Mehmet Barlas

Mehmet Barlas

Zarar eden yayın organı kapatılır mı ki?

Zarar eden yayın organı kapatılır mı ki?

Amerikan "Turner Broadcasting System" şirketinin bir yatırımı olan "TNT Türkiye" televizyon kanalının kapatılacağı açıklandı dün.
Şirketten yapılan açıklamaya göre "TNT Türkiye belirlenen iş planına göre performans ve büyüme göstermedi. Buna bağlı olarak, yapılan detaylı inceleme sonucunda dikkatle değerlendirilmiş bu karar alındı."
Bu açıklamanın açılmış hali "TNT Türkiye televizyonu sürekli zarar ettiği için kapatılıyor" şeklinde değerlendirilmelidir.
Aslında bir televizyon kanalının sürekli zarar ettiği için kapatılmasına karar verilmesi Türk medya dünyasının pek alışık olmadığı bir yaklaşımdır. Eğer Turner Broadcasting "CNN-Türk"te olduğu gibi TNT'de de bir Türk ortak bulsaydı, bu televizyon kanalı da kapanmazdı.

Yerli sermaye olsaydı...
Nitekim dünkü açıklamada "Turner, Doğan TV ile 1999'da CNN Türk'ün kurulması ile başlayan uzun süreli ve değerli ilişkilerinin yanı sıra Türkiye'deki gelecek yatırımlarına olan bağlılığını sürdürüyor" denilmekteydi...
Girişimcilerimiz, genellikle diğer iş alanlarında korumaya özen gösterdikleri "Kârlılık faktörü"nü, medyaya yaptıkları yatırımlarda pek özen göstermezler.
Bu yüzden olacak Türk medya sektörü önemli ve başarılı bir girişimciye göre uzun vadede bir nevi "Sermaye mezarlığı"dır.
Diğer girişimlerinden elde ettikleri birikimlerini gazetelerde ve televizyon kanallarında sıfırlayan isimler oldukça fazladır.
Ancak medyanın sağladığı gücü başka alanlarda paraya dönüştürmeyi başaran girişimciler sermaye mezarlığına gitmezler.

Devlet bağımlılığı
Bunun bir nedeni Türkiye'nin her alandaki kökten devletçiliği olabilir.
Bu açıdan medya sermayenin devlete (veya iktidara) sesini duyurma ve varlığını hatırlatma aracıdır da.
Değişen dönemlere göre medyadaki susturmalar ve kıyımlar, sermayenin devlet gücüne karşı teslimiyetini ifade eder.
Bir anlamda medya genel yapısıyla, devlet malı olan TRT'nin özel sermayedeki uzantısı gibidir. Neticede özel sermayenin rekabetçiliğinden kaynaklanan çekici diziler ve daha fazla izleyici toplayan renkli programlar, izlenen teslimiyetçi siyasetin çizgisini pek etkilemez.
Özellikle de "Resmi ideoloji"nin dışına çıkılmaz. Televizyonlardaki kavgalı, gerginlik dolu tartışma programları ve köşe yazılarındaki hırçınlıklar "Muhalefet de ediyoruz" mazeretinin kanıtları olarak sunulur.

Eski ağza yeni tat
TNT'nin zarar ettiği için kapatılması, özellikle işsiz kalacak çalışanlar için çarpıcı ve alışılmadık bir karardır.
Burada zarar eden medya organının sahibi yok olur ama o organ yeni sahibi ile zararını sürdürür.
Bu coğrafyada medya çalışanları işyerleri zarar ettiği için değil, yazdıkları yazılar ve yaptıkları programlar sermayenin devletle (veya iktidarla) ilişkilerine zarar verdiği için işsiz kalırlar.
Kısacası zarar ettiği için bir yayın organının kapatılması, eski ağızlara yeni bir lezzet olarak algılanacaktır.
Bu arada TNT'nin Amerikalı yöneticisinin çalışanlara sekiz ay süreyle maaşlarının verilmeye devam edeceğini söylemesi de, bu yeni lezzetin bir öğesi olabilir. Çünkü alışılmış uygulamada işten çıkartılanlara bazen kıdem tazminatlarının verilmemesi de olağan yansımalardan değil midir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Barlas Arşivi