Söz sırası bana gelince kısa bir teşekkür konuşması yaptım. Öncelikle, hiçbir zaman ödül beklentisi içinde olmadığımı, böyle bir ödül de beklemediğimi, o yüzden şaşkınlıkla karışık bir sevinç ve heyecan içinde bulunduğunu belirttim.
Bütün Türkiyenin Anadoluda türkçenin yol açıcısı ulu şairimiz, Yunus Emreye bir kere sahip çıkma hakkı varsa, Karamanın iki kere, üç kere sahip çıkma hakkı olduğunu söyledikten sonra hatırımda kaldığı kadarıyla şunları söyledim:
Ben de büyük Yunusun izinde, bundan 40 sene önce Kastım budur şara varam/Feryad ü figan koparam diyerek zahmetli ve meşakkatli uzun bir yola çıktım. Hiçbir beklentim yoktu. Eldeki mevcut türkçe sözlükler türkçenin klasikleşmiş şair ve yazarlarını okurken ihtiyacımı karşılamıyordu. Ayrıca tarifler, açıklamalar ideolojik sapmalarla sakatlanmıştı. Mehmet Âkifin, Yahya Kemalin, Ahmet Haşimin, Peyami Safanın, Ömer Seyfeddinin, Refik Halit Karayın, Necip Fazılın, Tarık Buğranın ve nice büyük yazarımızın kelimelerini ihtiva eden bir sözlük hazırlamaya giriştim. Başlangıçta sadece kendi işime yarayacak bir sözlük hazırlamayı düşünüyordum. Hacca niyetlenen karınca gibi yola düştüm.
Çalışma ortaya çıkınca, 1981de ilk defa basıldı. Edebiyat camiasında, eğitim ve öğretim âleminde büyük ilgi gördü. Gerçek bir ihtiyaca cevap verdi. O zamandan bugüne sözlüğe ilgimi sürdürdüm. Bugüne kadar 7 defa genişlettim. Kapsamı geniş, tarifleri doğru, ideolojik sapmalardan âri 500den fazla Türk yazarının, ilim ve fikir adamının eserlerinden seçilmiş örneklerle desteklenmiş Büyük Türkçe Sözlük ortaya çıktı. Karaman beni beklemediğim bir ödülle taltif etti, şereflendirdi. Bu sürekli emeğin, meşakkatin takdir edilmesi beni ziyadesiyle mutlu etti. Beni bu ödüle layık görenlere teşekkür ediyorum, bu ödülü Kaşgarlı Mahmuddan bu yana türkçeye emek veren bütün münferit sözlükçülere verilmiş bir mükafat addediyor ve Karamana, Karaman halkına teşekkür ediyorum.
Karamanda 1960lardan beri icra edilen Dil Bayramının Yunus Emreyi, yani bizim büyük edebiyatımızı esas alan bir çerçevede yapılmasına doğru bir genişleme içinde olduğu fark ediliyor. Vali bey, kendisi de bir edebiyatçı olan, şehir edebiyatımıza şehrengizleriyle gerçek anlamda katkıda bulunan Belediye Başkanı Kâmil Uğurlu böyle bir genişlemenin asıl mimarları. Karamanda belediyenin desteği ile çıkan İmaret dergisi de muhtevasıyla ve şekliyle asla bir taşra yayını görüntüsü vermiyor. Bu bizde Karaman Dil Bayramının gelecek yıllarda daha zengin bir dil ve edebiyat şöleni olarak değerlendirilebileceği ümidini güçlendirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.