Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Siyah gözlüklerin sakladığı...

Siyah gözlüklerin sakladığı...

Gündeme boğulmasaydık, iki amirale ait olduğu ileri sürülen sözlerle bu ülkede yer yerinden oynardı. İkisi de muvazzaf, yani halen görevde amiral. İkisi de Balyoz davasından tutuklu ve cezaevinde. İçeriden konuşuyorlar. Birinin adı Tuğamiral Fatih Ilgar, diğerinin adı Tuğamiral Cem Aziz Çakmak. İkisinin de fotoğraflarında, ekranda kalın çerçeveli siyah gözlükleri var.


Önce şunu belirteyim. Bu sözlerin dehşetini gizlemek ve meseleyi saptırmak için Ergenekon dostlarının bir taktiği var. Söylenenlere değil de, söylenilenlerin nasıl sızdırıldığını öne çıkartıp sulandırma, bulandırma yapıyorlar. Yani cinayeti değil, katili kim ele veriyor gibi, onu sorguluyorlar. Bir ikincisi de ses sahipleri, bu iddiaya hiç itiraz etmiyorlar. Bugüne kadar hiçbiri, "bu ses bana ait değil" demedi. Çünkü teknoloji, sesin kime ait olduğunu yüzde yüz belirliyor.

Amiraller ne diyor? Bir defa ikisi de sağlam kaynaklardan duyum aldıklarını söylüyor. Demek sağlam kaynaklar varlığını koruyor... İkisi de bir ya da iki yıl içinde cezaevinden çıkacaklarını anlatıyorlar. İkisi de intikam hazırlığından bahsediyor. Tuğamiral Ilgar, "Bu bir savaşsa savaş yapacağız. Bir yasa tasarısı gündemde. O yasayla bizi çıkaracaklar. Bu ülke ya ekonomik krizle ya bir iç savaşla kendine gelecek. Bu iki seçenekten bir tanesi kapımızı çalacak. Dönecek bu rüzgâr." diye konuşurken, Tuğamiral Çakmak, "Bu ülkeden kaçacaklar çoğu. Çok kişinin canı yanacak. Yani bunun rövanşında çok can yanacak. Bir sürü hesaplaşma olacak. Çoluğuna çocuğuna kadar..." diye konuşuyor.

Bu ne kin ve nefret böyle? İç savaştan bahsetmek, çoluk çocuk demeden katletmeyi düşünmek... Bu düşmanlığın temelinde ne var? Bu millete, halkın seçtiklerine nasıl böylesine bileniyorlar? Uzun tutukluk sürelerine evet ben de eleştiri getiriyorum. Uzayan yargılama süreci adaleti zedeliyor. Ama bir de böyleleri varsa... Bunlar hâlâ Silahlı Kuvvetler kademelerinde güçlerini, konumlarını muhafaza ediyorlarsa. Her an fırsat kolluyorlarsa... Her an bir darbe ihtimali söz konusuysa... Demek henüz sahili selamete çıkmış değiliz. Ki, benim bu köşede öteden beri söylemeye çalıştığım buydu. Vesayet rejimi, bütün demokratikleşme çabalarına rağmen gücünü ve varlığını koruyor. Ancak yüzde yirmi bir zafiyet söz konusu... İktidarın gevşemesini, hükümetin kendine son derece güvenerek boşluk vermesini bekliyorlar. Tuğamiral Çakmak da bilhassa bu konunun üzerinde duruyor. Şöyle diyor:

"Şimdi ben şuna inanıyorum. Bir insanın en zayıf olduğu zaman ne zamandır biliyor musun? Kendine çok güvendiği zaman. Biz de çok güvendik, ondan zayıftık. Şimdi de aynı hatayı onlar yapıyor. Rövanşta hata yapmayacağız. Bir sürü hesaplaşma olacak. İki sene çok, bir sene içinde... Eğer biz buradan bir çıkarsak, bu dışarıdakilerle çok ciddi bir hesaplaşma olacak. Çok ciddi hem de..."

Bu hesaplaşma fırsatının nasıl doğacağını amiral açıkça söylüyor: "Fırsat, hükümet zaafa uğrarsa doğar... Demokrat cephe birbirine düşerse doğar... İktidara demokratikleşme hamlelerinde, referandumda destek verenlerle, AK Parti birbirine düşürülürse doğar..." Son aylardaki fitne gayretlerine de bir de bu gözle bakınız. Belli medya, sürekli iktidarı, darbe davalarına destek verenleri suçluyor: "İntikam duygusuyla hareket etmeyin, rövanşist duyguları bırakın" diyor. Ama asıl kin ve nefretle intikam peşinde olanlara hiç laf ettiklerini duydunuz mu? Ergenekon dostlarının çabalarına da bir de bu gözle bakınız. Hâlâ darbe teşebbüsü davaları itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor. Hâlâ bilgi kirliliği, savcı ve yargıçları karalama, hedef gösterme, mahkemeleri baro taktikleriyle engelleme hamleleri devam ediyor. Demokratikleşme cephesi yılgınlığa, yorgunluğa, gevşekliğe zorlanıyor.

Vesayet rejimini, onların payandalarını, güç merkezlerini, kozmik adamlarını, kurdukları asırlık yapıyı kimse hafife almasın. Kalın çerçeveli siyah gözlüklerin sakladığı kin ve nefreti, intikam hazırlığını kimse unutmasın...



[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi