Ortalık yine toz duman…
Göz gözü görmüyor…

Kılıçdaroğlu bir yandan akil adamlardan oluşan bir komisyonun peşinde…
Barzani ve Talabani örgütle gizli görüşmeler yaparak bir rekabet halinde…

Osman Baydemir’in Ak Partili Kürt Milletvekillerine istifa çağrıları ve
ayaklanan vekillerin cevap çabaları…
Bülent Arınç’ın Abdullah Öcalan ile ilgili ev hapsi açıklamaları…
Hükümetin seçmeli Kürtçe dersi ile ilgili sürpriz atağı…
Ve finalde Leyla Zana’nın çözüm olarak Erdoğan’ı gösteren bomba sözleri...

Hepsini üst üste koyduğumuz zaman bunların kendiliğinden ve birbirinden
bağımsız olarak ortaya çıktığını düşünemeyiz…

Bu şüpheci tavırla iz sürmeye devam edelim…
Bundan sonra ne olacak diye…

Gerçekten Kürt sorunun çözümünde sona mı gelindi…
Yoksa yeni bir Habur kazasıyla karşı karşıya mıyız?

Çizilen pembe tablolara, yapılan açıklamalara ve ortaya çıkan görüşmelere
bakıldığında umutlu olmamız gerekse de açıkçası çok iyimser olmadığımı
burada ifade etmek istiyorum…

Yeni bir oyunun sahneye konulduğunu…
Amerika ve İsrail patentli yeni bir senaryonun hayata geçirilmeye çalışıldığını
düşünüyorum…

Dün de yazmıştık…
İlahi iradenin bir tecellisi olarak…
Elbet bir gün bu topraklara barış gelecek…
Silahlar susacak…
Annelerin gözyaşları dinecek…
Ama bunu kişiler değil konjüktör çözecek…

Bir kere şunu ortaya koymak lazım…
Örgütün, Amerika’nın ve de Avrupa’nın niyeti hiçbir zaman Kürtlerin
gasbedilen haklarının geri verilmesini sağlamak değil…

Diğer dünya milletleri gibi özgürce kendi kendilerini idare edebileceği bağımsız

bir Kürt Devleti hiç değil…

Kaos ortamına minare çalınmış…
Sadece kılıf aranıyor…

Suriye’de kimliği olmayan, insan statüsüne dahi konmayan Kürtlere hak isteme
noktasında kimsenin kılı kıpırdamıyor…

İsrail zulmü altında inleyen Filistinlilere her gün soykırım uygulanırken
kimsenin sesi çıkmıyor…

Dünyanın dört bir yanında insanlar açlıktan ölürken kimse bunları görmüyor…

Varsa yoksa Ortadoğu ve Türkiye…
Ve Türkiye’deki Kürtler…

Kim ne derse desin…

Bu 100 yıllık bir emperyalist güçlerin derin devlet projesidir…
Gerçekleşir mi bilinmez ama gerçekleşene kadar da bu güçler karıştırmaya
devam edeceklerdir…

Proje şudur;

İran, Türkiye, Irak ve Suriye’de Kürtlerin yaşadığı bölgelerin topraklarını o
ülkeden ayırıp İsrail benzeri, Amerika merkezli bir Kürdistan devleti kurmak…

Dört aşamalı bir senaryonun Irak ayağı bitmiş ve şartlar oluştuğunda Barzani
bağımsızlığını ilan edecektir…
Zaten kaç defa bunun girişimi yapıldı ama hep inkıtaya uğradı…
Burada en önemli parça Türkiye ayağı…
Bu gerçekleştiği anda diğer ayaklar çok rahat çözülecektir…
Suriye zaten bir karmaşa içinde…
Esad sonrası bu yapıyı kurmak çok kolay…
Dolayısıyla Irak ve Suriye ayakları tamam gibi ama
İran ve Türkiye sorun olmaya devam ediyor…

Her ne kadar milletlerin kardeşliğinden söz edilse de, ülkelerin toprak
bütünlüğünden dem vurulsa da belirlenen nihai hedef; İsrail benzeri dört parçalı
bağımsız bir Kürdistan devletidir…

Kürtler devlet kurmayı hak etmiyor mu?
Ediyorlar…

Hem de binlerce kez…
Ama bu şekilde değil…

Bu gerçekleşir mi?

Allahın sınır koymadığı dünya coğrafyasında Kürtleri dört ayrı parçaya bölmek
ve araya tel kafesleri örmek zaten başlı başına bir zulümdü…

İşte o gün bu zulmü gerçekleştiren emperyalist güçler, yine Kürtleri sevdiği için
değil, kendi çıkarlarına bu formül uyduğu için bugün Kürtlerin sözde temsilcisi
olarak ortaya çıkmışlardır…

Ortadoğu’da İsrail benzeri bir Kürt devleti ile geleceklerini sağlama alırlarken
kendilerine çok da dost görmedikleri Türkiye, İran ve Suriye’ye de çelme
takarak Irak’ta yaptıkları gibi bir taşla iki-üç kuş vurmayı hedeflemektedirler…

Bu güçler Marksist-Leninist bir devlet yerine halkın dokusuna ve fıtratına uygun
bir Kürt İslam devletinin kurulmasını asla istemezler…
Hatta kurulacak olsa bile bunun kurulmasına ilk engel olacak olan da yine bu
güçlerin olacağı bilinen bir gerçektir…

Marksist-Leninist bir Kürde ve Kürt devletine evet…
Ama dindar bir Kürde ve Kürt devletine hayır…

Bundan sonra ne olacak diye sormuştuk…

Lokma büyük olduğu için böl-parçala-yut yöntemiyle güçsüz ve itaat edip
sömürülen bir Türkiye oluşuncaya kadar karıştırmaya devam…

Meselenin özü budur…
Oyuna gelmeyelim…