Süleyman Yaşar

Süleyman Yaşar

İki bakan arasında tansiyon niye yükseldi?

İki bakan arasında tansiyon niye yükseldi?

Türkiye'nin en büyük ekonomik sorununun kayıt dışı ekonomi olduğu sürekli belirtilir. Zira kayıt dışı ekonomi haksız rekabeti ortaya çıkartır. Kayıtlarını tutan tacir vergisini, çalıştırdığı işçinin sigorta primini, kullandığı elektriğin ve suyun bedelini yatırırken, diğeri yatırmaz. Böylece kaydını tutanın maliyeti yükselir, tutmayanın bu türden maliyetleri olmadığı için o, vergisini ödeyene karşı rekabette fiyat avantajı kazanır. Sonunda kaydını tutan tacir rekabet edemediği için ya batar ya da rekabet gücü kazanmak için kendisi de kayıt dışına kaymak zorunda kalır.
İşte kayıt dışının alın terine yaptığı bu büyük haksızlığı ortadan kaldırmak için yeni bir Ticaret Kanunu (TTK) hazırlandı. Bu yeni TTK, üzerinde on yıl çalışılıp yazıldı. Muhalefetin yıllardır engellemesine rağmen Başbakan Erdoğan'ın büyük çabasıyla 13 Ocak 2011'de TBMM'de kabul edildi. Şimdi bu yeni TTK, 1 Temmuz 2012'de yürürlüğe girecek.
Niye Başbakan'ın çabasıyla diyoruz? Çünkü Başbakan, "AB sürecinde yavaşladınız" diye Hükümeti eleştiren TÜSİAD'a, "Biz yavaşlamadık. Bakın AB uyum yasası olan TTK'yı muhalefet engelliyor. Yeni TTK'ya siz işadamları olarak niye sahip çıkmıyorsunuz" cevabını verdi. Bu cevap üzerine, aslında el altından yasanın çıkmasını engelleyen TÜSİAD sıkıştı ve bu engeli kaldırmak zorunda kaldı. İşte yeni TTK Meclis'ten böyle geçti.
Peki yeni TTK neler getirecek? Bir kere, günlük ticari yaşamı öngörülebilir hale getirecek. Yeni TTK hükümlerine göre şirketlerin içini boşaltmak zorlaşacak. Çünkü şirket ortağının, bugüne dek "ortaklar cari hesabı"ndan borç alıp geri ödemeyerek yaptığı hortumlamayı önlemek için para cezası getiriliyor. Böylece hem hortum, hem de diğer ortakların, şirket personelinin ve şirketten alacaklı olanların dolandırılması engellenmeye çalışılıyor.
Ayrıca faturasız mal alıp satma, kara para aklama işlemlerinin yapıldığı ortaklar cari hesabı artık kontrol altına alınacak. Ama bu düzenlemeleri istemeyenler var. Onlar "eski düzen devam etsin kayıt dışı sürsün" düşüncesiyle yeni TTK için sürekli olumsuz propaganda yapıyorlar.
Mesela, halen yürürlükte olan TTK'nın 40, 41 ve 53'üncü maddelerinde tabela asmayana hapis cezası mevcutken, sanki tabela asmayana yeni TTK ile hapis cezası getiriliyor korkusunu yayıyorlar. Böylece yeni kanunu okuma imkânı olmayanları yanlış bilgilendirerek ve medyada, yeni TTK'ya toplumsal tepki var görüntüsü yayarak Hükümet'e baskı yapıp, yeni TTK'yı değiştirmeye zorluyorlar.
Hatta internet sitesi kurma zorunluluğunu da, "sırlar açıklanacak" diyerek yürürlükten kaldırmaya çalışıyorlar. Bilanço açıklanması ve yönetici maaşlarının toplu olarak internet sitesinde yer almasının sır olduğunu ileri sürüyorlar. Oysa ABD'de yaşanan ve yöneticilerin sahtekârlık yaparak kârlı gösterdikleri şirketi yüksek maaşlarla soyduğu ENRON skandalından sonra yönetici maaşları sır kavramından çıkartıldı. Yeni TTK'da değişiklik isteyenlerin baskıları kanunun yürürlüğe gireceği 1 Temmuz tarihi yaklaştıkça daha da arttı. Bu baskılar sonucunda, Ekonomik İşler Yüksek Koordinasyon Kurulu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın başkanlığında geçen hafta başında toplandı. Toplantıdan sızan bilgilere göre, yeni TTK'nın değiştirilmesi için yapılan hamleler çok ilginç!
Buna göre, ortaklar cari hesabının değiştirilmesi üzerinde görüşülürken, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu değişikliğe karşı çıkıyor. Çok haklı olarak, "Yeni TTK'da düzenlen bu hüküm değiştirildiği takdirde, kayıt dışının ve kara para aklamanın önüne geçmenin mümkün olmadığını" belirtiyor.
Bunun üzerine Ali Babacan, TOBB'un istekleri doğrultusunda değişikliğin yapılmasında ısrar ediyor. Bu ısrar karşısında, iki bakan arasında tansiyon yükseliyor. Sonunda Babacan toplantının başkanı olarak isteklerinin yerine getirilmesini istiyor. Anlayacağınız Maliye'nin tasvip etmediği değişiklere gidilecek gibi görünüyor.
Şimdi hemen şu kritik soru akla geliyor: Hükümet yeni teşvik paketi açtı. Milyarlarca liralık ayni ve nakdi teşvik verilecek. "Eğer ortaklar cari hesabından şirketlerin hortumlanmasına izin verilirse, bu maliyeti kim ödeyecek?"
2001 krizinde bankaların, TTK'ya tabi şirketler kullanılarak hortumlandığını herkes biliyor. Bankalardan şirketlere krediler aktarıldı. Sonra şirket hortumlanarak krediler yok edildi. Bunun bedelini bu ülkenin vatandaşları işsiz kalarak, yoksullaşarak, 380 milyar lira olarak ödedi.
Yeniden böyle bir kapıyı açmak asla doğru olmaz. Başarılı bir siyasi performans gösteren Başbakan Yardımcısı Babacan, "Türkiye ekonomisinin en önemli sorununun hukuki öngörülemezlik olduğunu" haklı olarak sık sık tekrarlar. İşte bu nedenle kayıt dışına yol açan ortaklar cari hesabının yeni TTK'da düzenlenen halinin değiştirilmesine kesinlikle izin vermemesi gerekiyor. Aksi takdirde öngörülemezlik artacak. Ve toplam vergi gelirlerinin yüzde 67'sini dolaylı vergilerin oluşturduğu bir vergi yapısıyla Türkiye'de maliye politikası sürdürülemez olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Yaşar Arşivi