Şimdi siz Barışa da küfredersiniz
İtiraz etmeden, yandaş, yalaka, AKP uşağı filan diye saydırmadan önce, şu satırları dikkatle okumanızı rica ediyorum:
CHPnin İstanbul İl Kongresi, benim de sınırsız destek verdiğim Yeni CHPnin ölüm ilanıdır!
Her anlamıyla ölüm ilanı...
Katılımın sağlanamadığı, parti tabanının ilgi göstermediği bir kongrenin, başta İstanbul olmak üzere, Türkiyeye verebileceği hiçbir şey yoktur. Partiyi Yeniden İnşa Süreci olması gereken İstanbul Kongresi, Kılıçdaroğlunun lider olamadığının en basit göstergesidir.
Kılıçdaroğlu, İstanbul Kongresinde halka iktidar vaat edememiş, popülizmin arkasına sığınmıştır... Hayali düşmanlarla zaman kazanmaya çalışmıştır...
Kılıçdaroğlunun CHP liderliğini taşıyamadığı ve CHP Genel Başkanlığı makamını işgal ettiğinin bilincinde olmadığı görülmüştür.
CHP Genel Başkanı, marjinal partilerin liderleri gibi konuşmuş, ana muhalefet partisi lideri olamayacağını göstermiştir.
Heyecan yaratmayan, ne diyeceği merak edilmeyen, ruhsuz, tatsız-tuzsuz bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, ne yazık ki gözlerimizin önünde eriyip gitmektedir...
Eriyen sadece Kılıçdaroğlu değil, güzel bir Türkiyeye olan inancımızdır...
Bitti...
Hemen zıplamayın, ben söylemiyorum, CHPliliği (ve solculuğu) tartışılmaz Barış Yarkadaş söylüyor.
İfadeleri tırnak içine almadığım için, alıntı olduğunu fark edemediniz.
Peki, Barışın derdi ne?
Düz mantıktan hareket ederseniz, şunu söyleyebilirsiniz:
Gürsel Tekine yakınlığıyla bilinen (ve aynı zamanda hemşeri olan) Barış Yarkadaş, Kılıçdaroğlunu eleştirerek, istikbaldeki Genel Başkan lehine bir durum yaratıyor.
İstikbaldeki Genel Başkanın kim olduğunu, daha doğrusu kim olması gerektiğini de, yine düz mantıktan hareket ederek kolayca tahmin edebilirsiniz.
Bu yiğit, Gürsel Tekinden başkası değil...
İyi de, Barışın söylediklerini sadece düz mantıktan mı okumak lazım? Ya da Barışın biricik derdi, hemşerisi Gürsel Tekini Genel Başkanlık koltuğuna oturtmak mı? Söylediklerinde hiç mi doğruluk payı yok?
Konumuz CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu...
Konu hususen bu ikili olunca, Barışın projeksiyonu ve temennileri önemini yitiriyor, söylenenler değer kazanıyor.
Ki, objektif bir gazeteci olan Barış Yarkadaş da az bile söylemiş karşılığını hak edecek önemde (değerde) şeyler söylüyor.
İstanbul Kongresinin heyecansızlığını ve renksizliğini ben de teslim ederim...
Bu heyecansızlık, evet, bir anlamda Yeni CHPnin ölüm ilanıydı ama bana sorarsanız Yeni CHP diye bir şey hiç olmamıştı...
Olan, bir Genel Başkan değişikliğiydi...
Bu değişikliğin demokratik yöntemlerle gerçekleşmemiş olması, ayrıca bir nakısa olarak CHPin eksi hanesine yazılmıştır ama bu bahs-i diğer.
Eski Genel Başkan Baykalın sarsmadığı, sarsmak istemediği statükoyu, Yeni Genel başkan Kılıçdaroğlu yeniden tahkim etti ve CHPyi sadece Ergenekon tutukluları konusunda söz söyleyen, diğer bütün meselelerde yeni hiçbir fikir üretemeyen eskinin karikatürü bir parti haline getirdi.
CHP, ancak ve sadece rejim partisihüviyetini reddederek kurtulabilirdi.
Kılıçdaroğlu, bilakis, bu hüviyeti yeniden diriltti.
Küfredecekseniz yine küfredin ama Barışın yazdıklarını bir de bu gözle okuyun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.